1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. RTSO seçimleri öncesi Fil ile çok özel söyleşi
RTSO seçimleri öncesi Fil ile çok özel söyleşi

RTSO seçimleri öncesi Fil ile çok özel söyleşi

Arkadaşımız Deniz varlı, TÜMSİAD Rize Şube Başkanı Abdulbaki Fil ile Ticaret ve Sanayi Odası seçimleri öncesi özel bir söyleşide bulundu:

A+A-

TÜMSİAD Başkanı Fil, Rize Ticaret ve Sanayi Odası seçimlerinde kamplaşma olmamasını arzu ettiğini belirterek, “Ticaret Odasının, Rize’nin marka şehirle rarasına girecek projeler geliştirmesi gerektiğini, başkanın da bu vizyona sahip, enerjisi olan, yetenekli, donanımlı ve dışa açık bir profile sahip olması gerektiğini söyledi.

Sayın Fil ile geçen yıl taşındıkları yeni şube binasında görüştük. TÜMSİAD Rize Şubesinin yeni yeri, son derece iyi tasarlanmış, içerisinde bulunan konferans salonu, toplantı odaları ile ideal bir mekân. Bu bina sadece dernek faaliyetlerinde kullanılmıyor; imkânlar ölçüsünde talep edilmesi halinde kurum ve kuruluşların eğitim, toplantı ve konferans amaçlı kullanımlarına da tahsis ediliyor.

Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD) 2005 yılında İstanbul’da kuruldu. 2007 yılında kurulan Rize Şubesi ise Türkiye’deki 5’inci Şube… TÜMSİAD Rize Şubesi’nin 136 aktif üyesi bulunuyor; fahri üyelerle beraber bu sayı 218’e ulaşmış durumda…

baki-fil1.jpg

Röportaj: Deniz Varlı

Sayın Başkan, birçok farklı işadamı derneği olması kimilerince gereksiz görülüyor. Bölünmüşlüğe ne gerek var şeklinde yorumlanıyor. Bu yorumları nasıl karşılıyorsunuz?

Muhafazakar görüşte olan SİAD’lar var; MÜSİAD, RİSİAD, ASKON gibi… Biz de aynı minvalde hareket ediyoruz. Amacımız yüzde 90-95 aynıdır; insanlığa hizmet… Bu kurumlar, geçmişte ezilmişliği olan insanların artık eline çantasını alıp, ilinin, ülkesinin ismini yurtdışına ihraç ettiği derneklerdir. Onun için SİAD’ların fazla olması zarar değil, yarar getiriyor. Bir kişinin 100 kiloluk kütleyi kaldırmasındansa 10 kişinin aynı ağırlıktaki kütleyi kaldırması çok daha kolaydır. Biz, diğer işadamı dernekleriyle birçok kez ortak çalışmalar yürüttük, birlikte basın açıklamaları yaptık. Birbirimizin rakibi değiliz, birbirimizin destekçisiyiz.

Bir cemaat örgütü olarak algılanıyorsunuz; bu doğru mu, TÜMSİAD nasıl bir örgütlenme yapısına sahip?

Üyelerimiz içinde ve yönetim kurulumuzda cemaatle ilişkili arkadaşlarımız var. Ama TÜMSİAD’ı sadece belli bir cemaate angaje etmek doğru olmaz. Sol partilerin yönetim kadrolarında yer alan arkadaşlarımız da var, radikal sağ partilerin yöneticisi olan arkadaşlarımız da...

1998’e kadar ben daha radikaldim ama bunun yararlı olmadığını anladım. Geriye dönüp baktığında insanları kırıp döktüğümüzü fark ettim. Şimdi ise daha ılımlı ve kapsayıcı olmaya çalışıyorum.

STK’larla siyaset ilişkisi nasıl olmalı?

STK’lar şu anda olması gereken yerde değil. Anadolu insanının sivil toplum örgütleriyle ilişkisi 90’lı yıllara kadar pek yoktu. Angarya bir iş olarak algılanıyordu. Hâlbuki bizim geçmişimizde yer alan Vakıflar, sivil toplumun en güzel örnekleriydi. STK’larla siyaset karşı karşıya gelmek zorunda değil, doğrularda beraber olabiliriz. Bugün insan haklarını geliştirmede, demokratik adımların atılmasında siyasetle birlikte hareket etmenin yanlış olmadığını düşünüyorum. Anayasa referandumunda biz ‘Evet’ten yana tavır aldık. Çünkü biz geçmişte antidemokratik uygulamaların acısını bizzat yaşamış insanlarız. Ben 28 Şubat sürecinde ceza almış biriyim. Sırf bağlı bulunduğum kurum, -Hasan Karal başkanımızdı- Ensar Vakfında, Rize İmam Hatip Mezunları Derneğinde olduğumuz için 301’den Hasan Karal ceza aldı, bizim de derneğimiz kapandı. Hiçbir fiili eylemimiz olmadığı halde demir parmaklıklar arkasına gittik, sorgulandık. Bu yanlışlar düzelsin diye biz Anayasa değişikliğine ‘Evet’ dedik. Vesayet kurumlarının halka yaşattığı sıkıntıların sona ermesi adına, Türkiye’de demokratikleşme adına olumlu gelişmeler olduğuna inanıyorum. Biz de işadamı derneği olarak kendi alanımızla ilgileneceğiz. Türkiye’de üretimi ve ihracatı artıracağız. Üretime katkı sağlayan enstrümanları geliştireceğiz. Ben Rize’de altın imalatı yapıyorum. Rize’den Ankara’ya kadar benim yaptığım işi yapan kimse yok. Elhamdülillah 15 kişi çalıştırıyorum. Bizim görevimiz, Rize’deki esnafın, tüccarın yüzünü dışarıya çevirmek; çantasını eline alıp yurtdışına gidecek. Eksen kayması diye eleştirdikleri güzel ülkemizde evet eksen kaydı ama Afrika’ya, Asya’ya, Ortadoğu’ya kaydı. İnsanımız oralara gidip mal satıyor. Ülkemizin itibarını yükseltiyor. Şu an Rize, ticaret olarak istenilen yerde değil. STK’lar olarak bizler, ilimizin refah düzeyini yükseltecek, esnafla iletişimi, bilgiyi paylaşarak, bu insanların yapacakları yatırımlarda yönlendirici olacağız. Bu amaçla yapacağımız çalışmalarda siyaset kurumunun da desteğinin olmasını sakıncalı görmüyorum. Bununla beraber, siyasetin doğrularını yanlışlarını da değerlendirip uyarı görevimizi yapacağız, bunlar doğaldır.

Ticaret Odası Başkanı nasıl bir profile sahip olmalı, ne tür özellikler taşımalı?

Rize’nin ismini dışarıya lanse edebilecek, Rize’nin 350 milyon dolar olan ihracatını, Çayeli Bakır’ın haricinde, 5 yıl içerisinde 500 milyon Dolar’a çıkartacak, Rize’nin doğal sebze ve meyvesini ihraç ürünü haline getirebilecek bir ticaret odası başkanı istiyorum. Üyeleriyle birebir sahaya çıkıp dertleriyle dertleşen bir ticaret odası başkanı istiyorum. Eline çantasını alıp, dışarıya çıkan ve Rize’ye katma değer sağlayan bir ticaret odası başkanı istiyorum. Şu an 350 milyon dolar ihracatın 290 milyon doları Çayeli Bakır’a ait. Geriye 60 milyon kaldı. 60 milyonluk ihracat 5-6 sene sonra Çayeli Bakır kapanırsa Rize yüzde 80 geriye gidecek. Başbakan’ın şehri, övünüyoruz ya; o zaman Rize’deki ihracat hedefimiz, Çayeli Bakır hariç 500 milyon dolar olmalı. Bunu yapacak bir ticaret odası başkanı istiyorum. Rize’yi marka yapacak bir ticaret odası başkanı istiyorum. Ama lafta marka değil; bugün Kayseri, Gaziantep, Kocaeli marka şehirler. Dünyada eşi benzeri olmayan bir ürünümüz var. Üzerine kar yağan, tamamen doğal, yüzde 15 emekle senede 4 kez ürün aldığımız çayımız var. Çayımızı dünyaya tanıtacak, Rize çayını dünya markası yapacak bir ticaret odası başkanı istiyorum. Bizim yerel ürünlerimizi, mandalinayı, kiviyi, likapayı değerlendirebileceğimiz tarımsal sanayiye destek olacak bir ticaret odası başkanı istiyorum.

Ticaret Odasında kan değişimine ihtiyaç var mı?

Birisi ortaya çıkıp ‘Ben başkan adayı olmak istiyorum, ne olur beni destekleyin’ dememeli. Liyakatli insanlar bulunup, bu yerlere aday gösterilmeli. Şu an siyaset STK’lardan daha etkin. Ne zaman STK’lar daha etkin konuma gelirse, belirleyici pozisyonda STK’lar yer alırsa; o zaman bu dediğimiz ideal ortam meydana gelmiş olacaktır. Birisi çıkıp aday olmak istiyorum, bana destek verin diye dil dökmemeli, başarılı insanları bulup, onlara görev verilmeli. Ben TÜMSİAD başkanı olarak doğmadım. Aldılar bizi görev verdiler, biz de elimizden geldiğince hizmet etmeye çalışıyoruz. Ticaret Odası Rize’nin ticaret hayatına en büyük etkiyi yapacak konumdadır. Birliktelikler sağlayabilir, güçlü ortaklıklarla büyük yatırımlar yapılabilir. Bunlar çok zor işler değil. Başbakanımız bizim için çok önemli bir değer. Bu avantajımızı yeterince değerlendiremiyoruz. Turizm potansiyeli bakımından ilimiz güçlü olduğu halde bundan istifade edemiyoruz. Bu gücün farkında değiliz, iç çekişmelerle uğraşıyoruz. Ticaret Odası Başkanı, yetenekli ve donanımlı olmalıdır. Ticaret Odası geçmiş döneme göre çok başarılı çalışmalar yapmıştır. Daha da güzel çalışmalar yapabilir. İnşallah önümüzdeki dönem, Ticaret Odamız çok daha iyi çalışmalar ortaya koyar. “Durma düşersin, daha iyisi gelirse gidersin.” Bu söz bütün yöneticiler için geçerlidir. Şu an STK’ların başında olan insanların hepsi 10’da 1 enerji kullanarak Ticaret Odasını idare edebilir. Rize insanı üretebilsin, üreten insanın karşısına engeller çıkarılmasın, önüne takoz konulmasın. Bizim bütün derdimiz, çalışmalarımızın özü budur. Ticaret Odası için bir adaylığımız söz konusu değil. Önceki seçimde olduğu gibi kamplaşma olursa bundan Rize kaybeder. Bu yüzden bir aday çıkarmadık, buna hiç gerek yok; iyi bir adayda, ortak akılda buluşalım istiyoruz. Rize’nin ismini ve ticaret odası bayrağını yükseğe taşısın. İyi ve donanımlı bir aday etrafında birleşip, güzel bir meclis oluşturalım.

Oda ve Borsa’ya öneriler…

Ticaret Borsası, Rize’den çay sektörü temsilcilerinden her yurt dışı gezisine kura ile belirlenen 5 müstahsili davet etsin. Yine Borsa, çay müstahsilini alıp çay fabrikalarına götürsün, yaş çayın kuru çaya dönüştürüldüğü, kuru çayın paketlendiği aşamaya kadar geçirdiği evreleri göstersin. Ticaret Odası, üyelerinden 15 kişiyi her yurt dışı gezisine, fuarlara götürsün. Bu benim önerimdir. Bu hem işadamının, hem Ticaret Odasının, hem Rize’nin işini kolaylaştıracaktır. Ticaret Odası, ihracatımızı 350’den 500’e çıkaracak çalışmalara yoğunlaşsın. Üyelerle güçlü bir iletişim kursun, bilgi paylaşımını daha etkin şekilde yapsın.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız