Çolak'tan ilginç seçim yorumu
SP Rize İl Başkanı Çolak: "Milletimiz aç kalmaya da açıkta kalmaya da razı olur. Ama inancına müdahale ettirmez! Seçimin sonucu da budur"
Dilek ASLAN
Saadet Partisi Rize İl Başkanı Cemil Çolak, genel seçimler sonrası sessizliğini bozarak gelişmeleri Pazar53’e anlattı. Çolak, milletin seçimlerde önemli mesajlar verdiğini belirterek, "Milletimiz aç kalmaya da razı, açıkta kalmaya da. Benim istediğim kriterlerde hükümet yönetmeyebilir, benim mahsulüme istediğim fiyatı vermeyebilir. Ama benim inançlarımla hiç kimse uğraşamaz. Seçim sonucu bunu gösterdi" dedi.
İşte arkadaşımız Dilek Aslan'ın Saadet Partisi Rize İl başkanı Cemil Çolak ile yaptığı mülakat:
22 Temmuz seçimlerinden sonra AK Parti en büyük başarıyı yakaladı ve yeniden iktidar oldu. AK Parti’nin başarısını ve 22 Temmuz seçim değerlendirmesini yapar mısınız?
AKP bunu tek başına başarmadı. Bu sonucu almasının etkenleri vardır. Birincisi CHP'nin yapmış olduğu muhalefet. İkincisi bazı mihrakların yapmış olduğu oyunlar. Mesela rejim elden gidiyor söylemleri. Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı edilmeyişi. YÖK'ün imam hatiplilere karşı tavrı. Bu ve bunun gibi olaylar ve CHP'nin yanlış muhalefeti... Türkiye'de o kadar sorun varken, rejimi ön tarafa atıp da ekonomik sıkıntıları, kültürel sıkıntıları, ahlaki sıkıntıları dile getirmeyip sadece rejimi dile getirerek bazı mihrakları ayaklandırarak, bizim insanlarımızın duygularını kabartarak yapmış oldukları muhalefet şeklinden sonra AK Parti bu çoğunluğu sağladı. Yoksa kendisinin bugün yapmış olduğu politikalarla ABD menşeli, IMF politikalarıyla beraber memur, köylü hiçbiri memnun değil. Bunları halkımız iyi biliyor. Ama bizim halkımız şu seçimde şunu gösterdi: Aç kalmaya da razıyım, açıkta kalmaya da. Beni istediğim kriterlerde hükümet yönetmeyebilir, benim mahsulüme istediğim fiyatı vermeyebilir. Ama benim inançlarımla hiç kimse uğraşamaz. Biz her şeye razıyız. Ama bizim dinimizle, diyanetimizle, inançlarımızla, başörtümüzle uğraşmasınlar. Millet bu mesajı verdi. Cumhurbaşkanını AKP çıkarmak istiyorsa -bu onun en doğal hakkıdır- diyerek buna tepki gösterdiler ve bu sonuç ortaya çıktı.
22 Temmuz seçimlerinde Saadet Partisi’nin beklenen oranda oy almamasını neye bağlıyorsunuz?
Yukarıda bahsettiğim etkenler bunların en önemlileridir. Bu etkenler Saadet Partisi için de geçerlidir. Bizim halkımız bir dönem daha AK Parti’ye fırsat vermiştir. Bizim seçmenimiz de buna dâhildir. 2,5 milyon üyemiz var. Dolayısıyla bunu gösteriyor ki bizim üyelerimizde bu dönemlik AK Parti’ye verdi. Bazı malum basın ve dış mihraklar Saadet Partisi’nin barajın altında kalacağını empoze ettirdiler: Bizim seçmenimiz de CHP gelmesin diye, oyumu Saadet’e verirsem Saadet barajda kalır mı tereddüdüyle, bari oyum ziyan olmasın diyerek AK Parti’ye vermiştir. Hatta çoğu seçmenimiz bize açık açık bunu söylemiştir: Sayın başkanım, son kez AKP'ye verelim, bize kızmayın demişlerdir
22 Temmuz seçimlerinden iki gün önce Turan Çömez'in "Seçimden sonra Saadet Partisine geçebilirim" açıklamaları vardı. Kendisiyle parti olarak bir görüşme yapıldı mı?
Ben il başkanı olarak görüşme yapıldığını bilmiyorum. Ankara'daki İl Başkanları Toplantısında da bu gündeme gelmedi. Toplantı daha çok seçim değerlendirmeleri bazında oldu. Turan Çömez Türkiye'de iç ve dış politikada yapılan yanlışlıkları ortaya koydu, izlenen bu politikalarla beraber nasıl kaosa sürüklendiğinin mesajını verdi. Toplantıda doğru adres ve doğru yapılması gerekenler söylendi. Bu söylemler bizim söylemlerimizle örtüştü. Dolayısıyla Turan Çömez'e Madem öyle bu kişileri savunuyorsun. O zaman senin adresin Saadet Partisi’dir dedik. O da bu düşünceye önümüzdeki günlerde neden olmasın söylemiştir.
Rize'de Saadet Partisi Genel Başkanı olarak Mehmet Bekaroğlu ile ilgili beklenti var. Siz bu beklentiye parti olarak nasıl bakıyorsunuz?
Bizim kapımız herkese açıktır. Şahıslarla ilgili bire bir çalışmamız yoktur. Seçimlerden önce de Sayın Erbakan hocamız, Bekaroğlu'na Gel yine beraber çalışalım önerisinde bulunmuştu. Bekaroğlu zaten Ankara' dadır. Kendisi genel merkezle konuşabilir. Ama bizim Sayın Bekaroğlu ile ilgili çalışmamız yoktur. Kendisi verdiği mesajlarda Milli Görüş hareketinin çok önemli olduğunu, bugün Amerikan emperyalizmine karşı ayakta duracak tek partinin Saadet Partisi olduğunu beyan etmiş, dolayısıyla da oyunu bu partiye vereceğini söylemiştir. Zaten halkımız Fazilet Partisi döneminde yapmış olduğu hizmetlerden çok memnun kalmıştır. Halkın talebi de normaldir. Yani davetimiz söz konusu değildir.
Bu seçimde kasırga estirildi
Siz, halkın “her şeyimize dil uzatın ama dinimize asla” mantığıyla AK Parti’ye oy verdiğini söylediniz. Peki, AK Parti bu beklentilere cevap verecek mi?
"AK Parti’nin bu beklentilere cevap veremeyeceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz. Bu insanlar AK Partili olduğundan değil, inançlarımız noktasındaki mağduriyetin daha da fazla büyümemesi için AK Parti’ye sarıldılar. Sağ tarafta öyle bir hava, öyle bir rüzgâr estirdiler ki, hatta Erbakan Hocamızın tabiriyle bu seçimde kasırga estirildi. 3 Kasımda rüzgâr, 22 Temmuzda kasırga...
Estirilen kasırgayla beraber AK Parti’yi inançlarımızı kurtaracak bir adres gösterdiler. İşte inandığımız gibi bir cumhurbaşkanı, inandığımız gibi bir Meclis Başkanı, inandığımız bir Başbakan olacak. Ülke bizim. İç-dış, ahlaki bütün politikalarının çözümü de Milli Görüştür. Bunun ispatı da şudur ki; Amerikan menşeli politikalarla icraat etmeyen, IMF politikalarıyla hareket etmeyen, AB'nin boyunduruğu altına girmeden izlenilen tek iktidar Refah-Yol iktidarıydı.
