1. YAZARLAR

  2. D. Ali TAŞÇI

  3. SEÇİM SONRASINA HAZIR OLUN
D. Ali TAŞÇI

D. Ali TAŞÇI

Yazarın Tüm Yazıları >

SEÇİM SONRASINA HAZIR OLUN

A+A-

 

                7 Haziran Milletvekili seçimi yaklaşıyor.  Eski seçimlerle kıyasladığımız zaman, bu seçimde halkın heyecanının daha az olduğunu görebiliyoruz. Bunun bir nedeni de maddi gelişmişlik ve halkın, yöneticilerden mucizevî beklentiler içinde olmaması, diyebiliriz. Beklenti içinde olan toplumlar, her şeye karşı duyarlı ve tetikte olduklarından, küçük uyarılar sonucunda onları ayağa kaldırmak zor olmaz. Geçmişle kıyasladığımız zaman, bugün böyle bir durumun olmadığını zaten halkın duruşu ortaya koymaktadır.

                Önümüzdeki seçimde iktidar partisi tekrar iktidar olursa, ortaya koyduğu projeleri gerçekleştirmek için çalışacak. Bunlara ek olarak da dünya kulvarındaki koşusunu devam ettirecektir. Bunun yanında anayasa değişikliğini gündeme getiren bir başarı sergilenirse, Türkiye işte o zaman yeni bir yürüyüşün startını da vermiş olacaktır. Bu durumda belki ilk zamanlarda bazı sıkıntılar, işin doğası gereği, yaşanabilir, ancak çağın nabzını tutacak oluşumlar da başka türlü ele geçmeyeceğinden, bütün olumsuzluklara da katlanmak zorunluluğu vardır.

                Başkanlık sistemi, durağan, kendi içinde kısır döngülerle aşınmaya gelmiş ve halkın önünü açamayan sistemleri de ekarte edeceğinden, yeni bir heyecanla ülkemizi daha ilerilere götüreceği ümidini içinde barındırmaktadır. Dünyada, bölgemizde ve İslam alemindeki gelişmeler daha büyük sorunlar getirebilir. Özellikle İslam dünyası artık kaçınılmaz bir biçimde yenilenmek zorundadır ve bunun önünde de durmak mümkün değildir. Tarihi iyi okuyanlar bunun böyle olduğunu görebilirler; tarih, tekerrürden ibarettir.

                Önümüzdeki seçim sadece Türkiye için değil, İslam alemi için de önemlidir. Anayasa değişir de başkanlık kabul edilirse, bunun ardından “İslam Birliği” düşüncesi İslam alemine yayılır ve eyleme de geçer. O kadar ki, kimsenin tahmin edemeyeceği kadar erken olur her şey. Geçmiş dönemin pısırık anlayışları bir bir çatlar ve dağılır. Bu nedenle bu seçim, bizden çok, sömürüyü hayat belleyen ülkeleri ilgilendirmektedir.

                Yirminci yüzyılın zihin ve anlayışlarıyla artık ne ülke yönetiliyor ne de şirket; aile bile yönetemiyorsunuz. İletişimin bu denli atağa kalkması, insan zihnini de farklı biçimde harekete geçirmiştir. Ak Parti’nin en önemli uygulaması, “üç dönem” kuralıdır; çünkü bu kuralla, yeni nesillerin yeni algılarının yolunu açmıştır. İnatla eski algılarını sürdüren partilerin artık halkın gerisinde kalarak tarihe mal olması bir yerde kaçınılmazdır. Geçmiş örnekler de bunu göstermiyor mu?

                Ola ki, Ak Parti dışında bir oluşum iktidar oldu, Türkiye’de. Halkın gelişimine ayak uyduramayan partilerin artık iktidar şansları yok, ama olduğunu düşünelim:

                Her şey sil baştan olur! Bütün bürokrasi birkaç gün içinde duman olup çıkar. Projeler terk edilir. Zaten hepsine de karşı olduklarını beyan etmemişler miydi? Eğitim sisteminin yapısı bozulur. Maksat İmam Hatip okullarını kaldırmak ve bu milletin çocuklarının dindar yetişmesinin önünü tıkamak olduğundan, hırçın, kindar ve birikmiş intikam hırsı, bir bozgunculuk ülkeyi kaplar. Ne yazık ki Türkiye’de, partiler arası kavga yok, çok temel bir sistem kavgası vardır. Bu aşılmadıkça işler temelden düzelmeyecektir. Bunun aşılması da yakın zamanda gözükmemektedir.

                Medya mı? Söylemediler mi, iktidar olduklarının ertesi günü bütün “yandaş” medyaya el koyacaklarını? Mazileri bilindiğinden, yapacak olduklarını tahmin etmek de kehanet değildir.

                Şimdiye kadar iktidar olmasalar bile,  kurulu sistem ve bürokrasi ile ülkeyi yönetmekten asla uzak olmayan bu anlayışlar, ilk defa Ak Parti döneminde sahanın dışında kalmayı bir türlü hazmedemiyorlar ve bu çarpık anlayışlarına da demokrasi diyorlar!

                Türkiye, bunca yıldır bütün gelişmelere rağmen, bir daha koalisyonların kıskacına girerse, bu halk “kendim ettim, kendim buldum” türküsünü nesillerine aktarır.

                Görünen odur ki, bu millet sağduyuludur ve bindiği dalı kesmez. Sandığa gidene kadar olmadık şeyler söyler de sandık başında tarihi çizgiden gelen irfani anlayışını sandığa atar. Her şeye rağmen 7 Haziran seçimi hayra gebedir. Kurulu kervan yoluna devam edecektir.

                         D. Ali TAŞÇI (dalitasci@hotmail.com) Twitter:@DAliTasci

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız