1. YAZARLAR

  2. Seyfullah FIRAT

  3. Terörle mücadelede uzlaşma olmaz
Seyfullah FIRAT

Seyfullah FIRAT

Yazarın Tüm Yazıları >

Terörle mücadelede uzlaşma olmaz

A+A-

Bölücü terör yeniden hortladı. Her gün şehit cenazeleri kaldırılıyor. Yüreklerimiz kan ağlıyor ve milletin sabrı son sınırına gelmiş durumda.

‘İşin sorumlusu kimlerdir, kim hesap vermelidir?’ konularında kafalar karışık. Sayın Meclis Başkanımız kendi İçişleri Bakanından hesap sorması gerekirken bilerek veya bilmeyerek adres sapması yaşarcasına hesabi askerden soruyor.

Allah aşkına, el insaf kardeşim. Bu ülkede yasaları asker mi yapıyor? Bu ülkede bölücü terörün adını “Kürt meselesi” diye ben mi farklı mecralara çektim veya teröristlerin ayağına kadar mobil mahkemeleri asker mi getirdi?

Başımızın en büyük belası olan bölücü ihaneti iç siyasete alet etmek en az bölücü terör kadar bu millete ihanet değil midir? Bölücü teröre kimler göz kırptı veya kimler bu satılmış sürüsü ile mücadele etme yerine uzlaşmayı strateji olarak benimsedi?

Bu soruları istediğiniz kadar uzatabilirsiniz. İktidar mensupları bu sorulara tatmin edici cevaplar bulmadan hiçbir kimseyi hesaba çekme hakkını kendisinde göremez.

Şimdi her türlü akıl oyunu ve hileleri bir yana koyup akliselimle düşünmenin zamanıdır. Ya siz terörü boğacaksınız ya da terör sizi boğacak. Önce doğru teşhis koymak, doğru adrese yönelmek ve doğru yöntemlerle tavır koymak şarttır.

Bu millet kurtuluş savaşı sonrasında “Yurtta sulh, cihanda sulh” diyerek kararını vermiştir. Bu millet savaşmaktan bezmiş ve gına getirmiş bir millettir. Taze fidanlarını daha düne kadar Yemen’de, Galiçya’da, Filistin’de, Mohaç’ta şehit verir gibi şimdi kendi topraklarında kaybetmekten ar duyar olmuştur.

Bu milletin eli öpülesi anaları evlatlarını Kore’de, Yemen’de, Filistin’de anlamsız yere heder etmenin hesabini soramamış iken şimdi kendi topraklarında evlatlarını bir takım kahpelerin ihanetlerine kurban vermek istememektedir.

Taze fidanlarımız, canlarımız hayatlarının baharında bölücü eşkıyanın kahpe kurşunlarıyla hayattan koparılıyorlar. Teröristler dağdan şehre indiler ve yedi düvelin çökertemediği bu devlete efeleniyorlar ve kafa tutuyorlar. Ne anlaşılmaz bir manzaradır ki, benim ülkem teröristlerle nasıl uzlaşırız noktasına kadar getirilmiş bulunuyor.

Ülkeyi yönetenlere sorarsanız, referandumu etkilemek veya iktidarı zora sokmak için terör azmışmış. Peki, bu ülkeyi yönetenler bilmezler mi ki, bu ülkede uzun yıllardan beri terör var ve kendileri olmadan önce de terör vardı.

Siz bu kafalarla giderseniz, siz asırlık ihanet projesini iç siyasete ve kendinize endekslerlerseniz, siz bu ülkenin başına daha çok sıkıntılar açarsınız.

Her şeyden önce terörün adını doğru koymalı ve terörle mücadele ederken de doğru stratejilerle hareket etmesini öğrenmelisiniz.

Bu ülke bugüne kadar kırk bin tane tığ gibi evladını bölücü teröre kurban verdi. Siz yokken de terör vardı, siz gelmeden önce terör sıfır noktasına getirilmişti ve ülkeyi o şartlarda teslim almıştınız.

İktidara geldiğiniz günden beri anlaşılmaz bir kompleksle ve kinle geçmişe ait her ne yapılmışsa aksını yaparak işe başladınız ve ülkeyi bu inadınız yüzünden bugünkü noktalara getirdiniz.

Geçmiş iktidarlardan farklı görünme sevdanız ve inadınız teröre cesaret verdi. Bölücü terör ihanetini ilk defa sizler resmi ağızlardan “Kürt” sorunu diyerek çok tehlikeli bir mecraya çektiniz.

Türkiye’yi bölme projesi olan PKK ihaneti bütün Kürtlere mal ederek ve ya Kürt sorunuymuş gibi göstererek yalnız bizim birliğimizi değil; Kürt kardeşlerimizin yaşadıkları bölge ülkelerinin hepsinin geleceğini dinamitleyen çok tehlikeli bir dil kullandınız.

Şimdi gelinen noktada terörü azdırmış ve cesaretlendirmiş olan sizler başka yerleri adres göstererek terörün gerçek yüzünü halen örtmeye çalışıyorsunuz.

Önce teröristin adını doğru koyalım. Terörist denen yaratık insan denilen canlının en kahpe ve en kancık olanıdır. Nereden, nasıl saldıracağı önceden bilinmeyen, insanlıktan çıkmış bir canavardır.

İnsanlıktan çıkmış bir canavara insanca yaklaşma iddia ve yaklaşımları delalet değilse çok büyük bir saflıktır. Bu aldanış, bu saflık veya delalet yıllardan beri bazı kafalarda ve bazı kirlenmiş gönüllerde halen yaşamaktadır.

Değişik platformlarda dillendirilmekten utanılmayan, halen teröristlerle anlaşalım telkinlerinde bulunmaktan haya etmeyen bir takım sözde hayasız entelektüeller PKK denilen şer örgütünün muhatap alınması gerektiğini bile söyleyebilecek kadar çılgınlaşabilmektedirler.

Terörle mücadelenin olmazsa olmaz şartı, “Terörü ya imha edersin ya da o seni imha eder” prensibiyle hareket etmektir. Siz Türkiye’yi bölme, Türk milletinin birliğini bozma ihanetinin adını koyarken halen “Kürt sorunu” diye ortaya çıkarsanız sizin aklınızdan da, iyi niyetinizden de şüphe edilir hale gelinir.

Terörle mücadele edebilmek için çok güçlü bir istihbarata, sağlam bir iradeye ve çok iyi yetişmiş özel ekiplere ihtiyaç vardır. Düzenli Ordu taktikleriyle terörle mücadele edemezsiniz. Mevcut yasalarla da bu işin altından kalkamazsınız.

Terörle mücadele edebilmek için önce samimi ve kararlı olmak lazımdır. Siz elinde silahı olan eşkıya sürüsünü halen adam yerine koyup bu hayvanlar sürüsünün uslanacağını hayal ederseniz, siz daha çok aldanırsınız.

Terörist denilen canı toplumu kemiren bir mikrop gibidir. Terörist bir serseri mayına benzer. Nerede ve ne zaman patlayacağını önceden kestirmek mümkün değildir. Ona onun yöntemleriyle mukabele etmek zorundasınız. Onu bulduğunuz yerde imha etmekten başka çareniz yoktur.

Siz geçmişte terörle mücadele eden çile insanlarını bir takım uydurma bahanelerle içeri tıkarsanız, dağdan gelen taharetsiz eşkıyaların önüne bu devleti acze sokarsanız, bunun hesabini gün olur her şeyin sahibi olan yüce Allah ve bu millet elbette sizlerden mutlaka soracaktır.

Önce işin adını doğru koyacağız. Sizler Abant platformlarında toplananların ağızlarına bakarsanız, sizler adres tespit ederken yalancı ve sahtekar kılavuzların peşine takılırsanız bırakın bu işlerin üstesinden gelmeyi kendinizi de, ülkeyi de felaketlere sürüklersiniz.

Önce şuna inanacaksınız. Bu eşkıyaları kandırılmış birkaç çapulcu olarak görmekten vazgeçeceksiniz. Bunlara iyi niyetle yaklaşıldığında kötü emellerinden vazgeçecekleri saçmalığını beyinlerinizden sileceksiniz. Bunların çok iyi organize olduklarını, koskocaman batı dünyasının bu şerefsizlere her türlü desteği verdiğini kabul edeceksiniz ve öyle mücadele edeceksiniz.

Siz istihbaratınızı bu belayı başınıza bela edenlerle paylaşırsanız, siz iç güvenliğinizi sağlayamadan Filistin’e Cuma namazı kılmaya niyetlenirseniz, siz asırlardan beri çözülememiş Filistin meselesini çözmeye kalkarsanız siz rüya görmenin ötelerinde ülke ve dünya gerçekleriyle asla buluşamazsınız.

Terörle mücadelede bugüne kadar hep yanlış yapılmıştır. İlk başgösterdiği günlerden beri uygulanan yanlış politikalarla teröre her türlü destek maalesef verilmiştir. Şimdi ne yazık ki ülke bölünme tehlikesiyle burun buruna gelmiş olmasına rağmen ülkeyi yönetenler halen yanlışlarına ısrar etmektedirler.

Bu bela bu tehdit mutlaka def edilmelidir. Bu belanın adını doğru koymadan bu belayı defedemezsiniz. Bu belanın adı “Kürt sorunu” değildir. Bu belanın adı Türkiye’ye örtülü bir savaş ve kancıkça bir ihanettir. Bunlara müsamaha ile davranmak aptallığın çök ötesinde zillettir.

Güçlü bir istihbarat, yarın yargılanmayacağından veya dünküler gibi içeri tıkılmayacağından garantisi olan bir ekiple altı ayda bu işin üstesinden gelinir. Yüreğiniz varsa, bu işte samimi iseniz hemen işe başlamalısınız.

Her şeyden önce ABD ve İsrail ile istihbarat paylaşımından vazgeçeceksiniz. Daha sonra özel birlikler kuracaksınız ve her türlü hareket edebilme yetkisiyle donatacaksınız ve siz kenara çekilip bekleyeceksiniz. Fazla değil, altı ayda o kahraman çocuklar bu işin üstesinden gelemez iseler beni bu köpeklere yem yapın.

Ancak çok önemli bir nokta daha var. Nasıl ki sözde Ergenekon yapılanması bu işlerin arka planında at oynatıyorsa, bu ülkeyi bugün yönettiğini zannedenlerin etrafını kuşatanların da bir kimlik kontrolün geçirilmesi şarttır.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız
16 Yorum