1. YAZARLAR

  2. D. Ali TAŞÇI

  3. OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ
D. Ali TAŞÇI

D. Ali TAŞÇI

Yazarın Tüm Yazıları >

OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ

A+A-

 

            10 Kasım Cumartesi günü, Yazarlar Birliği İstanbul şubesinde, Osman Yüksel Serdengeçti’nin 35. ölüm yıldönümü dolayısıyla onu andık. Bir arkadaşla birlikte, salonu dolduran ve Serdengeçti’yi seven coşkulu insanlara onu anlatmaya çalıştık.

            Osman Yüksel Serdengeçti nev-i şahsına münhasır (özgün) bir insandı. 1917 yılında Antalya/ Akseki’de doğmuş ve 10 Kasım 1983’te ölmüştü. Dertliydi, yaralı ve muzdaripti. Girdiği Dil Tarih Coğrafya Fakültesi son sınıfından ayrılmıştı. Bir dava delisiydi adeta. Hayatı boyunca hapishaneleri mesken edindi. Her yazdığı suç sayıldı. Serdengeçti adında bir dergi çıkardı, her sayısı toplatıldı ve ardından kodesi boyladı. Serdengeçti dergisini kırk yılda ancak otuz üç sayı çıkarabildi.

            Serdengeçti, Üstad Necip Fazıl’la da çok iyi dosttu. Onunla adeta kaderi çakışıktı. Birçok kereler hapishane duvarlarını beraber paylaşmışlardı. 1952’de Malatya hadisesi vuku bulunca, Ahmet Emin Yalman’ı vuran genç liseli Hüseyin Üzmez’in evinde, Necip Fazıl’ın çıkardığı “ Büyük Doğu” ve Serdengeçti’nin çıkardığı “Serdengeçti” dergileri bulununca, ikisi birden tutuklanarak Malatya cezaevine konuldu. İki seneye yakın orada yattılar.

            Necip Fazıl savunmasında şunları söylemişti:

            “Dünyanın en kıskanç kocasını anlatan Şekspir’in “Otello” isimli eseri, karısını kıskançlıktan ötürü öldüren bir adamın cebinden veya evinden çıksa, siz Şekspir’i mezarından kaldırıp da yargılayacak mısınız?”

            Serdengeçti aynı zamanda çok espritüel bir insandı. Her söz ve davranışı adeta bir nükteyi dile getiriyordu. “Gülünç Hakikatler – Öldürücü Güldürücü Fıkralar” isimli kitabı bu esprilerle doludur.

            “Hayatta ne çektiysem iki İsmet’ten çektim; biri beni hürriyetimden etti, biri de zürriyetimden!” Biri İsmet İnönü’dür; onun döneminde hapishanelere düşmesine işaret ediyor. Diğeri de eşi İsmet hanımdır; bu da ona nesil verememiştir.

            “Bir gün CHP milletvekili adayları köylere gidip halka sabun dağıtarak propagandalarını yapıyorlarmış. Çeşme başında testisine su dolduran bir ninenin yanına yaklaşarak ona da sabun vermek istemişler. Nine de kim olduklarını sormuş. Onlar da “CHP milletvekili adaylarıyız.” Dediklerinde, nine, lafı gediğine koymuş: “ Sabun sizin kirinizi temizlemez!”

            Aynı kitapta anlattığı bir olay var ki, insanın içini ürpertiyor:

            “Dost, kardeş, dindaş Pakistan’ın Cumhuriyet ilan etmesi münasebetiyle Adnan Menderes, Fuat Köprülü ile birlikte oraya gitmişlerdi. (Fuat Köprülü, Demokrat Parti’nin dört kurucusundan biridir. Edebiyat tarihi profesörüdür ve “Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar” adıyla da bir kitabı vardır. DAT) Bizimkiler orada hayli kaldılar. Bu süre içerisinde cumaya da denk geldiler. Cuma günü onların bütün devlet adamları cumaya gidiyorlar. Bunu gören Menderes, Köprülü’ye “Biz de cumaya gidelim.” diyor; “Ayıp olur.” Köprülü, “ Ben namaz kılmasını unuttum!” diyor.” Son yüzyılın “aydın, siyasetçi, eğitimci, sanatçı vb. anlamak isteyenler bunun üzerinde çok düşünmelidirler. Tasavvuf tarihi profesörünün cevabı bu olursa, gerisini siz düşünün.

            10 Kasım 1983 günü Parkinson hastalığı sebebiyle hayata gözlerini yumdu Osman Yüksel Serdengeçti. “Parkinson, bir araba markasına benziyor; insanın böyle bir arabam olsa diyesi geliyor!” diyerek son esprisini de yapıp ebedi âleme göç ediyor.

            Şiirleri de vardır; fakat onlara girecek yerimiz yok. Bir beyit almak istiyorum, “Asri Aile” isimli şiirinden: “ Oğlan züppe, kız hoppa, ana sürtük, baba kaz/ Bundan daha ahenkli bir aile olamaz.”

            Onu rahmetle yâd ediyoruz.

            MUZAFFER DOĞAN

            1994 yılında Refah Partisi’nden, İstanbul/ Bahçelievler ilçesinin genç bir Belediye Başkanı olmuştu. Genç, dinç ve heyecanlıydı. İstanbul’da gelecek zamanlarda olacakların işaretlerini veren ilklerdendi. Yaz tatilinde Fransa’dan dönmüş ve Bahçelievler’deki yakınlarımın yanına gitmiştim. Gezinirken gözüme bir yazı ilişti; önce inanamadım, hayal miydi bu gördüğüm? Bahçelievler’in en güzel binalarından birinin adı “Necip Fazıl Kültür Merkezi” olmuştu. Ve ben bir Necip Fazıl hayranı olarak orada ağlamıştım! Muzaffer Başkan, beni ağlatmıştı!

            Şimdi yine Muzaffer Doğan, Bahçelievler Belediye Başkanlığına, Ak Parti’den aday adayı. Bir Necip Fazıl dostu olan değerli dostuma başarılar diliyorum.

D. Ali TAŞÇI (dalitasci@hotmail.com) Twitter:@DAliTasci

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız