1. HABERLER

  2. YÖREDEN HABER

  3. RİZE

  4. Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Rize Havalimanı müjdesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Rize Havalimanı müjdesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Rize Havalimanı müjdesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ertelenen Rize Havalimanı ihalesi için tarih verdi.

A+A-

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: 
- “Musul’un ne DAEŞ ne de başka terör örgütlerine verilmesine müsaade etmeyeceğiz” 
- “Başika üssümüz konusunda da kimse konuşmasın; Bu üs orada duracaktır. Çünkü Başika Türkiye’ye olacak terör saldırıları için bir sigortadır” 
- “İçeride ve dışarıda birileri bizim önümüze engel çıkardıkça milletimizin desteği ile bizi daha da güçlendirdiler” 
- “Türkiye 15 temmuz darbe girişiminin tortularını temizleme yolunda kararlı adımlarla ilerliyor” 
- “O gece darbeciler başarılı olsaydı sadece demokrasi rafta kalkmayacaktı; Türkiye tarihinin en ciddi işgal tehdidi ile karşı karşıya kalacaktı” 
- “Geziye ‘ağaç’, 17-25 Aralık’a ‘hukuk’, PKK’nın çukur eylemlerine ‘sivil direniş’ diyenler 15 Temmuz’u sığdıracak kılıf bulmak için beyhude uğraşıyorlar” 
- “DAEŞ balonunu söndüren Türkiye’dir”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Musul’un ne DAEŞ ne de başka terör örgütlerine verilmesine müsaade etmeyeceklerini belirterek “Başika üssümüz konusunda da kimse konuşmasın. Bu üs orada duracaktır. Çünkü Başika Türkiye’ye olacak terör saldırıları için bir sigortadır” dedi. 

erdogan1-002.jpg

Dün gece Konya’dan havayolu ile Trabzon’a buradan da helikopterle Rize’ye geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, geceyi babaocağı Güneysu ilçesindeki evinde geçirdi.

Öğle saatlerinde evinden çıkarak yoğun güvenlik önlemleri altında Rize Valiliği önünde düzenlenen toplu açılış törenine katıldı. Burada hemşehrilerine seslenen Erdoğan, geçtiğimiz mayıs ayında yüksek yargı organlarının temsilcileri ile Rize’ye geldiğini hatırlatarak “Bugün de güzel bir sonbahar gününde Rizedeyiz. Dün Konya’daydım. Yarın da İstanbul’a gideceğiz. Her fırsatta ata dede topraklarına gelerek sıla-i rahim yapıyoruz” diye konuştu.
Bugün Rize’de 2000 milyon liralık 58 eser ve hizmetin toplu açılışını yapacaklarını ifade eden Erdoğan, “Hava limanımızın inşası ile ilgili müjdeyi bugün burada veriyoruz. İnşallah hava limanı ihalesini yapmak üzere 2 Kasım tarihinde ihale dosyalarını alıyoruz ve değerlendirme aşamasına geçiyoruz. Yıl sonuna kadar da müteahhit firmayı belirliyoruz. Böylece havalimanı inşaatı projesinde önemli bir adımı atmış olacağız. Rize’mize Artvin’imize hayırlı olsun. Bu projeyi adım adım takip edeceğim” bilgisini verdi.

erdogan2-003.jpg

“Ey Feto Pensilvanya’dan burayı artık yönetemeyeceksin”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin tortularını temizleme yolunda kararlı adımlarla ilerlediklerini belirterek “15 Temmuz ile hesaplaşmak demek elbette öncelikle bu darbe girişimini yöneten örgütün tüm mensuplarını kamudan, iş dünyasından, sivil toplum kuruluşlarından, her yerden kazıyıp atmak demektir. Bazıları diyor ki ‘bu mağduriyetlere sebep olmuyor mu’ benim 241 şehidim ve ailesi mağdur değil mi? Benim 2 bin 194 gazimin ailesi, gazilerimiz mağdur değil mi. Onları savunmayacaksın. Halen bize 15 Temmuz’u yaşatanları mağdur diye göstereceksiniz. Kusura bakmayın. Adetullah'a terstir bu. Biz adaletin gereğini layığı ile beraber yapıyoruz, yapacağız…Artık ey Feto Pensilvanya’dan burayı artık yönetemeyeceksin. Korkaklık senin şanındandır. Eğer sende zerre kadar yiğitlik varsa dön gel ülkene. Gel, gidip de Amerika’ya sığınma, gel buraya o zaman. Gel burada yargılan. Gelemez. Niye korkakların şanı kaçmaktır kaçmak. Korkaklar zafer takı dikemez. Onu yiğitler diker. İşte onu da sizler diktiniz. Dikiyorsunuz. Zafer anıtlarını Rabbimizin izni ile bu millet dikti. Şimdi biz bir zafer anıtını inşallah 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün çıkışına bir diğerini de Ankara’da dikeceğiz” şeklinde konuştu.

erdogan3-001.jpg

“Suriye’de 5 bin kilometrekarelik bir alanı terörden arındırılmış güvenli bölge olarak ilan edeceğiz”
“15 Temmuz’u şehitlerimiz anma günü ilan ettik. Unutmayacağız çünkü bu bizim 2. Kurtuluş mücadelimizdir” diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “O gece darbeciler başarılı olsaydı sadece demokrasi rafta kalkmayacaktı. Türkiye tarihinin en ciddi işgal tehdidi ile karşı karşıya kalacaktı. Eğer 15 temmuz’da milletimiz büyük bir cesaret ve dirayet göstererek istikbaline, istiklaline sahip çıkmamış olsaydı bugün Türkiye’nin nerelere savrulmuş olacağını düşenebiliyor musunuz. Bunun için 15 Temmuz FETÖ ile birlikte PKK’nın her gün askerimize polisimize, korucularımıza, vatandaşlarımıza yönelik saldırılarının şifresi demektir. Türkiye’nin Suriye’de başlattığı operasyonlara önlemek isteyenlerin 15 Temmuz’un arkasında olmadığını söyleyenin ya dünyadan haberi yoktur bizzat bu işin içindedir. Aynı şekilde Başika’daki Türk askerinden rahatsız olanlarla ülkemizi Musul operasyonunun dışında tutmak için yırtınanlarla 15 Temmuz’un ilgisi yok demek milletin aklı ile alay etmek demektir. Ülkemize yönelik saldırılar 2013 yılından beri farklı görünümler altında, farklı kesimler kullanılarak ama kesintisiz şekilde büyüyor. Bu açık gerçeğe rağmen hala bu işleri ‘tiyatro’ diyerek, ‘oyun’ diyerek ‘mizansen’ diyerek bu şekilde bakanların durumu artık gaflet çizgisini aşıp ihanet sınırlarına giriyor. Geziye ‘ağaç’, 17-25 Aralık’a ‘hukuk’, PKK’nın çukur eylemlerine ‘sivil direniş’ diyenler 15 Temmuz’u sığdıracak kılıf bulmak için beyhude uğraşıyorlar. Bu mızrak hiçbir çuvala sığmaz. Milletimiz kendisine ve kendisini yönetenlere temsil eden insanlara yönelik bu tehditlerin hepsinin teşhisini koymuş ve önlemini almıştır. Biz Suriye için sabretmedik mi ? Gaziantep’te ne oldu?...14 yaşında bir çocuğu Messi’yi çok sevdiği için Arjantinli futbolcu Messi’nin formasını giydirerek bombalı bağladılar ve o kına törenine gönderdiler. Orda patlattılar. 56 kardeşimiz orada şehit oldu. Bunlar hep akrabaydı. 100 kişi yaralandı. Hastanede kendilerini ziyaret ettiğimizde tabloyu gördük ve dedik ki artık bu iş bitti. Şimdi ılımlı muhalifler ile birlikte Cerablus’a giriyoruz dedik ve Cerablus’a girdik. Şimdi ilerliyoruz. Nereye Dabık’a ilerliyoruz. Orada 5 bin kilometrekarelik bir alanı terörden arındırılmış güvenli bölge olarak ilan edeceğiz. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Ama ülkemizde 3 milyon mülteci var. Onlar topraklarına dönsünler. Atacağımız adım bu. Teklifimizi koalisyon güçlerine yaptık. Şuanda Suriye’de beraber yürüyoruz.”

