“Genç”; Farsça bir kelime olup “hazine, define” demektir. Gençlik, hayatın baharı olduğuna göre elbette hazineden de defineden de kıymetli olsa gerektir. Gençlere yol göstermesi bakımından, geçmiş dönemlerde yaşamış birkaç gençten örnekler sunmak istiyorum:

            İlk örnek genç Hz.YUSUF (AS):

            Kur’an’ı Kerim’de onun hayat hikâyesi uzunca ve ibretlerle dolu olarak anlatılır. Kadınlar, onu gördüklerinde ellerinde bulunan elmayı değil de parmaklarını kesecek kadar yakışıklıdır.

            Hz. Yusuf’un üç gömleğinden söz etmek istiyorum:

            Birinci gömlek: Sahte/ Kanlı mazlumiyet, mağduriyet ve masumiyet gömleği.

            Yusuf’u, kardeşleri kıskandı ve onu öldürmeye kalkıştılar. Babaları Yakup (AS)’tan bir biçimde onu alarak dağa götürdüler ve orada Yusuf’u kuyuya attılar. Kıskançlık ve hasedin, kendini bilmez insanlara neler yaptırabileceğini burada net olarak görmekteyiz. Sonra da eve gelip babaları Hz. Yakub’a dediler ki: “ Ey babamız! Gerçek şu ki, biz aramızda yarış yapmak için gitmiş, Yusuf’u da eşyamızın yanında bırakmıştık… Bir de baktık ki, onu kurt yemiş!.. Ve onun gömleğini, üzerindeki yalancı kan lekesiyle getirdiler…”

            İkinci Gömlek: Arkadan yırtılan iffet, ismet ve ihlâs gömleği.

            Kur’an’ın deyimiyle “ O kadın”, yani Mısır Aziz’inin hanımı Züleyha’nın şehvetine mağlup olmadan iffetini, namusunu koruyan bir Yusuf. O kadın, Yusuf’un nefsinden murad almaya kalkmış ve bütün kapıları kilitleyerek “haydi, gelsene” demiş, yatağına davet etmişti. Hz. Yusuf, kadının zina teklifine “Allah korusun! Ben böyle bir kötülükten Allah’a sığınırım…” demiştir ki, bunu diyebilmek çelik bir irade isterdi. Allah şöyle buyurmaktadır: “ Sonra ikisi de kapıya doğru koştular. Kadın onun gömleğini arkadan çekip yırttı…” Arkadan yırtılan gömleği onun namus ve iffet sembolü oldu.

            Üçüncü gömlek: Yusuf kokulu gömlek; iktidar, istikrar ve istikamet gömleği.

            Yusuf, bunca çilenin ardından zindandan çıkıp Mısır’a sultan olunca, onu kuyuya atan kardeşleri, buğday almak için Mısır’a gelirler. Yusuf onları tanır, ama onlar Yusuf’u tanıyamazlar. İkinci gelişlerinde Yusuf, kendini onlara tanıtır; kardeşleri çok mahcup olurlar, tövbe ederler. Yusuf, yıllarca “Yusuf.. Yusuf..” diye ağlayan ve gözleri görmez olan babasına, kardeşleriyle kendi gömleğini gönderir. Baba Yakub’un, Yusuf’un gömleğini yüzüne sürerek gözleri açılır.

            ASHÂB-I KEHF

            Bir mağarada yıllarca uyuduktan sonra tekrar uyandıkları Kur’an-ı Kerim’de haber verilen arkadaş grubu.

            Ashâb-ı Kehf kıssasının özünü teşkil eden ve ölümden sonra dirilişin bir misali olan, uzun süre mağarada uyuyup yeniden uyanma olayı, Tevhid inancının bir sembolü olarak karşımıza çıkmaktadır. İmparator (Dakyanus) bu gençlere putlara tapmayı emredince, imparatorluk sarayında yaşayan bu gençler, bir gece saraydan kaçarak bir mağaraya sığınırlar; peşlerinde de Kıtmir adında sadık bir köpekle beraber. Mağarada 309 sene uyuduktan sonra uyanırlar ve onlardan biri ekmek almak için şehre iner. Gençler bir gece uyuduklarını biliyorlar, fakat bir gencin ekmek aldığı para onları ele verir. Genç tekrar mağarasına, arkadaşlarının yanına döner, orada hepsi birden ölürler.

            Hz. İSMAİL

            Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın rahmetine kabul edilen iyilerden ve sabredenlerden biri olarak gösterilir. İsmail sözünde duran, halkına namaz kılmayı, zekât vermeyi emreden, Rabbinin hoşnutluğunu kazanmış bir resul ve nebidir. Kâbe’nin inşasını babası Hz. İbrahim (AS)’le birlikte yaparlar.

            MUS’AB b. UMEYR

            Hz. Peygamber (AS) tarafından Birinci Akabe Biatı’ndan sonra İslâmı tebliğ için Medine’ye gönderilen sahabi.

            Mus’ab ilk müminlerden bir gençti. Ancak Peygamberimizin peygamberliğine şiddetle karşı çıkan ailesinin buna izin vermeyeceğini bildiğinden, Peygamberimizin yanına gizlice gidip geldi ve namazlarını da gizli kıldı. Müslüman olduğu anlaşılınca, babası ve annesi onu hapsettiler ve baskılar uyguladılar, fakat dininden vazgeçiremediler. Peygamberimiz onu İslâm tarihinin ilk muallimi olarak Medine’de görevlendirdi. Yakışıklı ve ailesinin çok zengin olduğu bu genç, Uhud’da şehid olduğu gün onu saracak bir kefen bulamadıklarını, bedenini hırkasıyla örtmeye çalıştıklarında başına çekince ayaklarının, ayaklarına çekince başının açıldığını tarih yazmaktadır.

            Genç adam; cinsellik ve iktidar krizine girdiğinde Hz. Yusuf gibi kararlı ol. Batıl otoritenin baskı krizine girdiğinde Ashâb-ı Kehf’in gençleri gibi davran. Samimiyette Hz. İsmail’in ruhuna bürün. Dünya zenginliğini elinin tersiyle itip Hakk’a teslim olmada Mus’ab örneğin olsun.

            Kendi medeniyetinin kahramanlarını tanı ve onlara öykün. Sonsuz bir âleme doğru yolcu olduğumuzu da unutma!

                        D. Ali TAŞÇI (dalitasci@hotmail.com) Twitter:@DAliTasci