1. YAZARLAR

  2. D. Ali TAŞÇI

  3. AHLÂK DEDİĞİN KAÇ PARA EDER?
D. Ali TAŞÇI

D. Ali TAŞÇI

Yazarın Tüm Yazıları >

AHLÂK DEDİĞİN KAÇ PARA EDER?

A+A-

İnsanlık bir ahlaki çöküntünün içine girmiş bulunuyor, maalesef. Bu, sadece Türkiye’yi değil, tüm dünyayı sarmış durumda. Öyle uzakta durup “bana ne” demekle de iş bitmiyor. Bir gün, Nasrettin Hoca’da olduğu gibi – Allah korusun – kapımızı çalabilir!

Ahlaki çöküntüyü tek boyutlu olarak algılamamak gerek.

Bir patron, çalıştırdığı işçilerin ücretini tam olarak vermiyorsa, burada bir ahlak bozukluğu yok mudur?

İnsanlar birbirlerinin yüzlerine gülerlerken, köşeyi döndüklerinde, yüzlerine güldükleri insanları kıyasıya eleştiriyor, yerin dibine batırıyorlarsa, burada bir ahlaki çöküntü yok mu dersiniz?

Aldatma, ihanet, yalan, sözünde durmama, rüşvet, adam kayırma… Üzerine kurulu bir dünya çok mu ahlaki yapıya sahiptir?

Son zamanda tecavüz, cinsel taciz, cinsel istismar olaylarıyla çalkalanıyor Türkiye. Hepimizin tüylerini diken diken eden olaylar ardı ardına geliyor. Cinsiyet, yaş tanımayan bir sapıklık, adeta yanı başımızda kol geziyor gibi.

İletişimin hızı dolayısıyla hepimizin önüne gelen bu iğrençlikler, aslında gizli gizli olmuyor değildi. Ancak su yüzüne çıkınca haberdar olmuş olduk.

İnsan, terbiye edilmediği zaman en canavarca davranışlar sergileyebilen bir varlık.

Toplum içerisinde her cinsten insan var ve hepsinin de iç dünyaları farklı. Bütün bu insanları toptan aynı eğitime tabi tutarsanız, bazıları eleğin altına düşmeyebilir ve nitekim de öyle oluyor.

Hiçbir cinsel kaygı taşımayanlar için mesele yok; ama toplumumuzun kahır ekseriyetinin cinsel kaygısı var; özellikle çocukları için.

Şöyle diyelim:

Erginlik çağlarının deli dolu zamanlarında her iki cinsi yan yana oturtarak ve ayrıca da cinsel eğitimden geçirmeden, okullarda nasıl bir sonuca ulaşılacağını sanıyoruz? Şükredelim ki, aile yapımız henüz sağlam gözüktüğünden çok büyük travmalar yaşamıyoruz. Ama daha vahim sonuçlarla da karşılaşabiliriz.

O kadar çok tahrik vasıtası var ki ortalıkta, gençler yine de topluca bu tahriklerin kurbanı olmuyorlarsa, buna da şükür. Nelerin olduğunu hepiniz biliyor ve görüyorsunuz.

Peki çare yok mudur?

Her derdin çaresi var da o çareyi bulmak gerek.

Çay Adana’da yetişmez. Yetiştireceğim derseniz, zahmetiniz size kalır ve başarısız olduğunuz için de hırçınlaşırsınız.

Çay Rize’de yetişir ve sonuca ulaşmanın rahatlığını, doyumunu yaşarsınız.

İnsan, İslam bahçesinde yetişir. Yetişmez diyorsanız, siz bilirsiniz.

Şimdi size dünya düşünürleri, edebiyatçıları, müzisyenleri ve bilumum “büyük adamları”nın özel hayatını yazabilirdim, ama yeri değil. En baba bildiğimiz insanların iğrenç yaşamlarını okusanız iğrenirsiniz.

19 ve 20. yüzyıl bu adamların fikir ve düşünceleri doğrultusunda kuruldu. Onlar rüzgâr ekti, bizler de fırtına biçiyoruz. Çok mu şaşırdık?

Sapkınları, kurtarıcı diye baş tacı eden toplumlar iflah olmazlar.

“Bir gün kargayla martının birlikte uçtuğunu gördüm ve çok şaşırdım.” diyor, Mevlâna ve devam ediyor: “Bunları takip ettim; bir taşın üzerine kondular. Bir de baktım ki ikisi de aksak!” Ve hükmünü veriyor: “ Cins, cinsini çeker.”

“Körle yatan şaşı kalkar.”

Çocuklarımıza değer birimi olarak parayı öğretmedik mi? Acaba öğrendiklerini mi uygulamaya koyuyorlar, ne dersiniz?

Ahlaki erozyon dağı devirdi, esas bundan sonra başlıyor kıyamet!

Hayır, ne keramettir söylediğim, hâşâ, ne kehanet; ama görünen köy kılavuz istemez.

Tarihi iyi okursanız, size derinden neler söyler, neler…

Bir de kendinizi okumayı becerebilmişseniz, o zaman çay tohumu gibi Rize toprağına düşmüş olursunuz.

“Bana ne?” demeden hepimiz, üzerimize ne düşüyorsa yapalım. Özellikle öğretmenler ve veliler çok duyarlı olmak zorundalar.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız
8 Yorum