erdoghan4.jpg

“Irak merkezi yönetimi önce başının çaresine baksın”
Erdoğan, konuşmasında Musul’a dikkat çekerek “Rahat durmuyorlar. Şimdi Irak’ta başladılar, ‘şimdi Musul’u alacağız’ diyorlar. Kusara bakmayın Musul’u ne DEAŞ terör örgütünü ne de başka terör örgütlerine verilmesine müsaade etmeyiz. Diyorlar ki ‘Irak merkezi yönetimin buna müsaade etmesi lazım’ Irak merkezi yönetimi önce başının çaresine baksın. Bugüne kadar DEAŞ’ı niye Irak’a soktu, Musul’a neden soktu. Nerdeyse Bağdat’a gireceklerdi DEAŞ terör örgütü. Nerdesin ey Irak’ın merkezi yönetimi. Şuanda koalisyon güçleri ile bugün Dışişleri Bakanım Lozan’da a teklifi yapacaklar. Biz koalisyon güçleri ile beraber DEAŞ terör örgütüne ve diğer terör örgütlerine karşı orada mücadeleye varız. Başika üssümüz konusunda da kimse konuşmasın. Bu üs orada duracaktır, duracaktır. Çünkü Başika Türkiye’ye olacak terör saldırıları için bir sigortadır. Kardeşlerim, bizimle dayanışma içinde olan samimi müttefiklerimize sesleniyorum; Irak merkezi yönetimi beni ziyarete geldiği zaman ey başkan İbadi böyle konuşmuyordun bizden orada böyle bir üs kurulmasını isteyen sendin. Daha sonra senin savunma bakanların gidip orayı ziyaret etti.Şimdi ne odluda değiştin. Hangi üst akıl sana bir talimat verdide havan değişti. Öyle bize kuru sıkı atmaya kalkma, meydan okumaya kalkma. Bu yol farklı bir yol. Biz kendimizi bu yola farklı adamışız. Gerekli görüşmeleri yapıyoruz. Eğer Irak merkezi yönetimi samimiyetini korursa samimi davranırsa, bizden samimiyet görür. Eğer samimi davranmazsa bizim Irak halkı ile sorunumuz yok. Ama bu yönetim mantığı ile sorunumuz var. Bunu da açık söylüyorum. Bizim Kuzey Irak’ta Peşmerge kardeşlerimizle, yerel yönetimiyle dayanışma içindeyiz ve gerekli dayanışmayı yapacağız. Orda mezhep çatışmasına sıcak bakmıyoruz. Orada Arap, Türkmen, Kürt kardeşlerimiz ile dayanışma içinde bunu yürüteceğiz. Ezidiler bak teröristler ile işbirliği yapmayın. Şuanda ülkemde şu kadar Ezidi’yi kamplarda biz besliyoruz. Kapılarımız biz size açtık. Hristiyan demedik, ayrım yapmadık. Kapımızı açtık. Bazı yanlış oyunların içine giriyorsunuz bu yanlış oyunlar size kar getirmez zarar getirir. Bunun da buradan söylüyorum” uyarısında bulundu.

erdogan5-001.jpg

Kılıçdaroğlu’na Yenikapı sonrası ilk tepki
Bu değerlendirmelerinin ardından “Geçiyorum içeriye” diyerek CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu Ağustos ayında yapılan Yenikapı Buluşması sonrasında ilk kez eleştiren Erdoğan “Bir zamandır, dikkat ediniz. Muhalefetin dili milleti iknadan uzaklaşıp milleti itham istikametine dönmüştür. Hem millete hakaret edip hem de milletin desteğini uman garip bir siyaset üslubu ile karşı karşıyayız. Şimdi 7 Ağustos Yenikapı Buluşması. Açacağım bugün, mecburum. Ben cumhurbaşkanı olarak Yenikapı buluşmasını düzenledik ve iktidar partisin davet ettik. Tereddüt etmeden ‘Evet’ dediler, sayın Bahçeli’yi davet ettik, tereddüt etmeden ‘evet’ dediler. Fakat sayın Kılıçdaroğlu önce ‘hayır’ dedi. Sonra ne oldu bitti, son günden bir gün önce yanılmıyorsam oradan da olumlu cevap geldi. Peki ne oldu ? Önce memnun olduklarını söylediler. Son zamanlarda başladılar ‘Biz böyle bir Yenikapı ruhundan yana değiliz’ Ya olsan ne yazar olmasan ne yazar. Senin olup olmaman bir şeyi değiştirmez. Oradaki 5 milyon ne diyor bizim için o önemli. Aynı anda tüm Türkiye’de bir okadar da ekranlardan izledi. Bizim için o önemli. Biz yürüdük. Ne diyor şair ‘Yürüyeceksin millet yürüyecek arkandan. Millet yürüdü. Biz milleti hakem tuttuk. Tutmaya da devam edeceğiz. Türkiye’nin dara düştüğü her konuda çözümü milletimizin desteğinde aradık. Eğer milletimiz ile güçlü bir bağımız olmasaydık 15 Temmuz’da darbecilere direnecek cesareti kendimizde bulamazdık” ifadelerini kullandı.

erdogan7-001.jpg

“Musul’da kurulmak istenen mezhep oyununu görüyoruz”
“Türkiye’nin karşısına terör örgütlerini dikenler neyin peşinde? Terör örgütlerini bize tercih edenlerin derdi ne Tayyip Erdoğan’dır ne bu hükümet dertleri. Dertleri Türkiye’nin kendisi Türk miletinin kendisidir. Bunların derdi Türkiye’nin artık milli politikaların uygulamadaki kararlılığıdır, her gün artan özgüvenidir. Suriye, ırak, Mısır’ın Libya’nın durumu ortada. Böyle bir ortamda Türkiye’yi rahat bırakırlar mı ? Biz herkesin küreselleşmeden söz ettiği dönemde niçin sürekli olarak bu kardeşiniz yerli ve milli vurgusu yapıyor. Biz kendimize yeteceğiz, başka çaresi yok bunun. Önümüze çıkan sorunları ancak bu şekilde aşabileceğiz. Atalarımız ne derdi ‘Zor oyunu bozar.’ Türkiye üzerinde kurulan bir oyun var ve biz bu oyunu bozmakta kararlıyız. Son 3 yılda ülkemize yönelik tüm kritik hamleleri boşa çıkarttık. Önemli mesafeler kat ettik. Bana göre, 15 Temmuz bu işin altın vuruşu olacaktı. Hamdolsun, onu da akamete uğrattık. Hemen arkasından başlattığımız Cerablus Operasyonu ile uzun zamandır yapmak istediğimiz sürekli engellendiğimiz karşı hamleleri de başlattık. PKK’ya tarihinin en büyük darbeleri vuruluyor. Örgütün çeyrek yüzyıldır girilmemiş inlerine giriyoruz. Yuvalandıkları delikler birer birer imha ediliyor. Aynı şekilde DAEŞ’in ülkemizdeki organizasyonu büyük ölçüde çökertilmiş durumda. Diğer terör örgütlerine yönelik operasyonlarda da çok önemli neticeler elde ediliyor. Musul meselesinde gerek Irak’tan gerekse diğer yerlerden bu kadar yüksek ses çıkmasının sebebi bizim orada kurulmak istenen mezhep oyunun biz görüyoruz ve deşifre ediyoruz. DAEŞ balonun söndüren Türkiye’dir. Türkiye’nin bölgedeki askeri varlığı yeni değildir, meçhul de değildir, dert başkadır. Biz bu oyunu görüyoruz ve rıza göstermiyoruz. Türkiye için varlık yokluk haline dönüşen bu konuda elimizdeki imkanları sonuna kadar kullanarak kendimizin de bölgedeki kardeşlerimizin de çıkarlarını korumakta kararlıyız” diye konuştu.

erdogan6-001.jpg

Konuşmasının ardından yeni çipli kimlik kartları İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’a teslim edildi. Ardından Rize’de 200 milyon liralık eser ve hizmetlerin toplu açılışı gerçekleştirildi.

rte.jpg

İsmini taşıyan Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nin akademik yıl açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 20 bin öğrencisi ile RTE üniversitesi güçlü ve güçlenmeye devam eden bir üniversite olduğunu belirterek üniversite yönetimine “Bu sayı daha da artmalı mı ? Akademisyen sayımız arttıralım. Ama öğrenci sayımızı daha da arttırmayalım. Lisans, lisans üstü, doktora noktasında burası farklı bir noktaya gelsin” tavsiyesinde bulundu.

“Bir kültür inkilabına ihtiyacımız var”
Başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığı döneminde ülkede önemli hizmetler yaptıklarını ancak 15 temmuz’a gelindiğinde bir darbe girişimi ile karşı karşıya kaldıklarını kaydeden Erdoğan “Demek ki kafalar değişmemiş. Kafaları değiştirememişiz. Mesele fiziki meselelerinden olmasından öte şu gönülleri halletmek, bu kafa yapısını halletmek, zihinleri halletmek. Bir kültür inkilabına ihtiyacımız var. Asıl reformu kültürde yapmamız lazım. Kültür ihtilalini, devrimini şiddetle ihtiyacımız var” dedi.

rteu1-004.jpg

Bölgede yaşanan gelişmelere dikkat çeken Erdoğan, Ukrayna, Gürcistan, Azerbaycan-Ermenistan arasındaki sorunun yanı sıra Suriye ve Irak’ta yaşanan sorunlara dikkat çekerek “Rize’nin doğal hinterlandında ne var Karadeniz ve Kafkasya. Tarihi olarak gerçekten çok güçlü ilişkilerimizin olduğu bir coğrafya. Maalesef bu bölge çok uzun zamandır yaşanan çatışmalar ve istikrarsızlıklar nedeni ile hak ettiği yerin şu anda çok gerisinde bulunuyor. En son Ukrayna da meydana gelen olaylar bölgede yeniden tehlikeli bir gelişime vesile oldu. Daha önce Gürcistan’da yaşanan çatışmalar nedeni ile halen devam eden sıkıntılar var. Ondan önce Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırması nedeni ile bölge kana ve ataşe boğuldu. Türkiye bu bölgede yaşanan tüm çatışma ve çekişmelerde mazlumlara kucak açmış kardeşlerinin yanında olmuş bir ülke. Bizim fiziki sınırlarımız başkadır. Gönül sınırlarımız başkadır. Bunu birbirinden ayırmak lazım. Fiziki sınırlana elbette saygı gösteririz ama gönlümüze sınır çizemeyiz. Çizilmesine de asla müsaade etmeyiz. Birileri bize Irak ve Suriye ile neden ilgileniyorsun diyorlar. Aynı soruyu, Ukrayna, Gürcistan ve Kırım ile neden ilgileniyorsunuz, Azerbaycan ve Karabağ ile neden ilgileniyorsunuz, Balkanlar ile Kuzey Afrika ile neden ilgileniyorsunuz diye bu soruları genişletmek mümkün” ifadelerini kullandı.

“Libya ile de Karabağ ile de Bosna ile de diğer kardeş bölgeler ile de ilgilenmek görevimiz ve hakkımızdır”
“Ama dikkat edin kimse binlerce kilometre uzaktan gelip burnumuzun dibinde faaliyet gösterene aynı cesaret ve yüksek sesle siz burada ne arıyorsunuz” demiyor” diyen Erdoğan “Bize ne aradığımızın denilen yerlerin hiç biri bize yabancı değil ki. Rize ile Batum’u birbirinden ayırmak mümkün mü? Edirne’yi Selanik’ten Kırcaali’den nasıl ayrı düşünebiliriz. Gaziantep ile Halep’i, Mardin ile Haseki’yi, Siirt ile Musul’u nasıl birbiri ile ilgili olmayan yerler olarak kabul edebiliriz. Hatay’dan çıkın Fas’a kadar uğradığınız tüm Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkesinde bizden bir şeyler mutlaka görebilirsiniz. Trakya’dan Doğu Avrupa’ya kadar olan coğrafya da attığınız her adımda ecdadınızdan bir adıma mutlaka rastlarsınız. Tarih kitaplarımız da ki Misak-i milli de ne var. Eğer Misak-i milli diye bir sorunumuz varsa kendi içimizde bu soruyu kendimize soramayız. Tam aksine bizim üzerimize düşen görevler var demek zorundayız. Aynı dili konuştuğumuz, aynı kültürü paylaştığımız Orta Asya’dan ta Sibirya’ya kadar kendimizden ayrı düşünebilmemiz için kendimizi inkar etmemiz lazım. Bizim kültürümüzde aslını inkar eden haramzadedir. Onun için bizim Trakya ile de Suriye ile de Libya ile de Karabağ ile de Bosna ile de diğer kardeş bölgeler ile de ilgilenmek görevimiz ve hakkımızdır. Bunlardan vazgeçtiğimiz gün istiklalimizden ve istikbalimizden vazgeçtiğimiz gündür. Bizim buna hakkımız olmadığı gibi milletimiz de böyle bir duruma asla müsaade etmez” şeklinde konuştu.

“Tezgah farklı dönüyor, tuzak farklı”
Konuşmasında “Türkiye sadece Türkiye değildir” vurgusu yapan Erdoğan “Millet olmak şuuru var ya bizim için çok önemli. Kendimize güveneceğiz. 3-5 PKK’lı zibidiye biz Türkiye’yi böldürtmeyiz. Bunlar islamla alakası yok. Bunlar müslüman filan değil. Sadece bunlar bizim güzel dinimizi kirletiyor. Bunlar pislik hiç alakası yok. İşte birde PKK’nın atığı PYD, YPG bunlar atık. Birileri de bunlara sahip çıkıyor. Bunlara silah indirip, bndiriyorlar. Bakıyorsunuz Kobani’nin güneyinde pistler inşa ediliyor. Bunu bizimle görüşüp, dertleşip varsa atılacak bir adım böyl yapman lazım PYD gibi bir terör örgütüyle değil, o PKK’nın atığıdır. Bunu böyle kabul etmek zorundasın. Bizimle NATO’da berabersin. Müttefiksin, NATO’da beraber olduğum Türkiye’yi bir kenara koyacaksın bir teörr örgütüyle beraber olacaksın. Neymiş DAEŞ’e karşı savaşıyormuş. Böyle saçmalık olur mu. Sen kendine güvenmiyor musun. 63 ülke 10-15 bin DAEŞ teröristiyle Suriye’de karşı karşıya gelmeye gücü yetmiyor öyle mi? Bu olabilecek bir şey mi. Nerede NATO, PYD sizin NATO’da ortağınız değil ki. YPG sizin ortağınız değil ki. Biz bunların canını okuruz. Eğer sot olmak içn DAEŞ’e karşı olmak ölçüyse o zaman ENDÜSTrayla ile de dost ol. Çünkü onlarda DAEŞ’le şuanda savaşıyor. Bunun ne akılla, ne bilimle, tecrübeyle izahı mümkün değil. Fakat tezgah farklı dönüyor. Tuzak farklı. Dert anlatılır gibi değil. Ne olursa olsun biz kendi göbeğimizi kendimiz kesmek zorundayız. Bunu böyle bilelim. Üzerine, üzerine biz bu işin üzerine gideceğiz. Musul’u kendi kaderine terk edemeyiz. Musul’un tarihinde biz varız" dedi.

“Başika’dan çıkmaya niyetimiz yok”
Musul’u Musulludan alıp birilerin verme hesabı var. Biz ‘hayır’ diyoruz. Musul’da Musullu yaşamalı. Orada Arap kardeşlerimiz ve Türkmenler yaşıyor. Çok az Kürtler var. Oraya DAEŞ sızmış. Orada bir mücadele veriliyor. Orada verilen bu mücadelede koalisyon güçleri ne yazık ki diyorlar ki, ‘Türkiye burada merkezi yönetiminden izin almalı’. Bende koalisyon güçlerin başına diyorum ki, ‘Ey koalisyon güçleri kusura bakma biz Başika üssünü kurarken, o merkezi yönetimi geldi ‘Başika’da bir üs kurmanız bizim için isabetli olacaktır’ demiştir. Şuanda biz Başika’da varız. Şimdi Başika’dan Türkiye’ni çıkması gerekiyor diyorlar. Kusura bakma bizim Başika’dan çıkmaya niyetimiz yok. Musul sorunu halledilene kadar biz oradayız. . Telafer aynı şekilde. Oradan da elimizi çekmeyeceğiz. Biz diplomatik yollara her şeyi yapmaya çalışıyoruz. Halep halkına nasıl sırtımızı dönebiliriz. Libya’yı, Afganistan’ı, Bosna’yı nasıl kendi dertleri ile baş başa bırakabiliriz” diye konuştu.

ilahiyat1-001.jpg

İLAHİYAT FAKÜLTESİ BİNASININ AÇILIŞINI YAPTI

Yapımı tamamlanan Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi binasının açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, FETÖ terör örgütünün ve elebaşısının dinde açtığı yaraları gündeme getirdi. 15 Temmuz gecesi yaşanan hadisenin Türkiye'ye dinde baş gösteren sapkınlıkların ne tür felaketlere neden olabileceğini gösterdiğini belirten Erdoğan "Bunlar insan fıtratını tahrip eden bir örgütün mensuplarıdır. Bu örgütün elebaşısı ehli sünnet geleneğinde olmayan kimliksiz bir güruh yetiştirmiştir. Hiç düşünmeden yalan söyleyebilmişler, her türlü gayri meşru işe imza atmışlardır. Siyasi cinayetlerden casusluğa, vatana ihanete kadar herşey bu örgütün mensuplarının gözünde meşrudur. Bunlar 15 temmuz gecesi olduğu gibi kendi milletine sivil insanlara dahi ateş edebilmişlerdir. Örgüt liderini mehdi olarak görmeleri ve kendilerine şah damarlarından daha yakın olarak görmeleri daha büyük sapkınlıktır. Şah damarından bize daha yakın olan tek güç vardır. O da Rabbimizdir. Rabbimizden başka bize şah damarından daha yakın olan hiçbir güç yoktur. Daha acı olan ise, bu örgütün 4 yıl boyunca hizmet, eğitim, hayr gibi dini kavramları kullanması, altın nesil iddiasıyla toplumun gözünü boyamasıdır. Zira hepimiz helali haram, haramı helal kılmanın ancak Allah’a mahsus olduğunu çok iyi biliyoruz. Dinimizde yasakların bin 400 yıl önce çok sahih bir şekilde ortaya konulduğunun da farkındayız. Tüm bunlara rağmen hoca kıyafeti giymiş bir şarlatan, yıllarca hurafelerle insanlarımızı kandırmayı başarabiliyor. Bu yanlış gidişi siz düzelteceksiniz" dedi. 

ilahiyat3-001.jpg

"Bizim ablalarımız, ağabeylerimiz burada"
“Ben Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin mensuplarını, öğrencilerini geleceğin aydınlık Türkiye’ sinde o dindar nesli çok daha farklı olarak karşımda görüyorum" diyen Erdoğan "Bu şahıs sapkın ideolojisini yaymak için uzun bir dönem cami kürsülerini bile kullanabilmiştir. Ama artık buraları siz onlara bırakmayacaksınız. Teslim etmeyeceksiniz. Bunların ablaları var. Bizim ablalarımız burada. Onların ağabeyleri var. Bizim ağabeylerimiz burada. Onun için iyi yetişeceğiz. İyi okuyacağız. Başta Kuran, Hadis, Tevsir, Arapça, Kelam. Bütün bu ilimlerde inşallah iyi bir noktaya varacağız. Ben sizlere inanıyorum. İlahiyat Fakülteleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bir nefis muhasebesini yapması gerektiğine inanıyorum. Bu manzara bize dinimizin anlatılması ve anlaşılması konunda önemli boşlukların olduğuna işaret ediyor. Şüphesiz bunlar tek parti döneminde dine ve dini hayata olan sorunlu bakışın etkisi çoktur. Çünkü bu dönem Kuran-i kerimin gizli bir şekilde öğrenilmek zorunda kalındığı çok zor bir dönem olmuştur. Camiler yıkıma terk edilmiş, dini eğitim yasaklanmış, ölümleri yıkayacak kişi bile bulunamamış. Alimler dert es edilmiş, kamusal alanda mütedeyyin insanların kendi kimlikleri ve var olmasına iman verilmemiştir. Buda dini anlamda ciddi bir boşluğun oluşmasına neden olmuştur. FETÖ elebaşı gibi şarlatanlar da oluşan bu boşluğu fırsata çevirmişlerdir. Bizim geçmişe takılıp kalmadan bu yaşananlardan ders çıkartarak geleceği planlamamız gerekiyor. Bir daha FETÖ varı yapılan milletimize, gençlerimize musallat olmasının önüne geçecek adımları atmamız gerekiyor. Bunun yolu dini bilgisi yüksek, ilmini amele çevirebilen toplumla beraber olan, mütevazilikten taviz vermeyen hocalarımızın sayısının artmasından geçiyor. Unutmayalım tabiat boşluk kabul etmez. Siz olmayınca sahneyi bezirganlar, takke ve cübbe ile göz boyayan şarlatanlar alıyor. Yunus’un güzel bir ifadesi var ‘dervişlik olayı taç ile hırka, biz bile alırdık otuza kırka’ Dervişlik o kadar ucuz değil. Kabiliyet ve irfan gerektiriyor. ‘ilim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır’ siz bunlardan değilsiniz. Siz irfan sahibi arifler ve arifeler olarak geleceği inşa edeceksiniz. İhya edeceksiniz" ifadelerini kullandı. 

ilahiyat2-001.jpg

erdogan8-001.jpg

erdogan9-001.jpg

erdogan10-001.jpg

erdogan11-001.jpg

erdogan12-001.jpg

erdogan13.jpg

erdogan14.jpg

HABERE YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız
4 Yorum