Cumhurbaşkanlığı maratonu

Sadık HÜR

Okurlarımızın yeni yılını kutlayarak sözlerime başlamak isterim.
2007 Türkiye’de çok önemli gündem konularıyla dolu bir yıl olacağa benziyor.
Bu yıl içerisinde cumhurbaşkanlığı ve genel seçim var.
Cumhurbaşkanlığı seçimi için bugüne kadar ilginç planlar kuruldu.
Henüz hiçbir plan, hiçbir entrika ise yerini bulmamışa benziyor.
İktidardaki Ak Parti’nin meclis çoğunluğu seçim için yeter sayıda.
Görünüşe göre Ak Parti iktidarı Cumhurbaşkanı’nı seçecek, herhangi bir kazaya uğramazsa...
Cumhurbaşkanı kim olmalı sorusuna yanıt bulmak için ortaya atılan isimler medyada konuşulan özellikler sanıyorum zamanı sakinleştirmek amacı taşıyor.
CHP lideri Deniz Baykal, Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanlığı’na atarcasına yorumlar yaparak adeta onu adaylığa zorluyor.
Sanki Tayyip Erdoğan’ın böyle bir hakkı yokmuş gibi davranarak adeta kargaşa çıkartarak siyasi rant hesapları yapıyor.
Başbakan ise bu polemiğe “Cumhurbaşkanlığı için henüz Ak Parti'nin adayı belli değil ilgili
kuruluşlarla görüşerek nihai kararımızı verecek, meclis 11. Cumhurbaşkanı’nı seçecek” beyanıyla yanıt veriyor.
Bazı siyasi çevreler kendilerine göre Cumhurbaşkanlığı’na yakıştırmalar yapıyorlar.
Kendi adaylarını hazırlama içerisinde olmaları gerekirken sadece ve sadece Ak Parti’nin tavrını öğrenmek için adeta seferber oluyorlar.
Kimileri de iş olsun diye isimler ortaya atarak havanda su dövüyorlar.
Birileri de Tayyip Erdoğan için “Hak etmiyor” yakıştırmalarıyla sözü geveliyor, konuyu işe yaramaz mecralara çekiveriyor.
Bir başka lider ise “Doğum yerim Çankaya’dır” deyip başka bir söz bulamamış laf fukaraları gibi görüşünü bu şekilde geçiştiriyor.
Bir kısım çevreler de “Hukuken ne yapabiliriz? Anayasayı Ak Parti aleyhine nasıl kullanırız?” hesabında.
Bütün bu hesaplar yapıladursun, bizim şahsi kanaatimiz gelinen noktada 11. Cumhurbaşkanlığına yakışan, hak eden, Çankaya’yı Çankaya gibi yönetecek olan Tayip Erdoğan’dır.
Bunu kimsenin sağa sola çekmeye hakkı yoktur.
Kimsenin de gücü Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı olmaktan alıkoyamaz.
Ancak Erdoğan kendisi aday olmaz, başka birini önerirse o zaman Cumhurbaşkanı olmayabilir. Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olursa parti dağılır diye düşünenler kendilerine göre hesaplar yapıyor.
Bize göre ise Tayyip Erdoğan da Cumhurbaşkanı seçildikten sonra genel seçime kadarki 7 aylık süre ile ilgili hesapları yapıyor.
Bu süreç içerisinde meclisten çıkacak yasaları onaylayıp verdiği sözleri ve vatandaşın beklentilerini yerine getirerek Ak Parti’nin de önünü açma planları yapıyor.
Ak Parti eline geçen bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirecektir elbette.
Çünkü halk, cumhurbaşkanlığını seçme yetkisini meclise vermiş.
Meclisi de halk, Ak Parti’ye teslim etmiştir.
Gerisi kuru gürültüden başka nedir ki?