Bıçak kemiğe dayandı

Osman YAZICI

Sevgili Okurlarım,
12 Eylül 1992’deki saldırı. 22 şehit.
5 Haziran 2007’de ikinci saldırı. Ölen yok.
22 Temmuz 2007’deki üçüncü saldırı. Bir şehit
9 Mayıs 2008’deki dördüncü saldırı. 6 şehit.
Ve 3 Ekim 2008’deki son saldırı 15 şehit.
15 Vatan evladını daha şehit verdik.
Yüreğimize ateş düştü.
İçimiz yanıyor.

***

Nasıl oldu, neden oldu?
Kim destek verdi?
İstihbarat zaafı var mı yok mu?
Bunun yorumunu, her olayda başımıza uzman kesilenlere bırakıyorum.
Tek bildiğim ve inandığım şu: Şehit düşen vatan evlatları, kanının son damlasına kadar, şehit düşene kadar kahramanca savaşmışlardır.
Ölümüne savaşmak, ahkâm kesmeye benzemez.
Amaç ve hedef aynı.
Aktütün Karakolu’nu basıp 15 askerimizi şehit eden terör örgütünün Kuzey Irak’tan giriş yaptıkları ortada.
Uçaksavar, ağır makineli silahlar ve taşınabilir Havan toplarının, Barzani efendinin kontrolündeki aynı bölgeden girdiklerini hepimiz biliyoruz.
Terör örgütünün, tüm saldırıları aynı bölgeden yaptıklarını da.
Vurup kaçıyor, sonra da Barzani ve Talabani efendinin himayelerine giriyorlar.
Ya sivil vatandaş olup halka karışıyor, ya da Barzani’nin askerlerine katılıyorlar…
Terör örgütünü yok etmek için, Kuzey Irak’ı yerle bir etmek lazım...
Teröre destek veren, Barzani ve Talabani’ye derslerini vermek lazım...

***

Sözde dostumuz ABD’nin “anlık istihbarat” paylaşımına ne oldu?
Havada uçan kuştan, kapı numaralarımızdan bile haberi olan ABD, 350 teröristi görmedi mi?
Saldırıda kullandıkları ve günlerce taşıdıkları ağır silahlardan haberdar olmadı mı?
ABD, istihbaratı bize değil de PKK’ya mı yapıyor?
Dahası her defasında uyumlu çalışıyoruz dedikleri Barzani ile Talabani’ye mi destek veriyor?
Terörle mücadele konusunda haklı mücadelesi sonucu sınır ötesi operasyon yapan Türkiye’ye “Bir hafta içinde operasyonunu bitirin” diyen ABD değil midir?
Terör örgütü PKK’ya bu ağır silahları kim temin ediyor?
Kuzey Irak’ta bunları kimin koruduğunu sokaktaki vatandaş biliyor.
Bu saldırıları ve terörü kınamayanlar Meclis çatısı altında ahkâm kesmiyorlar mı?
Terör ve teröriste her türlü destek veren Diyarbakır Belediye başkanına hangi işlem yapıldı?
Şehri ateşe verenler,
Vatandaşın aracını, evini yakanlar,
Dükkânların camlarını indirip yağmalayanlar,
Polisime, askerime arkadan vuranlara,
Devletime kuşun sıkanlara ne yaptık?
Muz verdik, şeker dağıttık.
Bunlar dostluktan, insanlıktan anlamazlar.
Onlara, anlayacakları dilden cevap verilmelidir.
Şamarı indirmek lazım…
İnsan haklarından dem vuranlara itibar etmemeliyiz.
Söz konusu vatansa gerisi teferruattır beyler.
Terörist, gelip karakoluma saldırıyor, askerimi şehit ediyor, toprağıma göz dikiyor, biz onlara şefkat eli uzatacakmışız.
Saklandıkları delikleri onlara mezar etmeliyiz.
Madem savaştayız, her yol mubah olmalıdır.


***

Sevgili Okurlarım,
Daha önceden de yazmıştım.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ihanet etmek isteyenler var.
Demokratikleşme ve İnsan Hakları kılıfı altında hainlik yapanlar var.
Diyarbakır’ı Başkent yapmak isteyen yabancılar var.
AB şemsiyesi altında Türkiye’yi etnik ayrıştırmaya çalışan, azınlıklar yaratarak, onlara finans kaynağı sağlayıp ülkemizi böldürmek isteyenler var.
Türklüğü aşağılamaya çalışan AB, Türkiye’yi bölmeye çalışan ABD var.
Türk Silahlı Kuvvetlerimize hakaret etmeyi ilke edinen hainler var.
Milletin varlığı ulusal duruştan geçer.
Herkesin anladığı dilden konuşmak, hareket etme zamanı.
Bugün uyanmak zamanı
Türk ulusu hainlere hak ettikleri dersi verecektir.
Türk ulusunun yüreğine ateş düştü.
İçimiz yanıyor.
Kınalı kuzularımızı şehit verdik.
Şehitlerimize rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum.
Türk ulusunun başı sağ olsun.