Çeşitli suçlardan dolayı Gürcistan'da tutuklu bulunan 17 kişi daha serbest bırakılarak Türkiye'ye döndü. Serbest kalanları, yakınları Sarp Sınır Kapısı'nda sevinç gözyaşları ile karşıladı.
Gürcistan'da çeşitli suçlardan dolayı tutuklu bulunan 17 kişiyi, Sarp Sınır Kapısı'nda yakınları hasretle bekledi. Serbest kalanların Sarp Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye girmesi ile burada bekleyen eşleri, çocukları, anne baba ve akrabaları sevinç gözyaşı dökerek yakınlarına sarıldılar.
Mağdur Aileleri Derneği Başkanı Nuriye Kaputoğlu, burada yaptığı açıklamada, 17 kişinin daha serbest bırakıldığını belirterek, ''11 kişi bir ay önce bırakılmıştı. Çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu çok basit bir mesele değil'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ve Gürcistanlı yetkililere teşekkür eden Kaputoğlu, ''Onlar da hemfikir olmasalardı bu kadar insanı bırakmazlardı. İnşallah bir daha böyle şeyler yaşanmaz. Başbakanımızın Batum'a son ziyareti de oldukça etkili oldu. Çünkü Başbakanımızın, orada bir vatandaşının suçsuz yere yattığını bilse, onun orada kalmasına izin vermeyeceğine inanıyordum. Temennimiz bir daha böyle şeylerin olmaması. Ama maalesef bu tür olayları yine duyuyoruz. Bu tür olaylar olduğu müddetçe bunun üstüne gideceğiz. Biz Gürcistan polisini gördüğümüzde onlardan korkmak değil, başımıza bir şey geldiğinde onlara güvenmek istiyoruz. Maalesef şu anda Gürcistan polisini gördüğümüzde, ne yapacaklarının belli olmadığını düşünüyoruz.'' şeklinde konuştu.
Serbest kalanlardan Fikret Tatar, kendilerinin tuzağa düşürüldüğünü savunarak, ''Ama bu tarafta Türkiye'nin gücünü hesaba katmadılar. Gürcistan'da 2.5 yıl tutuklu kaldım. Tekrar Türkiye'de olduğum için çok mutluyum. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bir daha Gürcistan'a gitmeyi düşünmüyorum'' dedi.
Serbest kalanlardan Cengiz Kırçiçek de Gürcistan'da 4 yıl 6 ay tutuklu kaldığını belirterek, ''Çok zor zamanlar geçirdim. Cezaevine girdiğimde 95 kilo idim, 38 kiloya kadar düştüm. Oradaki mahkumlar çok zor durumda. 6 kişilik koğuşta 45-50 kişi kalıyorduk. Günde birkaç saat ancak uyuyabiliyorduk'' diye konuştu.
Cezaevinde 4 yıl 3 ay kaldığını bildiren Adnan Sarıbaş ise ''İnsanlık dışı bir mahkumiyet yaşadım. Buna mahkumiyet değil, esirlik denir. Benim olmayan bir eroin paketinin benim olduğunu iddiasıyla tutuklandım. Parmak izinin alınmasını istedim, ama kabul etmediler. Konsolosluktan temsilci istedim, maalesef göndermediler'' dedi.