1. HABERLER

  2. YÖREDEN HABER

  3. RİZE

  4. Rize'de Bediüzzaman konferansı
Rize'de Bediüzzaman konferansı

Rize'de Bediüzzaman konferansı

“Bediüzzaman Haftası” çerçevesinde organize edilen sevgi konferansı Rize İsmail Kahraman Kültür Merkezi'nde geniş bir katılımla gerçekleştirildi.

A+A-

Abdullah UZUN - Bediüzzaman Said Nursi’nin vefatının 47. yılı münasebetiyle organize edilen “Bediüzzaman ve Sevgi” isimli konferans; Rize İsmail Kahraman Kültür Merkezinde geniş bir katılımla gerçekleştirildi. Çevre ilçelerden gelen izleyicilerinde katıldığı konferansı İntizam Seyda Durgun sundu.
Programa ilk olarak Karadeniz Türk Tasavvuf Musikisi Korosunun sunduğu ilahilerle başladı.

Daha sonra Muhammed Şahin hocanın Kur’an-ı Kerim okumasıyla devam edildi. Sinevizyon gösterilerinden sonra İ. Seyda Durgun günün anlam ve önemi hakkındaki bir konuşma yaptı.
 Bediüzzaman Said Nursi’nin fikri, davası ve hareketinin üzerindeki örtüyü kaldırmak için araştırmacıların gayretlerine ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Seyda Durgun, “Bu yönleriyle o büyük, şümullü ve derin bir özelliğe sahiptir. Onun hayatı, hadd-i zatında bir üzüntüler ve sıkıntılar silsilesinden ibarettir. O, yüksek dağların bile kaldıramayacağı sıkıntılara katlanmıştır. Bu da onun Rabbani terbiyesine, derin imanına, kuvvetli şahsiyetine, harika zekâsına, ihlâslı azmine, sağlam cihadına, asil zühdüne, durmadan tazelenen ümidine ve bütün bunların bir sonucu olan tevazuuna en açık delildir. Onun davasının temelini, safi bir iman teşkil etmektedir. Söz konusu imanın çerçevesi, Allah’ın Kitabi ve Resulünün Sünnetinde yer alan kesin ilahi vahiyle çizilmiştir. 82 yıl bir çileli ömür geçirmiştir. Bugüne kadar 50’ye yakın kutlama yapıldı. Eserleri 40 dile çevrildi. Bu bir rekordur. Bu davada ihtilafa yer yoktur. Her zaman ittifak için çalışmıştır. Davası meşveret ve şuradır.” dedi.

Daha sonra Dr. İsmail Benek Bediüzzaman’ın sevgi ve muhabbetinden söz açarak şunları söyledi. “Sevgi beraberliği ebedi bir birlikteliktir. Yaradılışın sebebi sevgidir. Cenabı Hakkın, “Ey Habibim, sen olamasaydın kâinatı yaratmazdım” ifadesi muhabbetin ilk meyvesidir. Kâinatı kapsayan bu sevgiden vazgeçilmez.” Dedi.
 İnsanların ne sevmekten ne de sevilmekten vazgeçmediğini anlatan Benek’in konuşması dinleyiciler tarafından dikkatle takip edildi. Mevlana ile Bediüzzaman’ın ortak yönleri olduğunu söyleyen Benek, Bediüzzaman’la Mevlana arasında benzerlikleri çeşitli örnekler getirerek açıkladı. Mevlananın sevgiyi, Bediüzzamnın imanı ön plana çıkardığını ifade eden Benek, “Ne olursan ol gel, ifadesi bunun işaretidir. Bazı insanlar İslamiyet’in haricinde bir şey sanmışlardı. Bediüzzaman ise kendi döneminde en çok zaafa uğrayan imanı ön plana çıkarmıştır. Bunu da sevgiyle yapmıştır. İkisi de kâinatı bir kitap olarak insanların huzuruna açar ve kâinat kitabını okuturlar. Biri sesi ve hareketiyle, diğeri tefekkürü ile okutur. Bediüzzaman din ilimlerinin yanında Fen ilimlerinin de okutulması gerektiğini savunmuştur. Daha çok Eğitim ve Muhabbet üzerinde durmuştur. Rusya’da esir düştüğünde Ben “kaderin esiriyim” demiştir. 5 bin sahife eserlerinde imanı işlemiştir. Sürgün, zehir ve tecritleri yaşamının her döneminde tatmıştır. Kâinatı inkâr eden felsefecilere O, kâinatı yine Allah ile ispat etmiştir. İlimle dini buluşturmuştur. Kendine zulmedenleri ciddiye almamıştır. ‘Biz muhabbet fedaileriyiz, husumete vaktimiz yoktur’ demiştir. Ölürken arkasından dünyalık hiçbir şey bırakmamıştır. Sadece milyonlara varan Risale-i Nur talebeleri ve eseri bırakmıştır. ‘Bu zamanda sevgi yetmez muhabbette lazımdır’. Demiştir. Hiçbir siyasi oluşumun içinde yer almamıştır. Risale-i Nur Kalpler üzerinde kurulan bir ilahi aksiyondur. Maddi ve manevi kalkınma birlikte olmalıdır. Muhabbet Allah için olmalıdır. Nurcular bu toplumun sadakasıdır. Manevi sigortasıdır. Risale-i Nur mesleği Şefkat ve Muhabbettir. Bilimle teknolojiyi Müslümanlaştırmak için çalışmıştır. Zalimlerin yanında hiç olmadı. Devamlı mazlumları savundu. Tek rızası Allah rızasını kazanmaktı. Bugün Poflardan okuma yazma bilmeyenlere kadar Risale-i Nur her sahada okunmaktadır. Meşru hayata talep, Sünnet-i Seniye’ye talep varsa burada Bediüzzaman imzası vardır. Peygamberi ve Kuran’ı ondan anladık. Gazali’den sonra 20. yüzyıl İslam tefekkürünü Avrupa’ya Asya’ya İslam alemine Bediüzzaman yaymıştır. Allah için sevmek, Allah için Sabretmek ve Allah için Muhabbeti savunmuştur. Risale-i Nur akla, kalbe ve Şefkate önem vermiştir. Müspet düşünmeyen muhabbet edemez. Su-i zan, endişe kalbi öldürür tezini ortaya atmıştır.” Şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız
6 Yorum