1. YAZARLAR

  2. Seyfullah FIRAT

  3. BİLGELİK VE BİYOLOJİK YAŞIMIZI KARIŞTIRMAYALIM
Seyfullah FIRAT

Seyfullah FIRAT

Yazarın Tüm Yazıları >

BİLGELİK VE BİYOLOJİK YAŞIMIZI KARIŞTIRMAYALIM

A+A-

 

 

                   Güzel kardeşim.

            Biliyorsun ki, seninle kardeşiz. Aynı coğrafyada kardeşçe yaşıyoruz ve kader birlikteliğimiz var. Aynı Allaha inanıyoruz ve aynı ümmetin zerreleriyiz. Geçmişimiz bir, bugünümüz bir ve geleceğimiz de bir olacak inşallah. İşte bu sebeplerden ve diğer benzer birçok nedenle kardeşiz. Bu kardeşliğimizi selam vererek, merhaba diyerek bir nevi sosyal bir mukaveleye dönüştürmüşüz. Çanak kalede birlikte şehadete koşmamız,  birlikte asırlarca üç kıtada at koşturmamız bizim kardeşliğimizin çok derinlere uzandığının işaretleriyle doludur. Vatanımız bir, bayrağımız bir, dilimiz bir, kitabımız bir, rehberimiz bir olan bir milletin bugünkü yetimleriyiz. Esasen hiç birimizin bir diğerinden pek bir  farkımız yoktur. Herkesi ayrı metre ile ölçüp ayrı terazide tarttığımız için bir birimizi farklı görme yanılgısına kurban gidiyoruz. Öyle sanıyorum ki; azla çoğu, siyahla beyazı, yaşlıyla genci, bilge ile cahili birbirleriyle eş değer gördüğümüz için bir takım şeytanı depremler yaşıyor ve bu sebeple de kardeşliğimizi incitiyoruz.

 

                 Güzel kardeşlerim.

        Hepimiz biyolojik yaşımızı biliriz ve birçok konuda da yaşımıza yakışır hallere girmeyi edep ve terbiyemizden sayarız. Maddi yaşını bilen bizler acaba maneviyat yaşımızı, bilgelik veya cehalet yaşımızı biliyor muyuz? Efendim ben altmış yaşına geldim, çok tecrübeler yaşadım, benim bilgi ve inanç yaşımda altmıştır deme gibi bir kibre veya tuzağa düşmeyiz inşallah. Biyolojik yaşla bilgelik veya inanç  yaşı çoğu kez farklı seyir izler. Haz. Ömer in biyolojik yaşı 49 iken inanç yaşı sıfırdır. Ama bir sene sonra o Ömer bambaşka bir yola girmiştir. Önceki Ömer ile sonra ki Ömer arasın dağlar kadar farklar vardır. Ancak her iki Ömer in de kulağı, burnu aynıdır ama gönlü değişmiştir. Ahmet Yesevi on yaşın da keramet ehli olmuştur. Bu örnekler de gösteriyor ki, bu konular gayret işi olduğu kadar biraz da nasıp işidir. Biz bundan dolayıdır ki, on beş yaşında ki genç çocukları “onlar dua okumasını bile bilmezler” diyerek aşağılayan insanların bilgelik ve inanç yaşlarının iddia ettikleri gibi veya birçoğumuzun zannettikleri gibi henüz kemale ermemiştir. Yoksa böylesi bir kibir duvarı altın da ezilir miydi o kocaman bedenler. Demek isteriz ki; doğum yaşımızı bildiğimiz gibi bilgelik yaşımızı, şahsiyet ve karakter yaşımızı da geliştirerek belirlemeliyiz. Hak ettiğimizden çok meseleyi zorlarsak şeytanın oyununa geliriz ki, bilmeden bilgeliğe terfi ettiğimizi zannederek Allah muhafaza buyursun, ana rayların dışına çıkma gibi bir zillete de kurban oluruz. Adamın biyolojik yaşı elliye dayanmış. Kırk seneden beri şarap içmiş, namaz nedir bilmemiş, kısaca kırk yıla yakın bir zamanı boşa tüketmiş ve şimdi de bir yerlere takılıp yeni bir adrese intisap etmiş olsun. Bu kardeşimizin bir anda inanç yaşını biyolojik yaş kibriyle buluşturmaları doğru değildir. Söz konusu kulun takıldığı yer rahmanı olabileceği kadar, şeytanı adresler de olabilir. Çünkü bu alanda o kadar şeytan değirmeni var ki saymakla bitmezler. İnşallah hepimizin önüne rahmanı adresler çıkar diye de hep birlikte dua ve niyazda bulunalım kardeşlerim.

 

Güzel kardeşlerim. Şeytana uyulup kaybedilen elli sene sonra geldiğimiz bu yeni adreste bir anda ustalık veya maneviyat yaşımızı biyolojik yaşımız seviyesine taşırsak veya henüz çırak bile olamadan ustalar gibi atıp savurmaya başlarsak, korkulur ki bu pozisyonda pusuya yatmış olan şeytana kolay bir yem olmuş oluruz. Doğru bir kul ana yaşını bildiği gibi bilgelik ve maneviyat yaşını da bilmek ve ona göre hareket etmek zorundadır. Öyle, maneviyat ve bilgelik yaşımız henüz ergenlik döneminde iken yetişkinler veya yaşlılar gibi bir cazibeye kapılmak ciddi tehlikeleri ve soruları da beraberin de getirir.  Kul haddini ve çapını çok iyi bilmelidir. Asla uçlarda gezinmemeli ve orta yoldan yürümeli, asla israfa veya cimriliğe kapı aralamamalı, kibir denilen illetten mümkün olduğu kadar uzak durmalıdır. Bahse konu ettiğim insanlar, yüzme bilmeden denize atlama cesaretini veya kibrini gösteren insanlardır. Bu insanların o denizde yüzdüklerini zannetseler de maalesef boğulmaya mahkumdurlar.

                        Ey güzel insanlar.

              Şimdi çevremize bir bakalım ve hep beraber temaşa edelim. Kendisine cennet vizesi düzenleyenlerden alında, başkalarını cehenneme abone eden veya daha da ileri giderek peşine takıldığı ve şeyhi zannettiği şeytanın telkinleriyle sözde şeriat adına kelle uçuracak kadar ileri giden nice sapıtmışlar göreceksiniz. İşte bu marazların arka planın da iki günde kendisini şeyh ve o şeyhe bağlı birinci sınıf kaliteli müritlerden zannedenlerin maneviyat yaşlarını hiç hesaba katmama körlükleri vardır. Bunlara diploma düzenleyen şeyhte sahte, verdikleri cennet vizeleri ve diplomaları da sahtedir.

 

                    Güzel kardeşlerim.

 

          Allah hepimizi sapıtmışların, bilgelik ve inanç yaşlarını bilmeyenlerin şerlerinden muhafaza buyurursun. İnşallah bizler haddini bilen, maneviyat yaşını biyolojik yaşına kurban etmeyenlerden oluruz. Bu alanda şeytanın tuzağına düşen, cahilken bilgelik yapmaya kalkan zavallılara da inşallah Allah hadlerini bilmeyi nasip eyler.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız