1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. Ahmet Kabil ile Rize Üzerine
Ahmet Kabil ile Rize Üzerine

Ahmet Kabil ile Rize Üzerine

ANAP'dan 3 dönem Rize Milletvekilliği yapan Ahmet Kabil ile Rize'yi konuştuk...

A+A-

ANAP’ın 19, 20 ve 21. dönem Milletvekili olarak TBMM’ye gönderdiği Ahmet Kabil ile Rize’nin sorunlarını ve yapılması gereken hizmetleri, üniversiteyi, turizmi, AKP iktidarının Rize’ye bakışını konuştuk…

Röportaj: Dilek ASLAN
Pazar53: Sayın kabil, Rize’de mi ikamet ediyorsunuz? Bir iş yapıyor musunuz? Boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ahmet KABİL: “T.B.M.M’de bulunduğum sırada Rize’den evimi taşımadım. Ailem kalabalık. Çocuklarım çoğu zaman Rize’de kalır ben de en geç 15 günde bir Rize’ye gelirdim. Şimdi her zaman Rize’deyim. Çocuklarımın kardeşimle ortak dükkânları var ve bende günün belli saatinde Çocuklarımın işyerine uğrar sonra yazıhaneme geçer kitap okur bazen yazı yazar ve dostlarımla sohbet ederim”.

Pazar53: Sayın Kabil uzun bir dönem siyasetin içinde yer aldınız. Şu an için siyasetin neresindesiniz?
Ahmet KABİL: “Siyaseti bıraktığımı söylüyorum 22. döneme aday olmadım. Ancak, Rize’nin sorunları ile ilgimi bırakmadım bırakmayı da düşünmüyorum; çünkü 1977 den bu yana Rize’nin sorunları ile iç içe oldum. İl genel Meclisi, Belediye meclisi üyelikleri, İktidar partisi(AP) il Başkanlığı ve daha sonrada 3.dönem Rize’nin Milletvekilliğini yaptım. Rize’nin bütün sorunlarını nasıl takip ettiğimi 3 Kasım 2002 genel seçimleri Rize mitinginde Genel Başkanım eski Başbakan Sayın Mesut Yılmaz 20 bin kişiye ifade etiler. Üstelik o seçimde aday da değildim. Şu anda yine Rize’nin sorunlarını iyi bildiğimi hep iddia ediyorum ve düşündüklerimi de tamamen tarafsız hiçbir objektif siyasi maksat gütmeden yeri geldikçe söylemeye devam etmeye kararlıyım”.
Pazar53: Sizce Rize’nin sorunları nedir? Bu sorunlar nasıl giderilir?
Ahmet KABİL: Rize, hatta Karadeniz bölgesi belli bir dönem gerçekten hak ettiği yatırımı almamıştır.1995 DPT raporlarına bakıldığında Rize 1990–1995 yılları arası Türkiye’de kişi başına yapılan yatırımın onda birinden daha azını almıştır.1996 dan 2003 yılına kadar Sayın Mesut Yılmaz’ın Başbakanlığında Karadeniz bölgesinde bu açığı kapatmaya gayretleri devam etmiş birçok hizmet yapılmıştır, ancak hala bölgenin ve Rize’nin sorunları tamamen bitmemiştir. Rize’nin birinci sorunu bu dönem şuana kadar Rizeli bir başbakandan projeli ve gerçekçi bir hizmet talebi yapılmayışıdır. Hatta bazı kadrolar bir kısım üst düzey bürokratlar da dâhil ağız birliği yapmışçasına eski yatırımları kötüleme küçümseme gayreti ile her fırsatta eski yapılan bütün yatırımları gereksiz yanlış israf gibi göstermek suretiyle politika yaptıklarını zannettiler, sonunda sayın başbakan bunları baypas edince bu söylemlerinden vazgeçtiler ama yeni bir hizmet talebinde de bulunmadılar. Rize de bu son kadro değişikliklerden sonra bu yeni gelen ekibi kendi başına buyruk bazı yöneticilerden engelleyenler olmazsa, inşallah bundan sonra komşu vilayetler gibi proje üretmek suretiyle Sayın Başbakandan eksik hizmetlerin yapılaması talebinde bulunurlar. Çünkü bu kadroda bir hizmet heyecanı, bir sorumluluk bilinci hissediyorum”.
Pazar53: Eksik hizmetler size göre nedir, daha önce sizin döneminizde niçin yapılmadı.
Ahmet Kabil: “Önce bizim dönemimizde niçin bu eksik hizmetler yapılamadı kısaca buna cevap verdikten sonra neler yapılması gerektiğini ifade etmeye çalışayım. 1996’dan sonra Sayın Mesut Yılmaz ara ara azınlık hükümetleri ve çok ortaklı koalisyonlarda Başbakan ve başbakan yardımcılığı yaptı, bu zor şartlarda bile başta Karadeniz sahil yolunu yüksek standartta çift yol olarak yapılmasının yanında bölgeye çok yoğun hizmetler getirdiği bir gerçek. Rize’de yapılan hizmetleri tek tek saymaya kalkarsak zaman alır bu nedenle sektör basında kısaca izah etmeye çalışayım. Ulaşımda 800 km. köy yolunun bir kısmı da yeniden yapılarak beton kaplama yapıldı. İl yollarında toplam 100 km ye yakın güzergâh değişikliği de yapılarak standart hale getirildi. Sayılmayacak kadar eğitim sağlık ve spor tesisleri temeli atıldı ve bitirildi. Birçok dere ıslah çalışmaları yapıldı, hastane, kültür merkezi, adliye sarayı temeli atılmış ve bitirilme aşamasına getirildi. Rize üniversitesinin örnek kampus alanı dahil olmak üzere alt yapısı iki yeni fakülte açılması ve dört fakültenin binalarının yapılması spor salonu, lojmanları, yurt binası kütüphanesi vs. gibi daha bir çok hizmet yapıldı. Ayrıca belediyelere kaynak aktarmak suretiyle bir çok hizmetlerin yapılmasını sağladı Rize Belediyesinin hizmet binası ve asfalt tesisleri, dağ dibi yolu, dosma yolu’nun kamulaşması Andon suyu tesisleri hep bu dönemde yapıldı”.
Pazar53: Sayın Kabil bu hükümet zamanında hiç bir yatırım yapılmadı mı?
Ahmet KABİL: Yapılanları inkâr etmiyoruz. Sayın Başbakan Tayip Erdoğan Karadeniz sahil yolunu 1,5 yıl soruşturduktan sonra bizim bıraktığımız yerden sahip çıkarak bitirme aşamasına getirdi. Hastaneyi, kültür merkezini, adliye sarayını bitirmiştir. Rizeli olarak ona da teşekkür ediyorum. Sayın Başbakan Rize’deki yöneticilerin talebi ile değil bizzat görerek sahip çıkarak bitirilmelerini gerçekleştirdi. Alt yapısı hazır olan Rize Üniversitesinin kanununu çıkarıp Tıp fakültesini ilave etti, hayırsever iş adamlarını teşvik ederek eğitim tesisleri yapıldı. Ancak afet konutlarının dışında devletin Rize’ye attığı bir temel yok. Bunun da Başbakandan kaynaklanmadığına inanıyorum.
Pazar53: Proje bazında hangi hizmetler eksik olduğunu iddia ediyorsunuz?
Ahmet KABİL: “Rize’de trafik sorunu her geçen gün daha karmaşık hale getirilmektedir. Otopark sıkıntısı had safhadadır. Eski hükümet konağının yerine ve meydanın altına kapalı otopark projesi hazır. Beğenilmiyorsa revize edilip yapılabilir. Sahil parkı çalışmaları devam ettirilebilir. Dağ dibi yolu devam ettirilebilir. İmar kargaşasının daha büyük boyutlara ulaşmaması için imar yolu güzergâhlarına yerleşim olmadan imar yolları açılması gerekir. Daha önce planlanıp yapılamayan 500 kişilik öğrenci yurdu Rize Üniversitesi kampus alanının genişleştirilmesi için ilave kamulaştırmaların yapılası ilave fakülte binaları ve hizmet binaları yapılması. Devlet hastanesinin yolunun yapılması gibi daha birçok hizmet yapılabilir”
Pazar53: Rize ye gelir getiren istihdamı arttıracak Rize’nin kalkınmasına katkı sağlayacak hizmetler için neler yapılabilir?
Ahmet Kabil: “Saymaya devam ediyorum gerçi onların Rize ekonomisine ve istihdama katkısı az da olsa var ancak Rize’nin gelişip büyümesine istihdamın artmasına katkı sağlayacak sektör Turizm, Eğitim, Sanayi. Bu sektörlerin alt yapısının yapımına hız vermeliyiz”.
Pazar53: Bunları sektör bazında açar mısınız mesela turizm de neler yapabiliriz, neler eksik?
Ahmet KABİL: Turizm Rizelinin tek ümidi konumuna gelmiştir Rize’de çay geliri Rize halkını geçimini karşılayamayacak seviyeye gelmiştir. Türkiye’de en çok göç veren üç ilden birisi Rize’dir.
Çaya alternatif ürün arayışları bugüne kadar netice vermemiştir. Rize’de istihdamı sağlamak göçü durdurmak için Rize’nin zengin turizm potansiyelini değerlendirmeliyiz. Rize’nin her tonda yeşil ormanları, 50 den fazla yaylası, tarihi kemer köprüleri bin yıllık kaleleri, tarihi konakları, bir kısmında rafting yapılabilecek bol akarsuları, termal sıcak su kaynakları ve böbrek bağırsak hastalıklarına yararlı içmeleri mevcuttur. Turizmi bu kadar çeşidini bir arada barındıracak Türkiye’de başka bir ilin alabileceğini düşünemiyorum. Allah’ın ilimize bahşettiği bu doğa zenginliklerinden faydalanmak için tek eksiğimiz alt yapılarının olmasıdır. Yani Allah’ın verdiği imkânların dışında bizim yapacaklarımızın büyük bir kısmı duruyor. Bu konuda Rizeli zenginlerimiz başta olmak üzere herkese büyük görev düşüyor. Turizm artık deniz, kum, güneş, değildir. Karadeniz’de yayla turizminin günden güne çok daha gelişeceğine inanıyorum. Bu nedenle bütün Rize yaylalarını kapsayacak milli parklar, Mastır planı çalışmaları devam ettirilmeli. Çamlı Hemşin Ayder yaylasında konaklama tesisleri geliştirilmeli. Çamlıhemşin Yayla yolu, Çamlı Hemşin Kale yaylası, Çiçek yaylası, Ardeşen Golazana yaylası, Cimil, İkizdere Anzer ve Çagırankaya yaylaları yolları en önce yapılması gerekir. Bütün yaylalarımızda konaklama tesisleri yok denecek kadar azdır. Bu konuda Rizeli turizmciler ve Rize’yi sevenler harekete geçmeli eğitime verdikleri katkıyı turizm ede vermelidir. Ayder kaplıcalarından başka 1998 de İkizdere Cimil ve Çağrankaya yolu üzerinde tespit edilen16 lt debi ve 63 ‘lık sıcaklıkta bol kükürtlü kaplıca tesisleri yap işlet modeli ile yapımı bitmek üzeredir, buranında yolunun yapımına hız verilmelidir. Böbrek taşlarına hastalıklarına iyi geldiği doktor raporları ile laboratuar tahliller tespit edilen küçük çayır Andon içmelerinde konaklama tesisleri ödeneği olmasın yer tahsis işlemlerinin bitmiş olmasına rağmen bu güne kadar başlatılmamıştır. Özel idareden ilgi bekliyoruz.
Pazar53: Sayın Kabil, Rize de merkezde Yatak kapasitesi ve turistik tesisler yeterlimi?
Ahmet KABİL: “ Rize merkezde yıldızlı 6 otelimizde sadece 668 yatak kapasitemiz var. Kesinlikle acilen turistik yatak sayısının arttırılması için turizmciler teşvik edilmeli ve kredi verilmeli.
Sahildeki çay fabrikalarını iç kısımdaki fabrikalara taşıyarak cumhuriyet, Gündoğdu çay fabrikalarının yerlerine 5 yıldızlı oteller yapılabilir. İç kısımdaki fabrikalarımızın kapasitelerinin arttırılması için gerekli arsaları mevcuttur. Turizmin gelişmesine çok büyük katkısı olacağına inandığım yarım kalan yat limanının bitirilmesi önemlidir. Belediyenin imkânları ile ana mendirekleri yapılan bu hizmet Rize turizmi için çok önemlidir.”
Pazar53: Sayın Kabil, Rize’de turizm çeşitleri olarak neler yapılabilir.
Ahmet KABİL: “ Yayla turizminin yanında; Termal turizmi Akarsu(rafting)turizmi, trekking(dağ yürüyüşü)Yamaç paraşütü, jeep safari, artık kültür merkezimizde bitti kongre turizmi de sayılabilir. Rize’nin zamanla turizmde büyük başarı göstereceğine inanıyorum. Dünya Seyahat ve Turizm konseyi 2006 raporuna gelecek 10 yıl içersinde turizmin en hızlı Gelişmesi beklenen ülkeler içinde Türkiye ilk sırada yer alacaktır denilmektedir. Türkiye de en hızlı gelişeceğine inandığım Karadeniz dolayısıyla Rize turizmidir. Turizm sektörü doğrudan ve detaylı Türkiye de 2 milyon kişiye istihdam yaratmaktadır.10 yıl önce milli gelir için sadece %2 paya sahip olan turizm sektörü bu payını 3 katlayarak %6 yı geçmiştir. İnanıyorum ki Türkiye’de rekabet gücü en yüksek sektör turizmdir. Türkiye’de 2005 yılı Verileceğine göre turist sayısı 21 milyon, turistin geliri 18 milyar dolar 2020 yılında Türkiye’nin hedefi bu rakamları 2 ye katlamaktır 43 milyon turist,40 milyar dolar turizmin geliri. 5,5 milyon istihdamdır. Niçin Karadeniz bölgesi bu pastadan 6-7 milyon dolar almasın.500-600 bin kişi istihdam sağlamasın ve inanıyorum ki bu turizm potansiyelini biz harekete geçirebilirsek Rize 2020 yılında 1 milyar dolar turizm geliri 100 bin kişi istihdam sağlayacaktır, buda Rize’nin kurtulmasıdır.Hep beraber özel teşebbüs,devlet işbirliği ile alt yapı çalışmaları hızlanabilir.”
Pazar53: Sizce ulaşımın turizme etkisi ne kadardır? Yeni yapılan sahil yolu Rize turizmini ne kadar etkiler?
Ahmet KABİL: “ Bana göre ulaşım turizmin omurgasıdır ulaşımın olmadığı yerde turizmden bahsetmek mümkün değil Karadeniz sahil yolu Karadeniz bölgesinin ve Rize turizminin ve ekonomisinin lokomotifidir. Turizmi yol hızlandıracak, iyi tarif etmek için uçuracak diyebiliriz. Hatta Karadeniz bölgesinin ekonomisinin ve Turizmin patlama yapması için benim 1999 yılında T.B.M.M genel kurulunda bir teklifim olmuştur, GAP ın Karadeniz limanlarına bağlanması, GAP dünyanın en büyük 10 eserinden biridir. 22 barajı 19 Hidro elektrik santrali 1,7 milyar dekar arazinin sulanmasıyla elde edilecek 23 milyon ton bitkisel ürüne ilaveten su ürünleri, orman ürünleri ve diğer bitki türlerinden elde edilecek gelir.977 fiyatları ile yılda 663 trilyon TL. Olacaktır. Bu günde fiyatlar 2 katrilyon civarında bir gelir getirecektir. Bütün bu ürünlerin pazarlamasını sağlamak proje kadar önemlidir.1970’li yıllarda GAP’ In pazarı olarak Avrupa ülkeleri düşünülmüş ve ürünlerin pazarlama limanı olarak ta Mersin limanı kararlaştırılmıştı. Ben aksini idde ediyorum. Avrupa birliğine girsek dahi bu güne kadarki gelişmeler göstermiştir ki, Avrupa ülkeleri Kendi aralarında ihtiyaçlarımı temin eder. Bizim ürünümüz kalitelide olsa ucuzda olsa bizi tercih etmeyeceklerdir. Dolayısıyla bizim pazarımız 600 milyon insanın yaşadığı Karadeniz ülkeleri ve Orta Asya cumhuriyetleridir. GAP’ın Karadeniz bölgesinde limanları Hopa’dan Zonguldak’a kadar alan 10 adet limandır. Bu nedenle artık Diyarbakır, Bingöl, Erzurum, Rize duble yolu ve ayrıca zamanla demir yolu ve bu yolu Batum demir yoluna bağlayacak Trabzon Batum demir yolu yapılmalıdır. Bu yollar yapılınca sabah saat 7 Erzurum’dan hareket eden şahıs 9:30 da turizmin Merkezi Rize’dedir akşama isterse döner isterse bu yemyeşil turizm cennetinde kalırlar. Yolu yapmak ilave külfet getirmez. Diyarbakır, Mersin 595 km. Diyarbakır, Rize daha kısa 538 km. Rize Erzurum 214 km. Anadolu ‘ya Karadeniz bağlamanın yolu bu yoldur. Bun nedenle bölgeler arasında kültür farklılıkları da kalmayacaktır. Rize de Anadolu’nun turizm merkezi olacaktır.”
Pazar53: Sayın Kabil, Rize’de üniversite yapılması ile ilgili birçok gayretiniz olduğunu biliyoruz. Şimdi ne düşünüyorsunuz.?
Ahmet KABİL: “Gayretlerimin ne olduğunu zaman zaman izah etmiştim. Bugün üniversitenin alt yapısı yapıldı daha sonrada kanunu çıktı. Her iki hemşerimiz Başbakanlara teşekkür ediyorum. Rize üniversitesi Rize’ye ekonomik sosyal kültürel yönden büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Ancak henüz işimiz bitmedi, kaliteli nitelikli bir üniversite olması için halkın Rize linin sahip çıkması lazım, ilk birinci ders yılının açılışında Rizelinin coşkusunu görmedim üzüldüm. Üniversite halk işbirliği çevre işbirliği, sanayi işbirliği çok önemlidir, yoksa Rize’de üniversiteyi yaşatmak zordur. Rize üniversitesinin kaliteli, eğitim veren, aranılan tercih edilen bir üniversite olması İçin bütün Rizelilere büyük görev düşüyor.”
Pazar53:Sayın Kabil, Çaykur Rize Spor için ne diyorsunuz?
Ahmet KABİL: “ Önce son durumuna üzülüyorum Denizli spor mağlubiyeti moralimizi bozdu ve daha önümüzde büyük kulüplerle maçımız var. Ne yapmak lazım geldiğini teknik kadro mutlaka araştıracak ancak Rizelinin de yapması gerekeni yapacağına inanmak istiyorum. Çaykur Rize Spor Cengiz ailesinin sorumluluğunda bıraktık bu aile bunu süper ligde tutmak için yıllardır uğraş veriyor kendilerine teşekkür ederim. Kulübün ismi Çaykur Rizespor’dur gereği şekilde ne Çaykur sahip çıktı, ne de Rizeliler yani biz. Artık Çaykur ve biz Rizeliler sorumluluk olarak Cengiz ailesine destek verelim. Her hafta Rize’nin ve Çaykur’un ismini yüzlerce defa basında duyulmasına devam ettirecektir. Hep beraber sahip çıkmalıyız. İnanıyorum ki futbolcularımız yöneticilerimiz ve Rizeliler güç birliği yaparak bu zor durumu atlatacağız.”
Pazar53: Biraz önce turizm konusunda Avrupa birliğinden bahsettiniz, Türkiye ile Avrupa Birliği’nin durumu sizce ne olacak?
Ahmet KABİL: “ Avrupa Birliği ile ilişkilerimiz 1963 yılından beri devam ediyor. Bu konuda geniş teferruata girmeden kısaca kanaatim; Türkiye 1977 adaylık statüsü beklerken 12 ülkeye adaylık statüsü verildi. Bize de özel bir statü 12+1 dediler.1999 Türkiye ye adaylık statüsü verilerek ve daha önce aday olan ülkelerden ne istenmişse Türkiye’den de o istenecek eşit şartlar ve tam üye olmak kaydı ile 3 Ekim 2005 müzakere tarihi verildi. Aradan hiç zaman geçmedi Türkiye den daha önce üye olan 37 ülkeden hiç birinde istenmeyen şeyler istenmeye başlandı her günde yenileri ekleniyor. Nedir bunlar kısacası Kopenhag kriterinden başka müzakereler ne zaman bitecek belli değil tam üyelik verilmeyebilir.
Yine özel statü uygulanıp diğer ülkelere tanınan serbest dolaşım olmayacak. Mevcut üye ülkeler Türkiye için referandum yapılacak.31 ayrı dosyadan Birinde sadece bir ülkede hayır çıkarsa Türkiye üye olmayacak.
Kıbrıs Rum’u kısmi devlet olarak tanınıp, Türkiye limanları açacak. Sözde Ermeni soykırımı varmış gibi, bunu tanıyacaksınız. Ermeni sınırı açılacak. Türkiye’de azınlıklar tanınacak aklınıza ne gelirse.
Bu demektir ki Avrupa Birliği ülkeleri Türkiye’yi Birliğe almaya niyetleri yok. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada Türkiye’yi nasıl ne kadar oyalayabiliriz diye arayış içindeler. Tabi bütün neden bana göre burası Avrupa birliği topluluğu değil de bir Hıristiyan Birliği olmasındandır. Onlara göre kabahatimiz Müslümanlığımız ve Türk olmamızdır. Biz ise bu özelliklerimizden iftihar etmeye devam edeceğiz.
Türkiye her fırsatta demokrasi dersi vermek isteyenlerden Fransa son çıkarılan kanunu ile demokrasiye, özgürlüğe attığı çamuru hep beraber gördük bunlar budur. Biz bize yeteriz. Müslüman’ız, Türk’üz gururluyuz.”

HABERE YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız
6 Yorum