1. YAZARLAR

  2. D. Ali TAŞÇI

  3. MEDİNE’SİZ MÜSLÜMANLAR
D. Ali TAŞÇI

D. Ali TAŞÇI

Yazarın Tüm Yazıları >

MEDİNE’SİZ MÜSLÜMANLAR

A+A-

 

            İnsan nereye giderse gitsin, çocukluğunun ve ilk gençlik yıllarının geçtiği yerleri özler. Hele yaş kemale erdikçe bu özlem daha da artar. Bazı duygular vardır ki, fıtri olarak geliştiğinden, onlara gem vurmak insanın elinde değildir.

            Her sene yaz tatilini geçirmek için doğduğum ve ilk gençlik yıllarımın geçtiği memleketime gelirim. Yaz boyu Karadeniz’in maviliğini, doğanın yeşilliğini seyreder ve tenhada kendi içime doğru yolculuğun tadını almaya çalışırım.

             Nice nice yolculuklar yaptık; fakat insanın kendi içine doğru çıktığı yolculuğun heyecanını ve tadını hiçbir yerde bulmak mümkün değildir. Bu yolculuk erdem yolculuğudur, bu yolculuk kemaldir, hikmet yolculuğudur. Bu yolculuk, Rabbine kul olma yolculuğunun başlangıcıdır ve bir ömür sürüp gider.

            Ülkemiz, değişik şartların dayatmasıyla köyden kente doğru göçü hızlandırmıştır. Bu süreç biraz yavaşlasa da halen devam etmektedir. Göç sürecinin sürüp gittiği yerlerde problemler çoğalır, çözüm zorlaşır. Ekonomik, sosyal veya kültürel şartlar sonucunda köylerin boşalması ve göç eden insanların plansız bir biçimde şehirlere dolması, yeni anlayışları da beraberinde getirir. Köylerde “dindar” olarak anılan insanlar, kentlere gidince maalesef birçokları “dinidar” olarak karşımıza çıkar. Zaten İslami bir eğitimden uzun zamandan beri geçmemiş bir halkın sapmaması pek de mümkün değildir. Sözü uzatmadan, ülkemizde yaşanan problemlerin ana damarı budur: Refaha kavuşma duygusu ve felahı unutma sendromu. İnsanoğlunun en büyük belası da budur. (Refah, dünyevi lüks yaşam; felah, manevi kurtuluş.)

            İnsanların birçoğu “yarın anlayışı”nı kaybederler. Modernizmin kıskacına tutulan insanlar birbirleriyle yarışırcasına daha “lüks” bir hayat özleminin peşinde helak olmaya aday olurlar. “Yarın anlayışı”nı nasıl anlamamız gerekmektedir?

            Müslüman, zamanının dilini çözen insan olmakla beraber, onun gidecek olduğu ve sonsuz yaşayacağı bir başka dünya da vardır. Onun dünyası seksen- yüz yıllık fani bir dünya değildir. Onun bu inancına, bu inancının dünyada yaşanır değerlerine karşı çıktığınızda, Müslüman, bunlara direnmek zorundadır; bu, onun imanının, var olmasının gereğidir.

            Bir tane örnek vereyim:

            “Zina eden erkek ve kadının her birine yüzer sopa vurun.” (Nûr Sûresi, 2. Âyet)

            Şimdi bir Müslüman bu ayete inanmazsa o zaten Müslüman olamaz. İnanırsa ne yapmalıdır? Bu ayetin gerçeğini uygulamayan bir sistemi Müslümanın sevebilmesi nasıl mümkün olsun? İnsan için en zor yer, inançlarının hâkim olmadığı bir yerde yaşamaktır; çünkü orada sonsuzunu kaybetme korkusuyla baş başadır. Mekke’yi terk etmek ve Medine’yi yurt edinmek kolay mı sanılır? Veya niçin Medine? Medine’siz Müslümanların özgürlüğünden söz edilebilir mi? Özgürlük, fıtratla inançların çatışmadan bir bütün oluşturması sonucu kurulan dünyada, kendinle ve toplumla çelişmeden yaşamanın adıdır.

            Müslüman bir toplumda bireysel ve toplumsal ahlâk, Kur’an ve Sünnet gibi aynı ilahi kaynaktan beslenir. Beşeri sistemlerin her çeşidinde Allah’ın ilahi önderliği bağlam dışıdır. İnsanın yaratılışındaki ilahi yapısı, fıtrat mayası ve fiziki varlığının ötesindeki kaderi reddedilir. Bu durumda toplumun en temel ahlâki örgüsü çözülür.

            Hz. Ali’nin bir sözü vardır:

            “Âlimler dışındaki halk ölüdür; bildikleriyle amel edenler dışındaki ulema (alimler) da ölüdür. Gerçekten iman edenler de büyük tehlike içindedir.”

            Rabbim bu tehlikelerden hepimizi korusun ve bize anlayış versin.

NOT: Ben onu hep “Gül Yetiştiren Adam” olarak tanıdım. Rabbim, mekânını gül bahçesi eylesin, Rasim Ağabey. Rasim Özdenören de göç eyledi asıl vatanına. Bir neslin yetişmesinde büyük payı vardı. Asıl kahramanlık Müslüman olarak ölebilmektir. Eserlerini gençliğimize tavsiye ediyorum.

D. Ali TAŞÇI (dalitasci@hotmail.com) Twitter:@DAliTasci

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız