1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. İşçi Partisi kabuk mu değiştiriyor?
İşçi Partisi kabuk mu değiştiriyor?

İşçi Partisi kabuk mu değiştiriyor?

İP'in son zamanlarda öne çıkan söylemleri üzerine Rize İl Başkanı M. Sina Kan ile yerelden genele kısa bir söyleşi yaptık.

A+A-

Genel Başkan Doğu Perinçek’in son aylarda İslam ve Hazreti peygamber hakkında gündem yapan açıklamalarının ardından Rize İl Kongresinde de format ve söylemlerin değişmeye başlaması gözleri İşçi Partisine çevirdi. Rize İl Kongresinde salonu dolduran başörtülü izleyiciler, kongre salonunda irticayla ilgili ortaya konan söylemler, İP’ deki değişimin bariz örnekleri olarak ön plana çıkıyor. Arkadaşımız Dile Aslan, yeniden İşçi Partisi Rize İl Başkanlığına seçilen Metin Sina Kan ile yerelden genele kısa bir söyleşi yaptı.

Dilek ASLAN: Sayın Kan. Öncelikle yeniden Başkanlığa seçildiğiniz için tebrik ediyoruz sizi. Bugün bir seçim olsa İşçi Partisi’nin durumu ne olur, ne kadar oy alır?
Metin Sina KAN: “Teşekkür ederim. Bilhassa son aylarda İşçi Partisine geçiş ve kapsamlı bir katılım var. Geçtiğimiz haziran ayında 250 Türkiye öncüsü işçi Partisine katıldı. Bunlar arasında onlarca öğretim üyesi, Mimar, Doktor, hukukçu, emekli General ve emekli albaylar, iş adamları vardı. Eylül sonu, ekim başında da 500 önder şahsiyet İşçi Partisi’ne katılmıştır. Rize’den de katılanlar vardır. Bunların arasında Rize de sevilen, İyiliksever iş adamı Cengiz Şafak’ta bulunmaktadır. Ayrıca 2 Kıbrıs gazimiz ve bir çok işadamı da partimize katılmıştır. Bu katılımlara baktığımızda İşçi Partisi hızla büyümektedir. İç ve dış güçlerin engellemelerine rağmen İzmir’ de yapılan bir ankette İşçi Partisinin oyu % 6,5 olarak görülmektedir. Bu oran her geçen gün artarak devam etmektedir”
Dilek ASLAN: 2 Başbakan çıkaran Rize size göre bundan yeterli ölçüde yararlanabildi mi?
Metin Sina KAN: “İki başbakan değil,12 başbakan çıkarsak bile değişen bir şey olmayacaktır. Çünkü siz ekonominizi IMF ve dünya bankasına, siyasetinizi AB ve ABD’ye devrederseniz yapacağınız pek bir şey olmayacaktır. Hep söyler dururuz Rizelinin her şeyi çay’dır. Çay biterse Rize biter. Peki, bu başbakanlar, çayla ilgili bugüne kadar ne yaptılar? Var olan fabrikalara yenisini mi ilave ettiler. Üretim kapasitesini mi artırdılar. Veya çaya üreticiyi tatmin edici bugüne kadar bir fiyat mı verdiler, hayır. Bunların hiç birini yapmadılar. Ha ne yaptılar. Çayın ithalini serbest bıraktılar. Bırakın ithalini serbest bırakılmasını her yıl on binlerce kaçak çayın yurda sokulmasını önleyemediler. Kısacası çay piyasasına bile hakim olamadılar. Çay pazarının neredeyse yarısını yabancılara kaptırdılar.
Bana göre en önemli konulardan bir tanesi de Rize cezaevinin tamamlanmamasıdır. 8 yıl önce cezaevi yıkıldı, yenisi hala yapılmadı.Mahkum yakınlarının çektikleri sıkıntılar, eziyetler hiç düşünülmüyor.Aynı tarihlerde yapımına başlanan cezaevlerinin hepsi bitirildi.Yalnız Rize cezaevi bitirilmedi. Başbakanlarımızın Rize’ li olmasının tek bir yönde olumlu değerlendirebiliriz. O da Rize’ye daha çok kaynak aktarılması”
Dilek ASLAN: AKP’ li belediyelerin, özellikle Rize belediyesinin çalışmalarını beğeniyor musunuz?
Metin Sina KAN: AKP’ Li belediyelerin hemen hemen hepsinin yaptığı benzer bir çalışma metodu var. Kaldırım taşlarını yenilemek, çiçek dikmek ve caddeleri, sokakları gereğinden fazla aydınlatmak. Yani şehirlerin vitrinini güzelleştirmek. Rize belediyesinin de yaptıkları aşağı yukarı aynı şeyler. Sayın başkan iş başına gelir gelmez onlarca işçinin işine son verildi. Emeğe saygısı olmadığını gösterdi. Daha sonra şehrimizin en önemli caddesinden biri olan deniz caddesini trafiğe kapattı.benim görüşüm Rize caddesi üç- beş lokanta sahibi için trafiğe kapatılmıştır.Ayrıca mahallelerdeki ahırları kaldırdı.gerekçe olarak şehrin görünümünü bozduğuydu.Ama kale yolunun başlangıcında bir petrol ofisi neredeyse caddeyi işgal etti.Trafik sıkışıyor.Ayrıca petrol ofisinin şehrin içinde olması her yönden tehlike arz ediyor.”
Dilek ASLAN:Rizeli milli kahraman İpsiz Recep’in anma programlarına Rizeli bürokrat ve siyasetçiler gerekli desteği verdimi?
Metin Sina KAN: “ Biz İşçi Partisi olarak milli kahramanımız olan İpsiz Recep’i iki yıldır ölüm yıldönümünde sahil parkındaki heykeli önünde anıyoruz. Bu seneki anma toplantımız bir önceki yıla göre daha çok kalabalıktı.Biz her iki toplantımızda da Sayın Valimizi,Belediye başkanımızı, Alay komutanımızı başta olmak üzere Vilayetimizin diğer bürokratlarını davet ettik.Ancak ilk toplantıya kimse gelmedi.Bu seneki toplantıya Belediye başkanımız yardımcısını gönderdi.Valilikten, Alay komutanlığından kimse gelmedi.Çaykur Genel Müdürü Sayın Ekrem Yüce İpsiz Recep’i ikinci anma toplantısına bizzat katılmıştır.kendisine bir kez daha sizin aracılığınızla teşekkür ediyorum.
Siyasi partilerden anma toplantısına CHP, DSP, MHP, ANAP dışında katılan olmadı. Kitle örgütlerinden Ticaret Borsası Başkanı, Ziraat Odası Başkanı ADD yönetim kurulu her iki anma toplantısına da iştirak ettiler.
Bizim için çok önemli gördüğümüz bu toplantılara katılmasını umduğumuz ne şehit aileleri Derneği ve Türk Ocaklarından hiç kimsenin katılmaması bizi derinden üzmüştür. Bundan sonra İpsiz Recep’i her yıl ölüm yıldönümünde daha çok katılımcı olarak anmaya devam edeceğiz.”
Dilek ASLAN: Türkiye’de son yıllarda tarım ürünlerine getirilen kota uygulamasının sebepleri nedir?
Metin Sina KAN: “Bugün Türkiye nüfusunun yarısı hala geçimini tarımdan sağlayan ve sağlamaya çalışan bir ülke.Yani tarım ülkesi.Böyle bir ülkeyi parçalamak için önce ülkenin tarımını çökerteceksiniz.Bugün hala Türk ekonomisinin belkemiğini tarım teşkil etmektedir.On yıl öncesine kadar dünyada tarımda kendi kendine yeten üç beş ülkeden birisi iken ,şimdi ne yazık ki tarım ürünlerinin önemli bir kısmını dışardan alıyoruz.Buğday, mısır,pirinç,arpa,tütün ,şeker v.s ihraç ettiğimiz tarım ürünlerini bugün ithal eder hale geldik.hatırlasanız 57.hükümet döneminde Kemal Derviş’in cebine 15 maddelik bir şartname koyarak Türkiye’ye gönderdiler.Hemde bu şartnamedeki maddeleri kısa bir süre içinde yasallaştıracaksınız diye de dayatma da bulundular.O zaman tütün yasası, şeker yasası,ihale yasası,bankalar yasası diye basın yazdı.Şeker yasası pancar eken köylüyü, tütün yasası tütün diken köylüyü perişan etti.hemen hemen bütün tarım ürünlerine bu yasalardan sonra kota uygulandı.Bizim ne kadar toprağı süreceğimize, ne kadar ürün üreteceğimize IMF karar vermeye başladı.IMF bize çok net olarak şunu diyor,siz ekmeyeceksiniz, dikmeyeceksiniz,bizim ektiğimiz,diktiğimiz bize fazla geliyor,dolayısıyla stoklarımız var,siz bizim stoklarımızı eriteceksiniz.Bizde yani bu hükümetlerde bunu yapıyor.Ülkemizde üretilen ürünler dışardan ithal ediliyor, çay dahil. Bunu çok net olarak söylüyorum.İşçi Partisi hükümeti döneminde ülkemizde üretilen ürünler kesinlikle ithal edilmeyecektir.Rize’yi ilgilendirdiği için söylüyorum ithal çay kesinlikle yasaklanacaktır”
Dilek ASLAN: İşçi partisinin ekonomi modeli nedir?
Metin Sina KAN: “İşçi partisinin görüşüne göre ekonomide öncelik halkın refahıdır.Ülkenin varlığını tehdit eden dış ve iç güçlere karşı bir milli direnme ekonomisi inşa edilecek, Ülkenin doğası ve kaynakları korunup geliştirilecek, bölgeler arası dengesizlik giderilecektir.Bu gaye ile kamu kesimi öncülüğünde özel girişimin dinamik katılımıyla halkçı, planlı,,karma ekonomi siyasetleri uygulanacaktır.
Devlet planlama teşkilatı yeniden örgütlenecek, beş yıllık genel ve yıllık özel kalkınma palanları uygulanacaktır.İç borçlar on yıllık takside bağlanacaktır.Devlet tahvili ya da hazine bonolarından vadesi on yıl içinde dolacak olayların ana para ve aylık ,üç aylık, altı aylık, yıllık faiz ödemeleri yeni bir ödeme planıyla on yıl takside bağlanacaktır.Küçük tasarruf sahiplerine olan borçlar düzenli olarak ödenecektir.
Dış borç ana para faizlerinin alacaklı ülke ve kuruluşlarla müzakere edilecek,Türkiye ekonomisinin gelişme olanaklarını tahrip etmeyen yıllara yayılan yeni bir ödenme planına bağlanması sağlanacaktır.IMF’ ye olan borç merkez bankası döviz rezervinden derhal ödenecek ve IMF ile bağlantı kesilecek.Türkiye’ de dolar ve Amerikan saltanatına son vermek ve Türk lirasını milli piyasada rakipsiz dolaşımını sağlamak için yurda sermaye giriş,çıkış ve kısa vadeli para hareketleri denetim altına alınacaktır.1567 sayılı Türk parasını kıymetini koruma kanununa göre yeni kararlar alınarak eski kararlara göre devredilen yetkiler kaldırılarak mevzuat yeniden düzenlenecektir.IMKB yeniden düzenlenecektir.SPK’nın yetki ve sorumlulukları yeniden belirlenecektir. Yabancı sermayenin dolaşım ve faaliyeti milli ekonominin gelişmesine katkıda bulunma şartına bağlanacaktır”

HABERE YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız
6 Yorum