1. HABERLER

  2. YÖREDEN HABER

  3. RİZE

  4. ANZER BALI VE RİZE ÇAYI TAVSİYE ETTİ!
ANZER BALI VE RİZE ÇAYI TAVSİYE ETTİ!

ANZER BALI VE RİZE ÇAYI TAVSİYE ETTİ!

Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Rize'de temaslarda bulundu.

A+A-

GÖKTÜRK FIRAT
Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Fransa Parlamentosu'nda sözde Ermeni Soykırımı'nı tanımayanlara ceza uygulanmasını öngören tasarıyı değerlendirerek Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin seçim stresinde olduğunu ve rahatlaması için Rize çayı içip, Anzer Balı yemesini önerdi.

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Rize’ye geldi. Bağış ilk olarak Rize Valiliği’ni ziyaret ederek Vali Seyfullah Hacımüftüoğlu’ndan brifing aldı. Bağış, burada Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın selamını getirdiğini belirterek sağlık durumunun çok iyi olduğunu söyledi. Bağış, ''Rizeliler’in merak ettiğini biliyorum. Hamdolsun sağlığı çok iyi. Türkiye'de ve dünyada yaşanan gelişmeleri çok yakından takip etmiş, olaylara çok hakim. Evladınız, kardeşiniz, ağabeyiniz Türkiye'yi daha uzun yıllar, inşallah çok daha başarılı noktalara götürme konusunda hepimize öncülük etmeye devam edecek'' dedi.

Ardından Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı’yı makamında ziyaret eden Bakan Egemen Bağış, Belediye Başkanı Halil Bakırcı’nın Rizeliler’in Avrupa Birliği konusundaki heyecanını kaybettiğini söylemesi üzerine ''Avrupa'da kendini bilmez bir takım siyasiler, Türkiye aleyhinde bir takım şeyler geliştirebilirler. Bu halkımızın heyecanı üzerine belki olumsuz bir etki oluşturabilir ama biz bunların hiçbirine kulak asmamalıyız. Çünkü biz AB sürecinde attığımız reform adımlarını Avrupalılar için atmıyoruz. Kendimiz için yapıyoruz. Zaten bizim yaptığımız çalışmalarda da halkımızın yüzde 92'si AB'yi ikiyüzlü bulurken, yüzde 73'ü de AB yolunda atılan reform adımlarının bu ülke için yararlı olduğuna inanıyor. Bugün bir oylama yapılsa yüzde 50'in üzerinde üye olma yolunda ilgi, bütün bu zorluklara rağmen hala var. Ama bir güvensizlik de var. Ona katılıyorum. Onları da halkımızı doğru bilgilendirerek aşacağız. Biz AB üyesi ülkelerin bilimini, teknolojisini, imkanlarını ülkemizde seferber edip ülkemizin standartlarını yükseltelim. Müzakere sürecini tamamlayalım. Reform sürecini tamamlayalım, ülkemiz hak ettiği yere geldikten sonra biz zaten vatandaşa sonracağız, üye olalım mı olmayalım mı ? Ona vatandaşımız karar verecek. Bugün o kararı verme günü değil. Bugün sürece odaklanma, Türkiye'nin standartlarını yükseltme günü” diye konuştu.
“AB bizim için ilerleme raporu yazıyormuş, biz onu çok önemsemiyoruz” diyen Bakan Bağış, “Asıl ilerleme raporunu millet sandıkta veriyor. Sandıkta herkes alması gereken mesajı aldı diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

BAKAN BAĞIŞ’TAN FAFATURA KELEBEKLERİ BENZETMESİ
Bakan Egemen Bağış kendisine yöneltilen, Fransa parlamentosunda görüşülmesi düşünülen, sözde soykırımı inkar edenlere ceza uygulanmasını öngören tasarıyla ilgili soruya “Dün Dışişleri Bakanlığı’nda bu konu ile ilgili kapsamlı bir toplantı yapıldı. Yapılması gereken çalışmalarla ilgili yol haritası belirlendi. Fransa’nın AB Bakanlığı nezdinde girişimlerimizi yürütüyoruz. Ama ben bu tasarıları bu bölgede sıkça görülen ‘Fafatura Kelebekleri’ne benzetiyorum. Bunlar kısa ömürlüdür ama belli zamanlarda ortaya çıkar” cevabını verdi.

Seçim stresinde olan Sarkozy’e rahatlaması için Anzer Balı yemesini önererek şunları söyledi: “Fransa’da malum bir seçim yaklaşıyor. Sayın Sarkozy de yeniden seçilememe derdine düştü. Nereden ne yaparım endişesi içinde. Birilerine şirinlik yapmaya çalışıyor. Ama inanıyorum ki Türkiye ile iş yapan Fransız iş adamları bu konuda ağırlıklarını koyacaklarladır. Çünkü Türk milletinin bu konuda ne kadar hassas olduğunu onlar çok iyi bilirler. Biz Fransa ile ikili ilişkilerimizi hep önemsemişizdir. Bizim Paris'teki ilk büyükelçiliğimiz bin 400'lü yıllardan itibaren faaliyet gösteriyor. Bu kadar uzun kapsamlı detaylı bir ilişki içerisinde bir çok krallar, bir çok padişahlar, bir çok başkanlar, bir çok başbakanlar ve bakanlar gelip geçti. Ama Türk-Fransız dostluğu baki kalkmıştır. Ama böyle bir tasarının geçmesi bu dostluğa zarar verebilecektir. Bu yüzden Türkiye ile Fransa arasındaki ilişkilerin önemseyen özellikle iş dünyasının ağırlığını koyacağına inanıyorum. Türkiye'yi anlamakta zorlananlar varsa onlara da Rize'den bir çağrıda bulunmak istiyorum. Anzer Balı yesinler, Rize çayı içsinler. Rahatlarlar keyifleri yerine gelir. Stresleri de azalır. Yaklaşan seçimlerin oluşturduğu stresi atmaları açısından Anzer Balı ve Rize Çayı’nın faydasını onlar da görmüş olurlar.”

Bakan Egemen Bağış, ardından Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı’ya “Balınızı paylaşma açısından bir sorun olmaz değil mi?” diye sorarken Bakırcı da “Şimdi bize görev düştü. Fransa’ya çay ve bal göndermemiz gerekecek” cevabını verdi.

“HİÇ BİR ÜLKE BAŞKA DİĞER ÜLKENİN TARİHİ İLE İLGİLİ SAÇMA SAPAN TASARILARINA DUYARSIZ KALMAZ; TÜRKİYE'DE KALMAZ”
Türkiye’nin 2023 yılı ihracat hedefinin 500 milyar dolar olduğunu hatırlatan Bağış “Bu hedefi yakalamak için Anzer Balı ve Rize Çayı’nı dünyaya satacağız. Fransa'ya da satarız. Onlarda bundan yararlanıp rahatlarlar. Böyle Fafatura kelebekleri gibi ortaya çıkan tasarılara da çok fazla kulak asmazlar. Çünkü onlar Fransa'ya Fransız ekonomisine zarar verir. Bugün Türkiye dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden birisi. Türkiye Avrupa'nın ihtiyaç duyduğu enerji kaynaklarının yüzde 70'ini sınırlarında bulunduran bir ülke. Avrupa'nın en güçlü ordusuna sahip ülkesi. Avrupa'nın en dinamik genç nüfusuna sahip ülkesi. Sadece ülkemizde bitki örtüsü zenginliği AB üyesi 27 ülkenin toplamından daha fazladır. Türkiye'nin potansiyelini göz ardı etmek kimsenin haddi değil. Herkes kendi ayarını bilsin. Biz Türkiye olara kendimizi hiçbir zaman dev aynasında görmüyoruz. Biz de gücümüzün potansiyelimizin farkındayız. AB bizim için de çok önemli bir ihracat ticaret merkezi ama bu ilişkilerde karşılıklı çıkarla gözetilir. Hiç bir ülke başka diğer ülkenin tarihi ile ilgili saçma sapan tasarılarına duyarsız kalmaz. Türkiye'de kalmaz. Bunu Fransız halkı da çok iyi bilir” ifadelerini kullandı.

 AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Rize İl Genel Meclisi'nin Aralık ayı toplantısına katılarak meclis üyelerine Türkiye’nin AB’ye tam üyelik süreci ile ilgili bir konuşma yaptı.
Türkiye’nin AB müzakere sürecinin sancılı olduğunu ifade eden Bakan Egemen Bağış, “Hiçbir ülkenin AB adaylık süreci bizimki kadar uzun sürmemiştir. Ama bu sancılar bir kanser sancısı, bir hastalık sancısı değil adeta bir doğum sancısı gibi sonuçta çok farklı bir Türkiye'nin ortaya çıkmasına sebep olmuştur'' dedi.

Bağış, Türkiye'nin AB üyeliğine ilk başvurusunu yaptığı Menderes dönemi ile bugünün Türkiye'sini kıyaslayarak ''O yıllarda Türkiye'nin kişi başına düşen yıllık ortalama geliri yaklaşık 350 dolardı. Bugün hamd olsun 11 bin dolar ve 2023 hedefimiz 25 bin dolar. O zamanlar ülkemizde 14 tane üniversitemiz vardı. Şu anda 200'e yakın üniversitemiz var. O yıllarda Türkiye'nin turizm gelirleri 8,5 milyon dolardı. Şu anda yan gelirleriyle birlikte 30 milyar dolarlık bir turizm gelirini Türkiye olarak değerlendirebiliyoruz. Türkiye çok farklı bir noktaya geldi'' diye konuştu.

AB'nin bugün içinde bulunduğu ekonomik buhrana vurgu yapan Bakan Egemen Bağış, şunları söyledi: “Bizde de bundan 10 yıl evvel bir anayasa kitapçığı bir masanın ucundan havalanıp öbür ucuna düşene kadar yüzde 8 bin faizler ödeniyordu. Bir gecede insanların mal varlıkları yarı yarıya azalıp borçları 3 katına çıkabiliyordu. Ama bugün Sayın başbakanımızın deyimiyle dünyadaki bütün krizler bizi teğet geçiyor. Bazen teğet bile geçmiyor. 2010 yılında AB ortalama ekonomik büyümesi yüzde 1.5 iken bizimki yüzde 8.9 oldu. Avrupa ortalamasını altıya katladık. Türkiye şu anda Avrupa'nın en hızlı büyüyen ekonomisi oldu. Bunu nasıl başardık, Avrupa Birliği'nin kendi kurallarını onlardan daha iyi uygulayarak başardık. AB'yi adeta bir diyetisyen olarak görmemiz lazım. Hani Oflu Hoca'nın dediğini yapacaksın, yaptığını biraz daha değerlendirerek takip edeceksin, AB şu anda kendi kurallarını uygulamadığı için ekonomik bir buhran yaşıyor. Ama reçetesi hala doğru reçete. AB'nin kendi kurallarını uygulayan AB üyesi ülkeler Euro bölgesi içerisinde bile ekonomileri aslında son derece başarılı ve sağlıklı. Örneğin Estonya gibi.''

“HER ALANDA AB STANDARTLARINI YAKALAMAK ZORUNDAYIZ”

Konuşmasında Rize'nin bir sözünü Karadeniz şivesiyle telaffuz eden Bağış, ''Çok güzel bir atasözü var, Rize'nin. ‘Yüz sene ilerisini düşün, bir de gerisini’ demişsiniz siz. İşte Türkiye'nin AB sürecini değerlendirirken biraz öyle yapmak lazım. Hem yüz sene ilerisini düşüneceğiz, hem de geçmişimizi düşüneceğiz. Nereden geldiğimizi hiç unutmayacağız. Ama nereye gideceğimiz konusunda da çok stratejik, planlı, programlı gideceğiz. Türkiye'nin hedefi, AB standartlarının üzerine çıkmaktır. Türkiye'nin geleceği nokta, AB üyesi ülkelerin de ilham kaynağı olarak görebilecekleri, onları da peşimizden sürükleyebileceğimiz bir nokta olmalıdır. Ecdadın bize bıraktığı emanet de bunu gerektirir. Biz o bilinçle inanın günde 25 saat, haftada 8 gün çalışıyoruz. Çok çalışkan bir Başbakanımız var, onun hızına yetişmeye çalışan siyaset arkadaşları, bürokrasideki çalışma arkadaşları hep beraber Türkiye için ter döküyoruz'' şeklinde konuştu.

Bakan Bağış, reform kurallarına ilişkin örnekler vererek, ''Daha çok spor yapmamız gerektiğini söylüyorum. Diyorlar ki ‘AB bakanına ne, senin işin mi ?’. Hayır, benim işim. Çünkü bu ülkenin ortalama ömrünü uzatmak da, AB standartlarının üzerine çıkarmak da bizim görevimiz. Herkes yediğine içtiğine dikkat etsin, daha sağlıklı beslensin, onun için diyoruz işte, Anzer'in balını, Rize'nin çayını herkes değerlendirsin, insanlara sağlık versin. Ömürlerini uzatalım, daha sağlıklı yaşasınlar, çünkü biz her alanda AB standartlarını yakalamak durumundayız'' ifadelerini kullandı.

“BEN AVRUPA BİRLİĞİ'NİN DAĞILACAĞINA İNANMIYORUM”
Egemen Bağış, son dönemde AB'de yaşanan ekonomik duruma ilişkin bir soru üzerine, şunları söyledi: ''Avrupa Birliği sadece ekonomik veya siyasi bir birlik değil, bir barış ve medeniyet projesidir. Avrupa kıtasında bir daha savaşmamak üzere oluşturdukları bir birliktir bu. Onun için ben barış projesidir diyorum. Türkiye'nin amacı, o temsil ettiğimiz 3 milyarlık insanlık aleminin de duasıyla, desteğiyle, katkısıyla, o kıtasal barış projesini küresel bir barış projesine çevirmek olacaktır. Bu süreçte ben Avrupa Birliği'nin dağılacağına inanmıyorum. Yapısı değişebilir, karar mekanizmaları değişebilir. AB içerisinde farklı yapılanmalar olabilir. Ama bunu bir barış projesi olarak görürsek, barışın alternatifi olabilir mi? O yüzden Avrupa Birliği dağılmaz. Karar mekanizmaları değişebilir. Şu anda AB'nin önemli bütün kararlarının oybirliğiyle alınması gerekiyor. Şu anda AB, her konuda 27 ülkenin 27 liderini aynı noktaya getirmekle uğraşıyor. Bu eninde sonunda o birliği kitler. Karar alınamaz hale gelir. Demokratik yöntemlerle karar almayı onlar da artık benimseyeceklerdir. Oybirliği Avrupa'yı artık götürmez. Altı ülkenin kurduğu bir birlikte belki oybirliği mantıklıydı ama AB genişledikçe başka türlü kaldıramaz bunu. Teknokrat hükümetleriyle ancak mıntıka temizliği yaparsınız, arazi düzenlemesi yapamazsınız ki. Arkasında halk desteği olmayan bir hükümet tutup da kapsamlı reform gerçekleştirebilir mi? Biz krizi demokrasiyle, istikrar ve güvenle aştık. Avrupa da ancak istikrar ve güvenle aşabilir.''

“Benim 10 yıllık siyasi tecrübemde gördüğüm bir şey var, haklı olmak yetmiyor, güçlü olmak lazım” diyen Bağış, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Eğer biz Türkiye olarak bu büyüme hızlarıyla bu bilinçle, bu kararlılıkla, istikrarımıza sahip çıkarak ilerlememizi sürdürürsek, onlar gelecekler bizim peşimize. Onun için durmak yok, yola devam edeceğiz. Biz reformlarımızı kendimiz için yapacağız. Sürecin kendisini sonuçtan çok daha önemli bulduğumuzu vurguluyorum. Belki biz de Norveç halkı gibi üye olmak istemeyeceğiz. Ama Norveç halkı o müzakere sürecini tamamladı, şu anda AB üyesi ülkelerden daha iyi standartlara yükseldi, sonra ben üye olmak istemiyorum dedi. Ama Brüksel'de alınan her kararı üye ülkelerden önce inceleyip işine gelenleri uyguluyor, gelmeyenleri uygulamıyor. O noktaya bir gelelim, o zaman gelip sizlere yine soracağız, üye olalım mı olmayalım mı diye. Millet karar verecek, bu işi demokrasi yine çözecek. Ama şimdi biz şu sürece bir odaklanalım.''

Bakan Egemen Bağış, İl Genel Meclisi'ndeki konuşmasının ardından Rize Üniversitesi'ne geçti.

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız