AB'nin yapmak istediği ne?
Pazar Belediyesi tarafından tertiplenen panele AÜ'den katılan akademisyenler AB'nin Türk tarımı ve üniter yapısı üzerinde ciddi hesapları olduğunu söylediler.
Naci GÜVEN - Pazar Belediyesi tarafından tertiplenen panelde, Avrupa Birliği’nin yerel yönetimler üzerindeki etkileriyle bu süreçte Türkiye tarımı ve çay sektörü konuları işlendi.
Profesör Doktor Birgül Ayman Güler ile Doktor Gökhan Günaydın’ın konuşmacı olarak katıldığı panel Pazar Belediyesi Kültür Salonu’nda gerçekleştirildi.
Pazar Kaymakamı Yalçın Sezgin, Hemşin Kaymakamı Fehmi Sinan Niyazi, Pazar emniyet Müdürü Mustafa Kavruk, Kemalpaşa Belediye başkanı Yalçın Emiralioğlu, Tarım Orkam-Sen Genel Başkanı Sezai Kaya, siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda vatandaşın katıldığı panelin açılış konuşmasını Belediye Başkanı Hikmet Hatırnaz yaptı. Panelistlere teşekkür eden Başkan Hatırnaz, “İnsanoğlu dünyaya geldiğinden beri hep katılımcılığı benimseyerek paylaşımcı yapının içinde olmak istemiştir. Güncel konular bizi ilgilendirdiğine göre bunu denetim altında tutmak, paylaşmak bizim hakkımızdır. Günümüzden çok geleceğimizi ilgilendiren bir süreçte akademik olarak verilen bu konferansların yaşamımıza geniş katkılar yapacağını umuyorum” dedi.
Avrupa Birliği’nin yerel yönetimler üzerindeki etkileri konusunda konuşan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, Kamu Yönetimi Temel Kanun tasarısının, Türkiye'nin yönetim yapısını kökten değiştirdiğini belirterek, “Tasarı ile üniter devlet yerine federal devlet amaçlanırken, sosyal devlet eritiliyor, piyasa adına devlet yasaklanıyor. Tasarının oluşturduğu kurgu ile merkezi idarenin yetkileri yerele devredilirken, yerele bırakılan yetkilerin kullanımı da şirketlere aktarılıyor. Yerel yönetimlerin yetkileri, görevlerin sayılıp sınırlandırılmasıyla belirlenir. Buna karşın yerellik ilkesinde genel yetki yerel yönetimlere aittir. Görevleri sayılıp sınırlandırılan taraf merkezi yönetimdir. Bu özellik, aynı zamanda federal devlet anayasalarının sergilediği bir özelliktir. Tasarı, bakanlıkların örgütlenmesinde de köklü bir değişiklik getirerek, il ve ilçelerde valilik ve kaymakamlık olarak örgütlenmiş bulunan il genel yönetimi sistemini ortadan kaldırmaktadır.” Dedi
“Avrupa Birliği sürecinde Türkiye Tarımı ve çay sektörü” başlığı altında fikirlerini söyleyen Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın ise devletin tarımsal alandan çekildiğini belirterek, “Oysa devlet tarımın kalkınmasında 1. etmendir. Anayasal dayanağı uyarınca tarım alanlarının korunması, tarımsal üretimin planlanması, girdilerin sağlanması, tarımsal üretimin arttırılması, üreticinin ürününün katma değerine sahip çıkacağı bir pazarlama yapısının oluşturulması; kamusal uğraşı alanları olup, sayılan görevler devlet tarafından yerine getirilir. Oysa Kamu Yönetimi Temel Kanunu tasarısı ile ulusal ve bölgesel düzeyde faaliyet gösteren araştırma enstitüleri ve laboratuarlar dışında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın geriye kalan tüm taşra teşkilatı il özel idarelerine ve onların aracılığıyla belediyeler, meslek kuruluşları ile üniversitelere pay edilmektedir. Tarım hizmetleri merkezi planlamaya dayalı, havza bazında çalışma gerektiren, özel uzmanlık bilgisine gereksinim duyulan hizmetler olup, bunların yerele devredilmesi, amaçlandığı söylenilenin tam aksine, tarım hizmetlerinin etkinlik ve verimliliğini büyük ölçüde geriye götürecektir” Dedi.
HABERE YORUM KAT