Memleketimden insan manzaraları

Osman YAZICI

Pazar’da bir restorana girdik.
Kızım Hande; tonbalıklı salata istedi.
Siparişimiz geldiğinde hepimiz şaşırdık.
Domates-salatanın üstüne tonbalığı dökülmüş..
İşte sana tonbalıklı bir salata…
Böylelikle;nasıl yapıldığını öğrendik..

***

Deniz kenarındaki bir balıkçıda ;balık yemek istedik..
Pazar kaymakamının veda yemeği vardı..
Toplam 15 kişiydi.
Garson bize,’size servis açamayız, toplu bir yemek var, yetiştiremeyiz’deyince, oradan ayrıldık.
Ardeşen girişindeki Green AyderOteli’ndeki bir düğüne katıldık..
Düğün sahibi, 400 kişiye verilecek yemeğin karşılığı olarak 5 bin TL ödemiş.
Beklediğimiz yemek geldi.
Pilav,üstüne kavurma,yetmedi,onun üstüne de tatlı konulmuş bir tabak..
İşte yemek..Unutuyorduk,yanına birde ayran verdiler..
Bu para ile Rize-Dedeman ve Trabzon Grand Otel’de yemekli düğün yapılırdı..
Bu kafa ile turizm cenneti zor oluruz..

***

Fıkra değil, gerçek. Olay Ardeşen’de oldu…Bir minibüs, yol kenarında park halinde olan 34 Plakalı araca arkadan çarpmış.
Polis gelmiş, işlemler yapılmış , ‘arkadan vurdunuz, kusur sizde’denildi..
Hemşerimiz kendisinden emin olarak’kabul etmiyorum, bu araç buraya gelmeseydi çarpmayacaktım, ben haklıyım’ demez mi?

***

Başlatılan sigara yasağı,beraberinde bazı söylemleri de getirdi..
Kemal Yazıcı, dostum ‘en kıymetli nefes hangisidir, bilir misin?’ dedi..
‘Sağlıklı alınan nefes olsa gerek’dedim..
‘Hayır’ dedi. ‘En kıymetli nefes, yemekten sonra içilen sigaranın ilk nefesi ile kaynananın son nefesidir’ dedi..
Sigarayı hiç kullanmadım, kaynanam da sağ, bu yüzden yorumu size bırakıyorum..

***

Ahmet Tatar, Ardeşen Yukarıdurak köyü muhtarı…
Yetmiş yaşındaki delikanlı… 24 Yaşında iken, aynı köyde muhtarlık yaptı..
Fırtına gibiydi, efsane muhtardı..
Almanya’ da 35 yıl kaldı, sonra köyüne döndü…
Bir kez daha muhtar seçildi,ama umduğunu bulamadı..
‘Nasıl gidiyor ‘diye takıldık..
Bize bir fıkra anlattı..
Yaşlı bir çift evliliklerinin 50’ncı yılında balayına gitmeye karar vermişler. Evlendikleri gece gittikleri, aynı otele gitmişler, aynı kat, aynı odada kalmışlar. Sonra da köye dönmüşler..
Köylü, yaşlı delikanlıya sormuş ‘50 yılda ne değişti,balayınız nasıl geçti?’diye..
İçini çeken yaşlı ‘50 yıl önce, banyoda eşim ağlamıştı,şimdi ise ağlayan ben oldum’dedi..
İşte benim halım…