Çay Üreticileri Sendikası Genel Başkanı Recep Memişoğlu Pazar"da yaptığı basın toplantısında çay gübresi fiyatlarının aşırı yükseldiğini belirterek, “2007 yılında kimyevi gübre fiyatlarında yüzde 31–54,5 arasında arttı. 2008 Ocak ayı itibariyle son bir yılda gübre fiyatları ise yüzde 31–77,4 oranında yükseldi. Gübre fiyatları arttıkça çiftçiler yoksullaşıyor, ama gübre şirketleri kârlarını katlıyorlar. Özel gübre şirketleri daha önceleri fiyatları bu kadar yükseltmeye cesaret edemezlerdi. Çünkü kamunun elinde bulunan gübre fabrikaları, gübre piyasasını düzenleyebiliyordu. Son yıllarda iktidara gelen her hükümet IMF"nin buyruğu ile gübre fabrikalarını özelleştirdi. Bugün özel gübre şirketleri gübre fiyatlarını istedikleri oranda belirleyebiliyor ve çiftçileri sömürebiliyorlar. Ancak, gübre fiyatlarındaki bu artışlar yüzünden çiftçi hızla gübre kullanamaz hale sürükleniyor. 2007 yılında bir ton gübre alabilmek için 740 kilo çay satmamız gerekiyordu. Oysa 2008 yılında bin 200 kilo çay satmamız gerekecek. Ocak ayı itibariyle kompoze dediğimiz gübrenin üreticiye maliyet fiyatı 780 YTL olmuştur. Fakat üretici Mart ve Nisan aylarında gübresini alarak çay parası karşılığında ödeyeceği için bu fiyat 850 YTL"yi bulacaktır.” Diye konuştu.

Memişoğlu çiftçilerin gübre kullanabilmesi için hükümetin gübre desteği yapmadığını da ifade ederek, “Çiftçilerin gübreye erişebilmeleri için düşük faizli gübre sağlama yoluna gidilmiyor. Bu durum sadece çiftçilerimizin zarar etmesine neden olmuyor, olmayacak da. Eğer önlem alınmazsa tarımsal üretim azalacak, ülkemizi gıda konusunda zora sokacaktır. Çay Üreticileri Sendikası olarak diyoruz ki, kimyasal gübre konusunu sorun olmaktan çıkartmak için aşamalı bir biçimde sürdürülebilir köylü tarımına dönüş hükümetlerce desteklenmeli ve planlanmalıdır. Yarın gıda kıtlığı ile karşılaşmamak için gübre desteği geciktirilmeden verilmeli, çiftçilerin gübreye erişebilmeleri için düşük faizli kredilerle ayrıca desteklenmelidir. Biyo yakıtta kullanılan bitkilerin desteklenmesi değil, esas olarak insanlar ve hayvanlar için temel gıda maddesi olan bitkilerin yetiştirilmesi özendirilmelidir. Tarım, ülkemizde olduğu gibi bölgemizde de bir istihdam sorunu ve yaşamsal bir alandır. Tarımı yok edersek beslenemeyiz, işsiz kalırız, bağımlılığımız artar ve aç kalırız. Bu ise, ülkenin kaosa sürüklenmesi ve daha çok sefillik yaşanması demektir. Ayrıca bu konu sadece çiftçilerin değil herkesin sorunudur. Çünkü köylü, çiftçi bu süreçten ne kadar etkilenirse esnaf ve kentliler de o kadar etkileneceklerdir. Çay Üreticileri Sendikası olarak diyoruz ki, gelin çayımıza, gübre kullanım hakkımıza ve sosyal güvenliğimize sahip çıkalım. Yaşamsal haklarımıza sahip çıkmazsak, yarın bugünde iyi olmayacaktır. Çocuklarımızı ve geleceğimizi ipotek altına alan, bizi kaygılandıran ve yok sayan gelişmelere karşı çıkalım, sesimizi birlikte yükseltelim.” Dedi.