Paşa, sürpriz yapar mı?

Osman YAZICI

 

9 Haziran’da bu; köşemde’Paşa ile komşu olduk’ başlığıyla yazmıştım.

Milliyet Yazarı Melih Âşık da; yazımı; köşesine taşımıştı.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet paşa, Ankara Gölbaşı’nda;  benim yanımdaki doktorlar Sitesi’nde; bir villa satın alarak, hem eski Cumhurbaşkanı Necdet Sezer’e, hem de bizlere komşu olarak, emeklilik hazırlığına erken başladı.

Yazımda şunu belirtmiştim;

Genelkurmay başkanları, emekliliklerine 3 ay kala; kendilerine hazırlık yaparlar, iki yıl öncesinde yapılan bu hazırlık neyin nesi?”

Bunu yazarken, bazı yakın dostlarıma” Paşaya çok yüklendiler, çok eleştirdiler, kimsenin beklemediği bir çıkış yapabilir. Balyoz ve Ergenekon’daki tahliyelerden sonra” Bütün eleştirilere rağmen, ben görevimi yaptım diyerek haklı ve iyi bir ortamda emekliliğini isteyebilir” demiştim. Benimkisi sadece bir tahmindi.

Vatan Gazetesi’nden Murat Çelik, Genelkurmay Başkanı Özel’in iki hafta raporlu olduğunu, Zona tedavisini gördüğünü, Zona, aşırı gerginlik ve yorgunluktan kaynaklanan bir hastalık olduğunu,”Ben görevimi yaptım, misyonumu tamamladım” diyerek,30 Ağustos itibarıyla emekliliğini isteyebileceğini yazdı.

Murat Çelik, diplomasi, askeri ve siyasi alanla istihbaratı geniş olan bir meslektaşımızdır. Böylesine ciddi bir haberi masa başında yazmamıştır herhalde.

Ne diyelim, bekleyip göreceğiz.

 

Çatı adayı İhsanoğlu.

AKP, CHP ve MHP’nin grup toplantılarını Meclis kulisinden; meslektaşlarımla izledik.Epey de dedi kodu yaptık.

CHP Genel başkanı Kılıçdaroğlu ile MHP lideri Bahçeli, tarihi uzlaşmaya imza attılar.

Eklemeddin İnsanoğlu’nu  “Çatı adayı” olarak; Cumhurbaşkanlığına aday gösterdiler.

Ve bu iki lider, bu uzlaşmayla siyasi sorumluluk aldılar.

Bana göre de, çatı için en isabetli adaydır.

Uzlaşmacı kimliği her şeyin üzerindedir.

Cumhurbaşkanı adayı, İhsanoğlu, her görüşteki insanları bünyesinde barındıran değerli bir diplomattır.

Parti içi demokrasinin en çok işletildiği yer; CHP’dir.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu, çok hoşgörülü, eleştiriye açık bir liderdir.

CHP’de bazı milletvekilleri çatı adayına tepki gösterip imza atmadılar.

Adaylık süreci bitti, tepkileri hala sürüyor.

Buda çatı adayına zarar veriyor.

Dahası CHP’ye zarar veriyor.

Türkiye’nin geleceğine dinamit koyuyorlar.

12 yıl süreyle AKP ve Başbakan Erdoğan’ı eleştiren Aydınlık Gazetesi’nin ve Ulusal Kanal’ın, bütün kadrosuyla çatı adayına ve CHP’yi eleştirmeleri dolaylı olarak AKP’ye destek şeklinde yorumlanıyor. Herkesin yorumu bu şekilde.

 

Gazetecilerin  dedikodusu

Gazeteci milleti olarak dedikoduyu severiz. Hükümeti kurar yıkarız. Meclis kulisindeki son dedikodularından bazılarını aktaralım.

Bir meslektaşım” Ben bu CHP’lileri anlamıyorum, CHP ‘li olup ta çatı adayına karşı çıkmak AKP’ye oy vermek demektir”

Başka bir gazeteci devreye girdi ve “ Emine Ürker Tarhan aday gösterilmiş olsaydı, yemin ederim ki kocası bile ona oy vermezdi” dedi.

Hanım bir meslektaşımız devam etti” Emine hanımı, aylar öncesinde programa almıştım, bana cumhurbaşkanlığına aday olmak istediğini, kendisinin buna layık olduğunu söyledi. Cesaretine hayranım, düz bir savcı iken önce milletvekili, sonra grup başkan vekili yapıldı, şimdide parti yönetimine karşı çıkıyor

Masadaki diğer iki gazeteci,” Çatı adayına karşı çıkanlar, böylesine hassas bir ortamda parti yönetiminin aldığı kararı desteklemeyenler, tabanda güçleri olmayan, önseçimden çıkamayanlar, seçilir yerlerde listeye konuldukları için seçilen milletvekilleridir. Onların yerine kim listeye konulsaydı milletvekili olurdu

MHP’ye yakınlığı ile tanınan önemli bir gazeteci” Biz MHP olarak, bütün sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. CHP’den tanıdığım bir milletvekili “Ben oyumu Demirtaş’a vereceğim” diyor, bu nasıl particilik anlamıyorum”

Sekiz meslektaşımın ortak düşüncesi şu:

Parti yönetimine karşı çıkan, partinin belirlediği adayı desteklemeyen, eylem ve demeçleriyle partiye zarar veren milletvekilleri ihraç edilmeli. Parti disiplini bunu gerektirir. Kendilerine çok güveniyorlarsa, bağımsız adayı olup Parlamentoya gelsinler.