Bunu o dönemde Kemal Derviş ve bazı ekonomistler de kabul ettiler. Dolayısıyla belki de bize dış güçler tarafından bunun bedeli ödettirildi. Bunu o dönemin paşaları, MİT müsteşarları da kabul etmiştir. Bu ve buna benzer oyunlar oynandı ve bu oyunlara devam edilmektedir. ABD hiçbir zaman dünyada güçlü bir ülkeyi istemiyor. Hiçbir zaman ayakları üstünde duran bir ülkeyi istemiyor. Amerika'da siyonizmin emrinde olduğu için siyonizm dünyada tek güç olmak istiyor. Erbakan Hoca onlara göre çok büyük bir tehlikeydi. Türkiye süper devlet olurdu. Erbakan Hoca D–8 dedi. Kısaca D–8, içinde 800 milyonun yaşadığı bir pazardır. Bu pazarda Türkiye lider ülke olacak. Diğer ülkelerin birbiriyle alış verişinden bile Türkiye para alıp kazançlı çıkacak. Bu o zamandan bu yana devam etseydi Türkiye süper bir devlet olacaktı. Türkiye Ortadoğu’da lider, dünyayı yönlendiren bir ülke olacaktı. Onun içindir ki, bunu siyonizm engelledi. 28 Şubat sürecinde MİT Müsteşarı ve Yazıcılar bunu itiraf etti. Amerika dedi ki; siz Refah-Yol’u indiremiyorsunuz ve biz bu şekilde indireceğiz dedi. O zaman Fadime Şahinleri, Aczimendileri ortaya atarak Türkiye'de bir kaos ortamı yarattılar. Rejim elden gidiyor dediler. Hâlbuki hiç de öyle bir tehlike yoktu.
SP Trabzon Merkez İlçe yönetim kurulu üyesi ,"seçimden sonra alınan bu yenilgiden dolayı kadro değişikliği yapılması gereklidir" açıklamasını yaptı. SP Rize İl Başkanı ve yönetimi olarak siz de kadro değişikliğini uygun görüyor musunuz?
Ben bu olayı Trabzon İlçe Başkanımla da konuştum. O arkadaş şahsi fikrini ortaya koymuştur. Biz partimizde kimseye pranga vuramayız. Bu söylemleri biz, il başkanları toplantısında da dâhil Genel Başkanımız Sayın Recai Kutan'ın yanında da söyleyebiliriz. Fazilet Partisi döneminde yapılan kongrede iki liste ortaya sunulmuştu. Ama olay mı çıkmıştı? Hayır. Kavga mı olmuştu? Hayır. Son derece medeni şekilde oylama olmuştur ve Abdullah Gül kaybetmiştir. Biz yolumuza devam etmişizdir. Her zaman en adil kongreler, her zaman en kavgasız, gürültüsüz mitingler Milli Görüş camiasında olmuştur. Bu arkadaşımız da kendi fikrini söylemiştir.
22 Temmuz seçim sonrası Ankara'da İl Başkanları Toplantısına katıldık. Muhterem Genel Başkanımız bizlere söz hakkı verdi. 30’a yakın il başkanları konuştu. Biz hiçbir zaman genel başkan sorunu yaşamadık. Bizim parti ile alakalı sorunumuz yoktu. Genel merkez değişime gider mi, gitmez mi? Rize İl Başkanı olarak şunu söylüyorum: Muhterem hocamız Prof. Necmettin Erbakan’ın emrindeyiz.
Bazıları bu sözümü çok yanlış anlayabilir. Biz Erbakan Hocamızın işaret ettiği her yerde varız. Eğer hocamız kadro değişecek derse değiştiririz. Ama o derse ki devam... Biz de devam deriz. Hocamız bizim için çok önemlidir. Ömrü çok mücadeleyle geçti, çok ezildi, çok yıprandı, çok horlandı; ama hiç eğilmedi. Ben de böyle bir liderin partisinin Rize İl başkanı olmaktan şeref ve gurur duyuyorum.
Biz takım antrenörü seçmiyoruz. Bugün Galatasaray'ın antrenörü 80 yaşına gelmiş. Sahada koşarak antrenörlük yapıyor. Bu hiç dikkat çekmiyor. Bizim bu ülkeyi yönetecek beyne ihtiyacımız var. Bizim genel başkanımız da son derece donanımlı insandır. Eğer bir insan bizim partimize oy vermek istemiyorsa çeşitli sebepler ileri sürer. Genç bir genel başkan da koysak, ona da acemidir diye bir mazeret bulacaklardır. Eğer o konuma gelirsek biz il başkanlarıyla istişare edeceklerdir. Samimiyetimle söylüyorum, biz istişare eden tek partiyiz. Hiçbir partide bu yoktur. Erbakan hocamız şu seçimlerde hiçbir şekilde müdahale etmemiştir"
HABERE YORUM KAT