O KADAR ÇOK ÜMİTVARIM Kİ!

D. Ali TAŞÇI

 

            Arakan, Myanmar Müslümanları… 80 öncesi onlara Burma Müslümanları derdik ve dergilerden (o zamanki şartlarda) onları izlemeye çalışırdık. Bir milyon civarında nüfusa sahip olan bu güzel insanlar, hayatlarını hep zulmün çizmeleri altında geçirdiler, geçiriyorlar.

            Bugün de durumlarında bir değişiklik yok. Zalimlerin onlara yapmış oldukları işkencelere bakıldığında, modern çağın insanı, eline çağdaş silahları alınca daha da canavarlaştığının resmi olarak gözüküyor.

            Bu güzel Müslümanlara yapılan zulmün fotoğraflarına göz ucuyla baktığımda insanlığımdan utanıyorum; çünkü hangi yürek o yavrulara, o kadınlara yapılan işkencenin fotoğraflarına bakıp da kan ağlamaz!

            İslam âlemi (var mı böyle bir alem?) suskun! Dünya kayıtsız ve kendi eğlencesinde; kimse kimsenin derdinde değil. Kala kala Türkiye Müslümanları kalıyor orta yerde.

            Bizim de başımıza gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi, ama bugün hiç olmazsa uyanan, çevresinde olup bitenlerden haberdar olan, gizli oyun ve niyetleri sezen; gerçek tarihini okuyan, okudukça kahırlanan; fakat elinden de pek bir şeyler gelmeyen insanlar olduk.

            Bir insanı en çok üzen, kahırlandıran, adeta perişan eden şey nedir biliyor musunuz? İnanmadığı şeyleri, inanıyormuş gibi zoraki seslendirmesi, inanıyormuş gibi bazı ritüellere boyun eğmesi, onları yerine getirmesi ve akşam olunca da kendi kendine çatışması, ruhuna hesap verememesi, Rabbinin karşısında mahzun ve mahcup olmasıdır. Hele bu insan yönetimdeyse ve insanlara örnek oluyorsa, onun vicdan azabına can dayanmaz!

            Arakan Müslümanları acımasızca katlediliyor! Budistler, Çin zalimliklerini sergiliyorlar. Aslında dünyada olup biten her şeye Kitab’ımızın ışığı altında baksak hiç sürprizle karşılaşmayız.

            İman etmemiş, içinde, zihninde ötelere bir açılımı olmayan, bütün çabası ve değer yargıları dünya ile sınırlı olan insanlardan başka bir şey beklemek abestir! Dünya kuruldu kurulalı, sonsuzluğa iman etmemiş olan insanların kanlı tarihi, izini sürmekte ve bu kanlı iz hâlâ akmaya devam etmektedir; kıyamete kadar da devam edecektir. Uygarlık işte bunun adıdır!

            Geçtiğimiz asrın başında Osmanlı nasıl leş kargaları tarafından darmadağın edildiyse ve dünya Müslümanları başsız, korumasız bırakıldıysa, bugün de aynı şeyler başka biçimde ve araçlarla devam etmektedir.

            Bu hakikatin tam ortasıdır:

            Dünya Müslümanları mutlaka kendilerine bir baş seçmeliler ve ortaklıklar kurmalılar. Hayır, bizler, kanla beslenen, dünyadan başka değer tanımayan insanlarla bir arada yaşayamadık ve yaşayamıyoruz.

            İşte dünyada olup bitenler de bu güzel haberin, oluşumun ayak sesleridir. Müslümanların, oturup konuşarak, çay içerek olumlu bir karara varmaları pek mümkün gözükmeyince, kader, Müslümanların acıları etrafında bizleri birleştirmeye zorlamaktadır ve bunun vadesi de dolmak üzeredir.

            Dünyada ve özellikle Türkiye’de olup bitenlere, bir günde bir asırlık gelişme ve oluşumlara bakıldığında bunu hissetmek mümkündür.

            Evet, dünya Müslümanlarının merkezi artık Türkiye’dir. Bir yerde bir olumsuzluk yaşandığında herkesin gözü Türkiye’de ise, bunun böyle olduğunun da bir işareti sayılmalıdır bu.

            Bu nedenle, dünya katillerinin üzerimize bütün güçleriyle çullanacakları bir zaman dilimine giriyoruz. Kadim değerimiz etrafında bir ve beraber hareket edersek Uhud’u atlatırız. Öyle de hareket edeceğimizi umuyorum. Kimisi imanı için canını dişine takacak, kimileri de yediği yemek tat vermediği için bu kervana katılacak; fakat sonunda galip gelen Müslümanlar olacaktır, inşallah ve dünya yeniden adaletle tanışacaktır.

            Arakanlı kardeşlerimizin mübarek kanları, önümüzde kurulacak olan adil dünyamıza bereket olsun. Kurban Bayramımız da asli kimliğine kavuşsun, bayramınız mübarek olsun.

D. Ali TAŞÇI (dalitasci@hotmail.com) Twitter:@DAliTasci