1. YAZARLAR

  2. D. Ali TAŞÇI

  3. İMAN ANLAMAKTIR
D. Ali TAŞÇI

D. Ali TAŞÇI

Yazarın Tüm Yazıları >

İMAN ANLAMAKTIR

A+A-

            Bilge bir zat, öğrencisine verdiği dersi “Anladın mı?” diye sorar.

            Öğrenci, “evet” deyince;

            Bilge zat: “ Ama sende anladığına dair bir işaret göremiyorum!”

            Öğrenci: “ O işaret nedir efendim?”

            Bilge zat: “ Güler yüz evladım, güler yüz… Anlamış olsaydın sevinir, yüzün gülerdi!”

            Mevlâna; “ İnsan gözlerinden görünür, sözlerinden anlaşılır.” der.

            Gözlerinin içi gülümsemeyen insanlar ne kadar ön yargılı ve tehlikelidir!

            Şimdi bu anlayış çerçevesinde çevremize bir bakalım:

            “ Anlayan” kaç kişi görebiliyoruz etrafımızda?

            “Neyi anlayan?” değil mi?

            Hayatı anlayan, kendi yaradılış gerçeğini anlayan; çocuğunu, eşini, işini; ülkesini, dünyayı anlayan!

            Eşinin yanına gelen eşlerin yüzlerinden düşen bin parça! Yüzü bir türlü gülümsemiyor ve bu somurtkan yüz bütün vücudunu, davranışlarını kapsıyor. Eşiniz sizin yanınızda gülümsemiyorsa o, size kapalıdır; onu açmadıkça ona bir şey söylemeniz ve onun bu söylediklerinizi anlaması pek mümkün değildir.

            Çocuklarınız sizin yanınıza geldiklerinde, ruhlarında ve gözlerinde çiçekler açmıyorsa, sizde ve ailenizde bir anlam sorunu var demektir. İnsan, anlamadığı ve anlaşılmadığı yerde kendini yaban hisseder.

            Okulda, öğretmenin anlattıklarına öğrenci kapalı ise, onun yüzü gülümsemiyorsa, o da dersini anlamamıştır yahut öğretmen iyi anlatamamıştır.

            Bunu daha genelleyelim;

            Bir ülkede insanlar sürekli olumsuz şeyleri konuşuyor, her olaya veya olguya karşı olumsuz tavır takınıyorsa, bunların da yüzü gülümsemiyor ve olup bitenleri iyi anlamamışlar demektir. Anlayan bağırmaz; gözlerini ufka diker ve düşünür, empati yapar.  “Asrın felaketi”ni yaşadığımız şu günlerde birbirimiz anlamayacaksak ve iğrenç politik kaprisler uğruna, ülke insanlarının kalbine bir karabasan gibi ineceksek!..

            Açalım;

            Sizin aleyhinize dolaplar döndüğünü hissedersiniz, ama nelerin döndüğünü anlamamışsanız yüzünüzden düşen bin parçadır. Ancak, ne kadar aleyhinize olursa olsun, size kurulan tuzakları anlarsanız bir “oh” çeker, rahatlarsınız; çünkü aleyhinizdeki planı deşifre ettiniz, çözdünüz.

            Her anlayışın, insanı bir rahatlatma özelliği vardır.

            Şimdi; insan fanidir, hayatı belli zamanlar içinde biter. Peki ya sonrası?

            Hayatın sonrasını anlayamamış bir insanın yeryüzünde içten gülümseyebilmesi asla mümkün değildir! (Kahkahayla tebessümü karıştırmamak gerekir. İçki masalarında kahkahalar yükselir, ama tebessüme rastlayamazsınız.) Yüzü gülse bile ruhundaki kasvet, gözlerinin derinliklerine sinmiştir. Bir fidana su vermeyince kurur. Fidan sulanınca yapraklar ve çiçekler onda gülümser; çünkü o, fidan olmakla birlikte hayatı anlamış ve onu selamlamaktadır. Çiçek veya meyve, ağacın sırrı olduğu gibi, insanın sırrı da zaman zaman yüzünden akar.

            Aynen öyle, fıtrat tohumunu anlayış suyuyla sulamayan bir insanın gülümseyebilmesi nasıl mümkün olsun? Eğer bu insan bir daireye amir olursa, orada terör estirir. Bir aile reisi ise, çoluk çocuğuna yük olur, eziyet eder. Bir devletin başına geçmişse, despot bir kral olup çıkar ve halkına zulüm eder ve bu zulmünden şeytani bir zevk duyar!

            Hayatı ve en önemlisi kendini anlamayan insanda küçük tutkular yangın alevine dönüşebilir; çünkü o, hayatın işleyiş kuralını bilmiyor. Bu durumda akıl, kuşatılmışlığın telaşıyla akrebe bürünebilir ve zehirli iğnesini herkese ve hatta kendine batırabilir.

            Hayatın biricik şifresi, onu anlamaktır. Bu da durup dururken olmuyor, ya okuyacaksın, ya dinleyeceksin ya da tecrübelerini harmanlayacaksın.

            Çocukta ve çocukluğunda cenneti göremeyen, onu anlayamayanın hayatı cehennem gibi geçse bile o, bu cehennemi de anlayamayacak ve kendini yaktığı gibi çevresini de yakacaktır. Bazı politikacılara bakıp bunun ne kadar doğru olduğunu kestirebiliyorum.

            Anlayış lütfen, ama bu anlayış sadece beyinle değil, işin içine kalbi de sokmak gerekir.

ZEYL: İman anlamaktır. Allah’ı tanımayan, O’nun Kitap’ını, Peygamberini anlayabilir mi? Bu anlam yoksunları ülkeyi, dünyayı yönetiyor veya yönetmeye kalkışıyorsa, işte felaketin büyüğü buradadır.

D. Ali TAŞÇI (dalitasci@hotmail.com) Twitter:@DAliTasci

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız