Güzellik kremi

B. Ali KAVALCI

Sevgili okuyucularım; Bu yazım sizlere hikâye gelebilir. Gerçekten yaşanmış bir hadise, fakat zamanla hikâye konumuna düşmüş. Çok ibretlik, buyurun okuyalım. Fakat mutlaka sonunu getirelim, netice sonunda düğümleniyor.
Televizyon spikeri, kameraman arkadaşı ile geldiği süper markette canlı bir röportaj yapıyordu. Spiker, çevresindeki hanımları süzdükten sonra, elindeki mikrofonu genç bir kıza uzatarak; Sayın bayan, dedi. Güzellik konusunda tarafsız bir araştırma yapıyoruz. Özellikle cilt güzelliğinizi neye borçlu olduğunuzu sorabilir miyim?
Kız kot pantolonuna kadar sarkan saçlarını geriye atıp bakışlarını devirirken; “Henüz yeteri kadar para kazanamadığım için cildime salatalık kabuklarını yapıştırıyorum” dedi. Arada bir de salatalık kremi kullanıyorum. Bu yüzden de parlıyor elbet.
Spiker, genç bir kadına daha dönerek; ya siz hanımefendi, diye sordu. Sizin de cildiniz çok bakımlı görünüyor.
Kadın, kendinden emin; Ben pahalı bir “Cilt Bakım Seti” ne sahibim, dedi. Düzenli olarak sabah- akşam kremleyip nemlendiririm.
Orta yaşlı bir bayan araya girerek; Vaktiyle ben de öyle yapmıştım kızım, dedi. Ama cildimin nemi fazla kaçmış olmalı ki, 3–5 sene sonra ıslak çamaşır gibi aşağı sarktı.
Spiker, kadının sözlerini geçiştirmek gayesiyle lafı kıvırtarak; “İyi ama hanımefendi, cildiniz fena görünmüyor ki” dedi
Kadın, boynundaki fuları çözüp dikişleri gösterirken; “Estetik ameliyat diye bir şey duymadın galiba, diye çıkıştı. Cildimi gerdirmek için az mı bıçak altına yattım ben?
Spiker, bir anda berbat olan röportajını nasıl noktalayacağını düşünürken, marketin raflarına mal dolduran yaşlı kadını fark etti. Spiker, çalıştığı televizyona boy boy reklâm veren kozmetik firmalarını daha fazla kızdırmamak gayesiyle ister istemez o tarafa yönelerek; Teyzeciğim dedi. Cilt bakımı konusunda araştırma yapıyoruz. Siz, ilerlemiş yaşınıza rağmen bu kadar güzel kalan cildinize hangi kremi sürüyorsunuz?
Yaşlı kadın, başörtüsünü biraz daha sıkarken, hafifçe gülümseyip; BEN YÜZÜME KREM FALAN SÜRMEM EVLAT, dedi ve devam etti; “AMA YÜZÜMÜ BEŞ VAKİT SECCADEYE SÜRERİM”