1. YAZARLAR

  2. D. Ali TAŞÇI

  3. “HAŞHAŞİ KALKIŞMASI”NA KARŞI MİLLETİN ZAFERİ
D. Ali TAŞÇI

D. Ali TAŞÇI

Yazarın Tüm Yazıları >

“HAŞHAŞİ KALKIŞMASI”NA KARŞI MİLLETİN ZAFERİ

A+A-

 

15 Temmuz Cuma akşamı Türk Silahlı Kuvvetler içerisinde çöreklenen “haşhaşi” bir grup tarafından bir “darbe” girişimine kalkışılmıştır. Ne idüğü artık ayan beyan ortaya çıkmış olan Pensilvanya kaçağının emriyle, milletin silahıyla millete silah doğrultulmuştur. TSK ile ilgisi olmayan bu “kalkışma” püskürtülmüş ve ilgililer yavaş yavaş yakalanıp adli makamlara teslim edilmiş, edilmektedir. Bu iş daha çok su kaldıracak ve çok konuşulacak, işin içinde kim veya kimler var, en ince noktalarına kadar irdelenecektir.

            Bu işin sonu çok hayırlı olacaktır, göreceğiz. Genel Kurmay Başkanlığı’na vekâlet eden İstanbul Birinci Ordu Komutanı Sayın Dündar, 16 Temmuz Cumartesi günü saat10.30 sularında bir basın toplantısı yaparak, halkı bilgilendirmiş ve çok önemli bir ifadeyi ilk defa dillendirmiştir: “ Cumhurbaşkanımız ve Başkomutanımız” ifadesine konuşmasında yer vererek, “ordu- millet” kaynaşmasının çok net bir görüntüsünü sergilemiştir.

            Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, büyük bir cesaret örneği sergileyerek tatilini geçirdiği Marmaris’ten ayrılarak, İstanbul Atatürk Havalimanına, halkın arasına gelmiş ve halkıyla kaynaşmıştır. F- 16’ların havada kol gezdiği bir zamanda, bunlara aldırış etmeden korkunun üzerine giderek korkuyu yenmiş ve milletiyle bütünleşmiştir. Üstelik bu “haşhaşi” grup, elindeki F- 16’larla, Cumhurbaşkanımız Marmaris’ten ayrıldıktan sonra orasını bombalamış ve bizzat Cumhurbaşkanını hedef almıştır.

            Püskürtülen bu “darbe” girişiminin kahramanları çoktur. En başta halkımız sokağa çıkarak tankların önüne yatmış, tankın içindeki askerlerden silahı almış, tankların önünü kuşatarak manevra alanlarını kısıtlamıştır. Çoluk çocuk, yaşlı ihtiyar seçilmiş hükümetine sahip çıkmanın en can alıcı örneğini göstermiştir. Sabaha kadar devlet- millet kaynaşması sergilenmiş ve “haşhaşi kalkışması”na fırsat vermemiştir.

            Diyanet İşleri Başkanı’nın emriyle tüm camilerde ezanlar, salalar okunmuş ve halkın ince duyguları ayakta tutulmuştur. Ne günlerden ne günlere gelinmiştir; bir zamanlar darbe yapanlar ezanı sustururlarken, şimdi ezanla darbenin adeta önüne geçilmiştir. Bu Türkiye’nin çok büyük bir kazanımıdır.

            MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli, “kalkışma”nın ilk saatlerinden itibaren devlet adamlığını göstermiş ve hükümetin yanında yer aldığını ve darbeye karşı olduğunu açıkça dile getirmiştir. Bu da Sayın Bahçeli’ye halk nezdinde itibar kazandırmıştır.

            Medya çok büyük bir “Demokrasi şöleni” sergileyerek halkın yanında yer almış ve “psikolojik harp” taktiğini adeta boğmuştur. Sosyal medyanın bazı kesimlerinde dikkat çeken “Cumhurbaşkanı Almanya’dan sığınma istedi” tarzındaki iğrenç iftiralara anında cevap vererek bu fitneleri sindirmiştir.

            Bu nasıl bir “darbe” dir ki, TBMM’ini bombalayabiliyor? Bu, ordunun içinde uzun yıllar çöreklenmiş en vahşi bir terör örgütüdür. Türkiye, bu sinsi yapılanmayı ordunun içinden temizleme fırsatı bulduğu için büyük bir rahatlamanın önü açılmıştır ve hayra vesile olmuştur.

            TRT işgal edilerek güya “bildiri “yayınlatmışlar; fakat çok acemice olduğu da ekranlardan okunmuştur. Aslında bu zamanda “darbe” olamayacağı bir kere daha gün yüzüne çıkmıştır. Medyanın bu denli gelişmiş olması, darbenin de önünü tıkamıştır. Darbeciler eskiden TRT’yi ele geçirir ve oradan yaptıkları yayınlarla kendi içine çekilmiş halkı sindirirler ve darbe de gerçekleşirdi. Ama bugün bunu başarmak artık mümkün değildir; TRT’yi “işgal” ettiler, ama onlarca kanal halkın yanında yer alarak üstünlük sağlanmıştır. Bu da yalnızca silahlarla darbe yapılmayacağı artın ortaya çıkmıştır.

            Bu “Haşhaşi kalkışması”nın karşısındaki en önemli güç bu halk olmuştur. Bu halkıyla bütünleşen “Başkomutan” Sayın Cumhurbaşkanımız olmuştur. TSK’nın kahır ekseriyeti olmuş ve halkının yanında yer alarak bunu göstermiştir. Emniyet güçlerimizin canla başla çalışmaları olmuştur. Tümüyle bu millet, bu kalkışmayı önlemiş ve bir daha diriltmemek üzere tarihin çöp sepetine atmıştır.

            Bütünleşme zamanıdır. Özellikle, millete ateş açan bu “rezillere” karşı Cumhurbaşkanımızın, yani Başkomutanımızın yanında yer almak zamanıdır. Bütün siyasi farklılıklarımızı bir kenara koyarak birlik ve beraberlik içerisinde yer almak durumundayız.

            Başbakan Sayın Binali Yıldırım’ın ilk saatlerdeki klas duruşu, tavizsiz yaklaşımı da milletin moralini yükseltmiştir. Yöneticilerin kararlılığı ve cesurca davranışı millet nezdinde makes bulmuş ve sokağa dökülmelerini sağlamıştır. Geç saatlerde üzerimizden alçak uçuş yapan ve bomba yağdıran uçaklara karşı, halkın kahramanca sokağa çıkıp, uçaklarla adeta dalga geçmeleri de dikkate değerdir.

            “Her şeyde bir hayır vardır.” düsturuyla hareket ederek bu işten çok büyük bir hayır doğacağını kısa zamanda göreceğiz. Ordunun ve devletin içine sinen bu “haşhaşi”leri temizleme fırsatı doğmuş ve bu da başarıyla uygulanacaktır, inancındayız.

            Bunların sonu da Talat Aydemir gibi olacaktır; çünkü başarısız darbenin sonu hüsranla biter.

            Darbe, vatana ihanet olarak hukuken algılandığından, 82 anayasasının önceki maddelerinde idam cezası vardı. Bu madde kalktığı için şimdi “ağırlaştırılmış müebbed” cezası söz konusudur. Ancak TBMM yeniden idamı gündeme getirebilir ve bu “darbeciler” idamla yargılanabilir. “ Çete reisi” de Türkiye’ye getirtilebilir ve hak ettiği cezaya çarptırılabilir. Yani önümüzde çok yoğun bir süreç vardır. Yaşayalım görelim.

D. Ali TAŞÇI (dalitasci@hotmail.com) Twitter:@DAliTasci

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız
3 Yorum