1. HABERLER

  2. SAĞLIK

  3. Yöredede burun eğriliği doğuştan!
Yöredede burun eğriliği doğuştan!

Yöredede burun eğriliği doğuştan!

Karadeniz insanının burnu doğuştan eğri! Op. Dr. Uğur Embiye Özgür: “bölgede ailesel geçişli doğuştan burun kemiği ve kıkırdağı eğrilikleri yaygın’

A+A-

Özel İmperial Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Uğur Embiye Özgür, özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yaşayan kişilerde, nefes almayı engelleyen burun içi kemik fazlalıkları, burun kıkırdağı eğrilikleri ve burun etleri hastalıklarına sık rastlandığını söyledi.

Özellikle bölgede ailesel geçişli doğuştan burun kemiği ve kıkırdağı eğriliklerinin yaygın olduğunu kaydeden Dr. Özgür “Burnun içerisinde burun deliklerini ikiye ayıran, önde kıkırdak, arkada kemikten oluşan bir yapı mevcuttur. Genetik nedenli oluşabileceği gibi doğum sırasında veya sonradan gelen darbelerle bu yapıda sağa, sola kaymalar veya kırılmalar oluşabilir. Buna halk arasında burun kemiğinde eğrilik, tıpta ise ‘septum deviasyonu’ adı verilmektedir. Özellikle bölgemizde ailesel geçişli doğuştan burun kemiği ve kıkırdağı eğrilikleri yaygın. Doğu Karadeniz bölgesinin eğimli coğrafi yapısı gereği düşmeler sonucu burun çarpması burunda kırık ve kıkırdak eğrilikleri de oluşabilmektedir" dedi.

Dr. Uğur Embiye Özgür, rinoplasti ile hem burun estetiğinin hem de eğrilikten kaynaklanan nefes probleminin giderilmesinin sağlandığını belirterek "Burun gelişimi tamamlandıktan sonra genç kızlarda 16-17, erkeklerde ise 17-18 yaş arasında yapılabiliyor. Kıkırdak ve kemik eğrilikleri bulunan hastalarda burun dış görünümünde de eğrilik ve şekil bozukluğu var ise şekil bozukluğunun ve nefes alma fonksiyonunun aynı operasyonda düzeltilmesi (rinoplasti), ameliyatların farklı seanslarda yapılması başarı şansını düşürüyor" diye konuştu.

Burun içi kemik fazlalıkları veya darbeye bağlı kemik kırıkları, doğuştan kıkırdak eğrilikleri, kıkırdak kaymaları ve burun içi etlerin varlığı gibi sebeplerin burunda nefes almayı engelleyen durumlar olduğunu ifade eden Özgür “Burun etleri bazen kalıcı olarak aşırı büyüyüp nefes alıp vermemizi sürekli engelleyecek hale gelebilirler. Konka hipertrofisi veya burun eti büyümesi dediğimiz bu durum alerjik hastalıklar yada enfeksiyonlar sonucu oluşmaktadırlar. Konka hipertrofilerine bağlı burun tıkanıklıkları gece yatınca artmakta, bazen bir burun deliği fazla, bazen diğer burun deliği fazla tıkanmaktadır” şeklinde konuştu.

Burun eti büyümesi tedavisinde son zamanlarda Radyo Frekans yönteminin uygulandığını kaydeden Özgür “Bu yönteme halk arasında bıçaksız ameliyat denilmektedir. Sadece mukoza altı yağ dokusu ve diğer dokuların hacmi ısı ile azaltılmakta ve böylece konka hipertrofisi küçültülerek rahat nefes sağlanmaktadır. İleri burun eti hastalıkları olan nasal polipler patolojik, sonradan oluşan ve tamamen çıkartılması gereken oluşumlardır. Kronik sinüzit ve alerjik rinit sonrası oluşurlar. Nasal polip için yapılan ameliyatlar son yıllarda endoskopik yöntemle (görüntülü yöntem) yapılır. Endoskopik yöntemde, ışık kaynağı, kamera ve monitör kullanılarak burun içinden girilir ve burun içi ile sinüslerdeki polip temizlenir. Endoskopik yöntemde bıçak kullanılmaz" diye konuştu.

Çocuklarda sıkça rastlanan geniz eti problemine de değinen Dr. Özgür “Geniz eti doğan her çocukta olması gereken bir dokudur. Vücudun bağışıklık sisteminin bir parçasıdır ve vücudu burundan giren mikroplara karşı korur. Sık iltihaplarla büyür ise burnu tıkayabilir ve nefes almayı zorlaştırır. Gece horlamaları olur ve büyüme gelişmeyi engeller. Bu durumda geniz etinin alınması şarttır” ifadelerini kullandı.

Geniz eti ameliyatının alt yaş sınırının 2 yaş olduğunu belirten Op. Dr. Özgür, aciliyet gerektiren zorunlu hallerde 1.5 yaşında da alınabileceğini sözlerine ekledi.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız
1 Yorum