Yaklaşık 1 haftadır SKYTURK ekibiyle Karadeniz’i dolaşıyoruz. Samsun Ordu ve Trabzon’un ardından bu kez Rize’deyiz. 22 Temmuz öncesi eğilim yoklaması yapıyoruz ve “Sandıktan ne çıkacak?” sorusuna cevap arıyoruz. Karadeniz’de ilk bakışta karamsar bir hava var. AKP’nin 5 yıla yakın süren iktidarı boyunca verilen pek çok söz yerine getirilmemiş. İşsizlik en büyük sorun. Karadeniz’in en büyük geçim kaynakları olan fındık, çay ve tütün de üretici istediğini alamamış. Bu ürünlere ilişkin politikalar, sandıktaki en belirleyici faktörlerden biri olacak. Tarım politikaları kadar, sanayi yatırımlarının eksikliği ve eğitim alanındaki yetersizlikler de göze çarpıyor. Karadeniz’li öncelikle aş ve iş diyor.

Cumhuriyet Ak Partisi:
Karadeniz’de seçmenin oyunda belirleyici olacak yerel faktörlerin dışında ulusal ölçekli sorunlar da önemli yer tutuyor. Mikrofon uzattığımız bir Karadenizli’ye kime oy vereceksin diye sorduğumuzda, Cumhuriyet Ak Partisi yanıtını alıyoruz. Bu gülümseten cevap aslında seçimin CHP ile AKP arasında geçeceğini gösteriyor. Rejim kaygıları, Cumhubaşkanı seçimi ve en önemlisi de teröre karşı geliştirilecek politikalar sandıkta belirleyici olacak. Ancak vatandaşın cevabından da anlaşıldığı gibi, seçmenin kafası karışık. Yerel sorunlar nedeniyle AKP’ye kızgın olan büyük bir kitlenin karşısında, 5 yıllık performansından memnun olmamasına rağmen yine de AKP diyenler var. Memnun değilsen niye AKP diye sorduğumuzda ise şu cevabı alıyoruz: Çünkü AKP’ye Cumhurbaşkanını seçtirmediler. Görünen o ki, mağdur söylemi, Karadeniz’de yankı bulmuş.

Diğer partilerin şansı ne?
AKP ve CHP dışında Trabzon gibi bazı Karadeniz kentlerinde MHP de var. Ancak artan milliyetçiliğin oylarına talip olan başka partiler de var. Örneğin gittiğimiz hemen hemen her yerde Genç Parti ve Cem Uzan ismini duyduk. Bunda Genç Parti’nin “Fındık 8 YTL olacak” sloganı kuşkusuz çok etkili olmuş. Bunun yanısıra, Genç Parti’nin milliyetçi söylemleri de Karadeniz’de olumlu karşılanmış. DP ise, Karadeniz’de en çok liste sıkıntısı yaşayan parti konumunda. Teşkilatlar huzursuz. Seçime girmekten vazgeçen Anavatan’ın desteği ne ölçüde olacak meçhul. Vatandaş ise, birleşme fiyaskosunun ardından haklı olarak, “birbirlerine verdikleri sözleri tutamayanlar, bize verdikleri sözleri nasıl tutacak?” diye soruyor.

Yılmaz Cumhurbaşkanlığı’na mı oynuyor?
Merkez sağda hem birleşmenin hem de dağılmanın mimarı olarak gösterilen Mesut Yılmaz’ın, Rize’de kabul etmemiz gereken bir ağırlığı var. Yılmaz’ın Rize’den bağımsız olarak Meclis’e gireceğinden kimse şüphe duymuyor. Ancak, Mesut Yılmaz’ın Cumhurbaşkanlığına oynadığı ifade ediliyor. Aktif siyasete yeniden girebilmek için, kuruculuğunu ve bir zamanlar genel başkanlığını yaptığı partinin gözleri önünde yok olmasına, üstelik bu yok oluşun AKP’yi güçlendirme ihtimaline rağmen, Yılmaz’ın duruşundan taviz vermemesi, Cumhurbaşkanlığı hedefine kilitlendiği ihtimalini kuvvetlendiriyor. Ama Yılmaz’ın olası Cumhurbaşkanlığı adaylığı merkez sağdaki iki partinin enkazı üzerine nasıl inşa edilebilir? Bu soruya şimdilik yanıt bulamıyoruz.