1. HABERLER

  2. YÖREDEN HABER

  3. RİZE

  4. Pazar'da sabah namazı buluşmaları devam ediyor
Pazar'da sabah namazı buluşmaları devam ediyor

Pazar'da sabah namazı buluşmaları devam ediyor

Pazar Sahil Camii'nde geleneksel hale getirilen Cuma sabah namazı buluşmaları kapsamında geniş çaplı kahvaltılı sohbet toplantıları devam ediyor.

A+A-

Pazar sahil Camii’nde bir araya gelen cemaat, sabah namazını eda ettikten sonra birlikte kahvaltı edip sohbette bulunuyor.

namaz1-001.jpg

Pazar’da esnaf ve sivil toplum kuruluşlarının üstlenmesiyle oluşturulan ve geleneksel hale getirilen Cuma Sabahları Buluşması, her geçen hafta artan katılımlarla genişleyerek devam ediyor. Cuma sabahı Sahil Camii’nde sabah namazını birlikte eda eden cemaat, ardından da mescitte birlikte kahvaltı edip dini sohbette bulunuyor.

namaz2-002.jpg

Bugünkü Sabah Namazı ardından bir araya gelen esnaf ve STK temsilcileriyle cemaatten oluşan kalabalığa Pazar Belediye Başkanı Ahmet Basa, Emniyet Müdürü Güngör Kaptan ve İlçe Müftüsü Mustafa Düzgüney de iştirak etti.

namaz4-001.jpg

Her Cuma sabahı geleneksel olarak cemaatin sabah namazı ardından kahvaltılı sohbet ile güne başladığını ifade eden katılımcılar, “Bu tür sosyal etkinlikler, büyük şehirlerde sıkça tekrarlanmaktadır. Pazar’da da bu işe esnaf sivil toplum kuruluşları önayak olarak geleneksel hale getirdiler. Hem ibadetimizi bir ve beraber olarak eda ediyor hem de güne birbirimizi dinleyerek, hoş sohbet bir toplantının ardından başlıyoruz. Bu etkinliğe katılımın her geçen hafta artması da bizleri mutlu ediyor” şeklinde konuştu.

namaz3-002.jpg

Pazar Müftüsü Mustafa Düzgüney ise yaptığı açıklamada, “Pazar’a gelirken, edindiğim ilk bilgi; sosyal ve gelişmiş bir ilçe olduğu yönündeydi. Gerçekten de sempatik ve girişken bir topluluk ile karşılaştım. Camilerimiz sadece ibadet edilen yerler olarak algılanmamalıdır. Câmileri fonksiyonlara ayırırsak mabet yani ibadet edilen yer, yönetim merkezi, bir de ilim ve kültür merkezi olarak üç grupta mütalâa etmek mümkündür. Mabet olarak; esas itibariyle mescitler içinde ibadet edilmek üzere inşa edilmişlerdir. Bu itibarla kutsiyet kazanmışlar ve "Allah'ın evi" adını almışlardır. Kur'an Cin, 72/18’de Allah'ın adının anılması için yapıldığını belirtmektedir. İslâm dini toplu ibadeti teşvik etmiştir. Cemaatle kılınan namaz, yalnız kılınandan 25-27 derece daha üstün tutulmuştur. Her renkten ve sınıftan insanın bir araya gelip omuz omuza ibadet etmeleri, sosyal dayanışmanın sağlanmasında önemli bir faktör olmuştur. Yönetim merkezi olarak; Hz. Peygamber (s.a.s)'in nübüvvet görevi yanında, devlet başkanlığı, hâkimlik, komutanlık gibi görevleri de vardı. Bu görevler, İslâm devlet başkanının görevleridir. Medine'deki Mescid-i Nebevî O'nun bu görevlerine uygun olarak devletin idare merkezi özelliği taşımakta idi. Elçiler orada karşılanır, bazen orada misafir edilir, ordu orada teçhiz edilip sefere gönderilir, davalara orada bakılır, devletin hazinesi orada muhafaza edilir ve sarf edilmesi gereken yerlere oradan sarf edilirdi. Câmilerin bu görevleri vilâyetler düzeyinde de aynı idi. Câmiler halkın birbirleriyle ve devletle kaynaştığı bir yer durumundaydı. İlk Osmanlı câmileri de bir devlet merkezi olarak plânlanmış ve bu görev için kullanılmışlardır. Bir ilim ve kültür merkezi olarak camileri değerlendirirsek de, hiç bir din İslâm kadar ilme önem vermemiştir. Kendisinin "muallim" olarak gönderildiğini ifade eden Hz. Peygamber (s.a.s) Mescid-i Nebevî'deki "Suffe" ile üniversitelerin ilk temelini atmıştır. Suffe yatılı bir üniversite özelliği taşımakta idi. Hz. Peygamber (s.a.s)'le başlayan ders halkaları değişik ilim dallarını da içine alarak yüzyıllarca, mescitlerde devam etmiştir. Hz. Peygamber zamanında değişik sosyal amaçlar için de kullanılan mescit (câmi) bir çok müessesenin temelini oluşturur. Câmilere sığamaz hale gelen bu müesseseler daha sonra külliyeleri meydana getirmiştir. Zamanla câmiler, herkesin okuması için eserlerinin bir nüshasını buralara bırakan müellifler sayesinde, bir kütüphane hizmeti de vermişlerdir. Satın alınan kitaplarla zenginleştirilen bu kütüphaneler, "hâfız-ı kütüp" adı verilen memurlarca idare ediliyordu. Böylece câmiler ruh ve maddenin bütünleştiği bir merkez durumundaydı.” dedi.

namaz5-001.jpg

namaz6-001.jpg

HABERE YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız
36 Yorum