1. YAZARLAR

  2. Osman YAZICI

  3. Karadeniz’in yiğit evlatları
Osman YAZICI

Osman YAZICI

Yazarın Tüm Yazıları >

Karadeniz’in yiğit evlatları

A+A-

Karadeniz’in dik kayalıklar kadar, onurlu ve dik,

Kaçkar kadar, yüce,

Fındık kadar, enerjik,

Karadeniz gibi dalgalı ve hırçın,

Sevgili Karadenizliler,

Değerli hemşerilerim.

Karadenizli olmak gerçekten bir ayrıcalıktır.

Öncelikle bir Karadenizli olmaktan büyük mutluluk ve onur duyuyorum.

Hepinizi saygıyla, sevgiyle ve muabbettle selamlıyorum.

 

 

**

 

 

Karadenizliler olarak, dosta düşmana mesajımızdır.

Türkiye’nin çimentosuyuz, çalışkan ve vatanperveriz.

Onurluyuz, gururluyuz, yardım severiz.

Dahası güzel insanlarız.

Memleketin en zor günlerinde bütün düşmanlar karşısında dimdik ayakta durarak;

Haksızlığa izin vermedik, Teröre asla karışmadık,

Uyuşturucuya bulaşmadık, yanlış işlere girmedik.

Devletimizi, bayrağımızı hep bildik. Saygıyı elden bırakmadık.

Hem dinimize bağlı, hem Cumhuriyetimize sevdalı kaldık

Demokrasiyi elden bırakmadan;

Hep lider, Başbakan, Meclis Başkanı, Paşa, siyasetçi, bürokrat yetiştirdik.

Çocuklarımızın eğitimine önem verdik

Devletimizin bize verdiği hizmetlerle yetindik, eksiklerini kendimiz tamamlamaya çalıştık.

Bakabileceğimiz kadar çocuk yaptık..

Bizi bölmeye çalışanlara asla izin vermedik, barındırmadık.

Atatürk Cumhuriyetine gönülden bağlı kaldık

Çocuklarımızı asker ocağına davul- zurna ile gönderdik.

Vatan toprağını korumak için cephede en önde koştuk.

Bu uğurda şehit olanları bağrımıza bastık.

Bu özelliklerimizi korumaya da devam edeceğiz.

 

***

Selam olsun.

Kışın beyaz sesizliğin kapladığı, İlkbaharda taze yeşilin, eflalatun komarların ahengine bürünen yaylalardan,

Saf temiz insanın, yok edilmiş ormanların, misafirperverliği, doğallığı, köydeki eski düğünleri, imeceleri, akşamları toplanıp, lamba ışığında kuzine’nin etrafında yapılan sohbetlerden,

Tencerede kaynayan lahanayı, mıhlamayı, altın sarısı gibi mısır ekmeğini, yoğurdu, turşuyu, hamsi’den,

Gerçek insanlığı, karşılıksız dostluğu, entrikasız yaşamdan, Hayallerimizi yüzdürdüğümüz ırmaklardan, göllerden,

Dağından çıkan küçük dereler birbirinden güzel bütün yaylalardan,

Ahşap kokuların sindiği, yok edildiği 100 yıllık ahşap evlerden, Serenderler’den, yayla göçlerindeki şenliklerden, artık mumla aradığımız bahçemizdeki hormonsuz sebze ve meyvelerden,

Senetin, sepetin olmadığı, sözün namus olduğu güven dolu mertlikten,

Köy kızlarının, çay bahçelerinde, yada yayla yollarında sırtındaki yüküyle nişanlısına bir “merhaba “  demesinin, yada lamba ışığında yazdığı iki satır mektubunu verebilmenin güzelliklerinden,

Selam olsun.

 

Karadenizli olmak ayırcalıktır.

Sosyal gelişmenin doruğuna ulaştığı siz Karadeniz insanlarına karşı, sizlere karşı hep derin sevgi duymuşumdur.

Doğu Karadeniz’in insanlarından her meslekte ve her alanda başarılı insanlara hep rastladım, birlikte oldum. Bir Karadenizli olarak bundan büyük gurur duydum.

Her alanda Türkiye’nin kaderini değiştirmeye yönelik olumlu girişimlerin sahibi olan siz Karadenizliler kendinizle ne kadar övünseniz azdır.

Ulusal Kurtuluş Savaşımızın Ulu Önderi Mustafa Kemal’e takalarıyla cephane taşıyan vatansever insanların çocukları,torunları, bugünde aynı duygularla dolu, her alanda çapa sarf ettiğinizi biliyorum... Ne diyeyim, tuttuğunuz altın olsun.

Çalışkan, cesur, vefalı ve sevgi dolu sizlere bugünden yarına giden yolun aydınlık olmasını diliyorum. Diliyorum ki, bu saygıdeğer dost insanlar mutlu olun. Çünkü siz, mutlu olmaya layıksınız. Çünkü siz Karadenizliler insanlıklarıyla övünmeleri gerekecek kadar dürüst, temiz ve iyi kalplısınız.

Selam olsun sizlere bu bölgede yaşayan insanlara tanıdıklarıma, tanımadıklarıma.

***

Sevgili hemşerilerim,

Karadeniz sahillerinin ve arkasında bütün heybetiyle yükselen dağlık ve ormanlık bölgelerin, bu dağlar üzerindeki görkemli yaylaların doyulmaz bir tadı vardır.

Belki de güzelliğin ve yüceliğin erişilmezliğidir bu doyumsuzluk. Mavi ve yeşilin binlerce tonu içinde sıra sıra uzayan dumanlı dağlara, birde yayla çiçeklerinin renk cümbüşünü, son baharların altın sarısını eklerseniz, bu erişilmez güzellik bilincine daha kolay ulaşırsınız.

Görkem, yücelik, güzellik ve erişilmezlik, denizinde de, dağında da Karadeniz ile iç içedir.

Karadenizliler, sağlam ve köklü gelenekleri, seçkin özellikleriyle toplumuzun gelişmesine sürekli katkıda bulunan ve geleneklerine bağlı yurtsever insanlardır.

Aynı zamanda yeniliklere açık, atılımcı yapıları, sosyal karakterlerinin belirgin bir diğer çizgisini teşkil eder.

Bu özellikleriyle, memleketimizin ve milletimizin her zaman birer güvencesidirler.

.

Karadenizli hayatını fıkra gibi yaşar. O, günün her saatinde gülen, söyleyen, şakalaşan, düşünce ve isteklerini nüktelerle süsleyerek anlatan insanlardır.

Karadenizli, içinde bulunduğu doğanın güç şartları, onu sürekli bu yaşam savaşı vermeye zorlar.

Neresinden bakarsak bakalım, karadeniz insanı bir az abartıyla da olsa bütün yönleriyle anlatan ve tanıtan zekâ pırıltıları yer almaktadır.

***

Yazımı tatlı bir Karadeniz fıkrasıyla bitirmek istiyorum.

Karadenizli gittiği doktora derdini uzun uzun anlattıktan sonra, doktor:

-Nerelisiniz?

Diye sorar. Karadenizli öfkeyle ayağa kalkarak, arkadaşına:

-Haydı gidelim, bir saat konuştum, nereli olduğumu anlamadı da, hastalığımı mı anlayacak bu herif!

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız