1. HABERLER

  2. YÖREDEN HABER

  3. RİZE

  4. DOĞU KARADENİZ’DE TOPRAĞIN YAPISI BOZULUYOR
DOĞU KARADENİZ’DE TOPRAĞIN YAPISI BOZULUYOR

DOĞU KARADENİZ’DE TOPRAĞIN YAPISI BOZULUYOR

D. Karadeniz'de meydana gelen heyelanların ana sebebinin toprak yapısının bozulmasından kaynaklandığı bu bozulmada kimyasal çay gübresinin de ana etmenlerden bir olduğu ifade edildi.

A+A-

Hopa'daki heyelan ve sel faciasının ardından bölgedeki toprak kaymaları mercek altına alınıyor.

Kimyasal gübrelerin uzun yıllar boyunca aşırı dozda ve tekniğine aykırı uygulanması sonucu toprak yüzeyinde su geçirmeyen sert bir tabakanın oluştuğu, DSİ kaynaklarında yer alırken, bölgede kimyasal gübre ile çay yetiştiriciliği yapılmasının erozyonları tetiklediği de açıktan dile getirilmeye başlandı. 

Halk dilinde, Avrupa Gübresi olarak da bilinen kimyasal gübrenin, çay tarımında kullanımının bölgede toprağı bitirdiği, kanseri tetiklediği, sadece çay değil meyve, sebze ve içme sularında da büyük tehdit oluşturduğu akademik anlamda dile getirilmesine rağmen, bölgedeki tüm yatırımlara çevrecilik kılıfı altında karşı çıkan marjinal grupların bu konuda derin bir sessizlik içinde olmaları dikkatlerden kaçmıyor.

Ülkede yatırıma dönük çalışmaların engellenmesi için her türlü eylemin içine girerken, bu grupların uluslararası güçlerin rantına dokunan konularda sessiz kalmaları, ayrı bir detay olarak öne çıkıyor...

Hopa'da yaşanan son çevre faciası, bu anlamda bir çok konuyu da aynı anda gözler önüne serdi. 

DOĞU KARADENİZ’DE TOPRAĞIN YAPISI BOZULUYOR

Ordu Üniversitesi (ODÜ) Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayfun Aşkın, geçen hafta Artvin’de meydana gelen ve 8 kişinin ölümü ile sonuçlanan sel olayının ana sebebinin yağışların toprakta tutunamaması sebebiyle gerçekleştiğini belirtti.

Prof. Dr. Aşkın, “Toprak yapısı açısından heyelana karşı en çok maruz kalan bölgelerin başında gelen Doğu Karadeniz Bölgesi toprakları erozyona karşı dayanıksızdır. Doğu Karadeniz’in bazı illerinde dik ve çok eğimli arazi yapısı nedeniyle toprak derinliğinin yetersizdir. Buna rağmen son yıllarda bölgede toprak yapısını bozacak yapılaşmalar meydana geldi. Toprak, yapısı bozulduğu için yüksek yağışları tutamamış ve ani seller meydana gelmiştir. Çünkü toprağın suyu tutacak en büyük havuz olma fonksiyonu vardır. Ayrıca, yağışlardaki düzensizliğin sebeplerinden birisi de yine toprakların bozulmasıdır. Toprakla ilgili insiyatif kullanırken mutlaka bilimsel yaklaşımlar dikkate alınmalıdır ” değerlendirmesinde bulundu.

TOPRAK ALTIMIZDAN KAYIYOR

Birleşmiş Milletler’in toprağa yönelik farkındalığı arttırmak ve kritik öneme sahip bu kaynağın sürdürülebilir kullanımını teşvik etmek için 2015 yılını Uluslararası Toprak Yılı ilan ettiğini belirten Prof. Dr. Tayfun Aşkın, “FAO tahminleri dünyadaki toprakların üçte birinin erozyon, sıkışma, tuzlaşma, topraktaki organik ve besleyici maddelerin azalması, asitleşme, kirlilik ve betonlaşma gibi sürdürülebilir olmayan arazi yönetim uygulamaları yüzünden verimsizleştiğini gösteriyor. Yeni yaklaşımlar tercih edilmediği takdirde 2050’de küresel düzeyde kişi başına düşen ekilebilir ve verimli arazi 1960’taki düzeyin yalnızca dörtte biri olacak. Dolayısıyla ilköğretimdeki çocuklarımıza doğal kaynakların geleceğimiz için ne kadar önemli olduğunu anlatacak ve uygulamalı olarak öğretecek projeler yapılmasının zamanı gelmiş hatta geçmektedir” şeklinde konuştu.

D. Karadeniz topraklarında erozyonun giderek artığını belirten Prof. Dr. Tayfun Aşkın,   "Toprak sadece savaşlarla kaybedilmez. En büyük kayıplar erozyon ile olanıdır" dedi. 

Türkiye'de her yıl 1 milyar 400 milyon ton toprağın erozyon sebebiyle kaybedildiğini, bu miktarın 500 milyon tonunun tarım toprağı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Aşkın, "1 milyar 400 milyon toprağın kamyon kasasında taşındığı düşünülürse 30 bin kamyona denk düşüyor. İşin ilginç yanı ABD yüzölçüm olarak Türkiye'den 12 kat büyüktür. Böyle olmasına rağmen, ABD'deki erozyon miktarı ile Türkiye'deki erozyon miktarı aynıdır. Bu tablo bile erozyonun Türkiye açısından korkunç boyutunu anlatmaya yeter" diye konuştu.

Bir toprak parçasının insan yaşamı açısından çok önemli olduğunu, kaybedilen toprağın yeniden kazanılması için binlerce yıla ihtiyaç bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Aşkın, "1 cm toprağın oluşumu için 200-1000 yıl gerekiyor. 40 cm toprağın oluşumu için 20 bin yıl gerekiyor ki, bu bile insanlık açısından toprağın önemini anlatmak için yeterlidir" ifadelerini kullandı.

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız
34 Yorum