1. YAZARLAR

  2. Hızır TONYALI

  3. Mazlumun âhı, arşı alaya ulaştı!
Hızır TONYALI

Hızır TONYALI

Yazarın Tüm Yazıları >

Mazlumun âhı, arşı alaya ulaştı!

A+A-

Amerikan Dışişleri Bakanı Rice der ki “PKK, Kürdistan ile Türkiye sınırları arasında eylem yapıyor!”
Türk Adalet Bakanı Çiçek de der ki “Bizim oradaki tek komşumuz Irak’tır
Bir oyun var ortada!
Ama oyunun bile bir kuralı olur değil mi?
ABD, kendi bildiğinden başka kural tanımayacak kadar despot.
NATO’nun meşruiyetini kaybetmesi pahasına, Irak’ı vuran ABD’den, Türkiye’yi anlamasını beklemek kadar komiklik olamaz.
Sadece ve sadece kendi çıkarları için komşusunun evini yakmaya hazır bir ABD’nin, gerektiğinde sözde stratejik ortak sayılan Türkiye’ye neler yapabileceğini düşünmek için müneccim olmaya gerek yok.
***
Biz ki, bir zamanlar vilayetimiz, şimdi ise sınır komşumuz olan topraklardaki tasarrufumuz için bile ABD’den vize alır duruma gelmişiz, zaten ip burada kopmuyor mu?
Maalesef kendi topraklarımızdaki 3-5 kanı bozuk bile kendini devlet reisi zannetmeye başladı.
Ne komik değil mi?
3 koyunu güdemeyecek herifler bugün kalkmış “Kerkük’e yapılacak saldırıyı Diyarbakır’a yapılmış sayarız” diyebiliyor.
Adamı hapse atıyorsun bu kez partisinin genel başkanı, İstiklal Marşı dahi okunmadan yapılan kongrede aynı kelimelere vurgu yapabiliyor.
Bu herifler kimden cesaret alıyor dersiniz?
Bana göre akılsızlıklarından. Yani hepsinde deli cesareti var!
Nitekim İl başkanı koluna kelepçe takılınca başlıyor dansözlüğe, kıvırtmaya.
Biz bu sahneleri Türkiye’de daha önce de çok gördük.
Esas ağababaları da yakalandığında benzer histeri nöbetine girmemiş miydi?
Hatta herkesten daha fazla Türk ve herkesten çok vatansever olmamış mıydı birden bire!
Neredeyse “Hepimiz Türk’üz” diye de bağıracaktı biraz dürtüklense…
***
Bakıyorum bu türdekiler hep aynı akibete uğruyorlar.
Selpak mendili gibi tek kullanımlık heriflerin sırtından, birileri malı götürüyor.
12 Eylül sürecinde, yükselen değer Komünizmin önüne set çekmek için stratejik ortak, Türkiye’de İmam Hatip Liselerinin önünü açtırıp milliyetçi, muhafazakâr dalgalanmalara rüzgâr olmadı mı bu ülkede?
Hafızalarımızı biraz zorlayalım lütfen. O dönemde kendini bir anda dev aynasında sanan bazı aklıevveller de böyle deli cesaretiyle aynı tarz lakırdılar yapmadılar mı?
Ne oldu sonunda? Tek tek önlerine servis yapıldı konuştukları, günü geldiğinde.
Onların söylediklerinden dolayı gerçek manada dinini yaşamaya çalışan, o anlamda eğitim alan insanlar, bütün kazanılmış haklarını kaybetmediler mi?
Bu ülkede birçok insanın üzerinde hala o günlerin derin baskısı yok mu?
Gelinen noktada ise o günün en hızlı, en keskin adamları “Bir yalandı geldi geçti” şarkısıyla avunuyorlar şimdi!
12 Eylül öncesinde, kardeşin kardeşi kırdığı günlerde; vatan, millet, Sakarya edebiyatı yapanlar ile kendilerine adres olarak Rusya gösterilenler, yıllar sonra aynı itirafı yapmadılar mı: “Birileri bizi kötü kullanmış!” diye.
***
Olan hep bu tezgâha yürek koyan gerçek idealistlere oldu.
Hayatında tetik çekmemiş delikanlılar ipe çekildi; yönlendiren arsız, namussuzlar ise şirketlere patron oldu.
Bugün gelinen noktada ise gerçekten dürüst, namuslu ve vatansever insanları mumla arar olduk.
Varsa da az biraz, sessiz kalmayı tercih ediyorlar doğal olarak.
Çünkü onlar biliyor ki bu ülkede vatanını sevmek, dinine bağlı olmak sadece birilerinin rantına ihtiyaç duyulduğu zaman yükselen değerlerdir.
Şimdilerde doğudaki büyük uyuşturucu trafiğinin yönlendirilmesi için bazılarının Kürdistan havuzları yapması, devlet reisi gibi açıklamalarda bulunması gerekiyor.
Gerçekten de kendilerinde bazı özellikler olduğunu sanan bu aptallar, bir taşla birkaç kuş vurmaya alışmış olan rantiyeciler tarafından, zaten olmayan özgürlüklerinin tamamen ellerinden alındığını anladıklarında, yıllar çoktan geçmiş olacak. Hiç gelmeyecek baharları bekleye bekleye kış soğuğunda ölüp gidecekler.
Eskiden dünya böyle değildi. Savaşlar bile mertçe yapılırdı.
Ama artık en büyük sermaye akıl. Biraz da paran varsa al dünya senin olsun. Ezebildiğin kadar ez, hamurunu çıkar dünyanın.
Mazlummuş, günahmış kime ne?
***
İyi de, unutulan bir şey yok mu peki?
Acaba bu dünya kendi başına mı dönüyor?
Yok mu bir sahibi?
Var diyenler, akıllarını başına alsın bence!
Çünkü bir gün bu dünyanın gerçek sahibi müdahale ettiğinde, ne 12 Eylül’e ne de 28 Şubat’a benzeyecek olay!
İşte o gün sadece gerçekten samimi olanlar kazanacak…
Yoksa bu dünya neden sürekli aynı eksen üzerinde dönsün ki, hep zalimler kazanacaksa!
Niye güneş dünyayı ısıtsın, toprak bu kadar nimetle dolsun ki?
Küçücük bedenler can bulamadan dünyada, neden toprak olsun?
Mademki kurumuş topraklarını mazlumların gözyaşlarıyla sulayacak bu zalimler,
bir gün o gözyaşlarının kendilerini boğacağına da inansınlar!
Tarih acı hatıraları saklar.
Dönüp bakanlar orada Firavunları, Karunları ve onların halifelerinin sonlarını çok net görebilir.
O günler çok uzakta değil…
Çünkü mazlumların âhı, arşı alaya ulaştı.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız
9 Yorum