Anavatan, yeniden kuruluyor.

Bilindiği gibi, Anavatan Partisi ile Doğru Yol Partisi, birleşerek Demokrat Partisi kuruldu.

Bu birleşimi sağlayan Mehmet Ağar ile Erkan Mumcu, nedeni anlaşılmaz bir şekilde merkez sağdaki bu evliliği; nikâh kıyılma aşamasında bozmuşlar.

Anavatan’a gönül verenler, Anavatan’ın adını yaşatmak için adını tescilleşmişlerdi

Meclis kulislerine göre, AKP’nin desteğiyle Anavatan partisi yeniden kurulacak ve daha sonra AKP’ye katılacak.Söylenen bu..

Meydanlarda “Anavatanlılar bizdedir” mesajı verilecek

 

Diyanet, neden korkuyor?

Sevgili okurlarım, Allah kabul ederse,12 yaşımdan beri orucumu tutmaya çalışıyorum.

Bazıları gibi, tutuyormuş gibi yapmıyorum. Tutmasam da kimseye hesap verecek değilim.

Lise sona kadar Kaçkar eteklerinde organik büyüdüğüm için de, şükürler olsun sağlığım yerinde.

Rahmetli anne ve babam bize; sadece ve yalın bir şekilde, Allah bir, Hz Muhammet elçisi ve son peygamber, namaz, oruç, kul hakkı, yanı helal ve haramı öğrettiler.

Bizde dini siyasete alet edenlere aldırmadan, eski bildiklerimizi uygulamaya çalışıyoruz.

Yine eskiden, ramazanlarda sabah ezanı okununcaya kadar yemek yiyebiliyorduk. Eskilerimiz “ siyah ile beyaz ipliği ayırt edene kadar” derlerdi.

Tek ezan olurdu, oda sabah ezanıydı.

1400 yıl geleneği olan oruç saatlerinde bir haller oldu.

Ankara’da imsak ezanı 03.25,sabah ezanı 05.20

İmsak ile sabah arasında iki saat fark var.

CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, eski müftüdür, dini siyasete alet etmeyen samimi din adamıdır. Dinimiz neyi emrediyorsa onu söyler ve uygular.

Bu durumu ona sordum, önce gülümsedi, sonra anlattı. Belkide yazılmamak kaydıyla anlattı, kendisinden izin almadım)

 Oda bu durumu Diyanet İşleri Başkanına sormuş. Başkan Görmez” hocam; sen imsak satına bir 20 dakika daha koy” dedi.

Özkes  ”Bunu millete açıkla ki, bu millet yarım saat daha fazla oruç tutmasın, imsaki gerçek zamanında yapsın.”cevabini vermiş.

Koskoca Diyanet İşleri Başkanlığı, bu hatasını millete açıklayamıyor, bu Temmuz sıcağında vatandaşa yarım saat daha fazla oruç tutturuyor.

Vallahı ben, Ankara’da imsak saatine en az 20 dakika daha üzerine ekliyorum, Siz de aynısını yapın, boşuna eziyet çekmeyin.

 

Canalioğlu’nun telefonu

CHP Trabzon Milletvekili Volkan Canalioğlu’nu Meclis’te karşılaştık.

Trabzon’dan misafirleri vardı. Uzunca sohbet ettik.

Hem parlamentoyu, hem de Trabzon’u ihmal etmiyor.

Ülke gündemini de yakından takıp ediyor.

Cebinden direk arayanların listesine baktım.268 kişi.(gün içinde)

Sekreterden arayanlar ise 172 kişi.

Uğrayanların sayısı günlük 200 kişi..

Cevap vermediği, ya da kendisine ulaşamadığı tek kişi yok.

Direk kendisi arıyor, zorunlu olmadıkça sekretaryayı kullanmıyor.

Neden sekreter aracılığı ile aramıyorsun? diye takıldık.

Hemşerilerimle benim arama kimseyi sokmam” dedi

Ödemeli arayanların sayları hayli yüksek.

Volkan abiden istekler çok renkli. Saymakla bitmez, köşe yetmez.

Geçen hafta, Akçaabat’tan bir genç aramış, hem de sabahın dördünde:

Ahmet, hayırdı bu saatte” dedi. Ahmet “ vekilim, eşim beni eve almıyor, sen bir konuşsan” dedi.

Ne cevap verdin “ dedim.”Oğlum bu saatte eve gidersen, tabiî ki seni almaz, aferin benim kardeşime” dedi.

*

Volkan bey,aynı volkan bey..Trabzon’dan tanıdığı Hüseyin amca uğradı.Hüseyin amca ,yalnız yaşıyor.

Volkan bey” Hüseyin amca, tek başına yaşanmaz, seni bir Suriyeli ile evlendirelim, rahat edersin, bir Suriyeliye de sahip çıkarsın” dedi.

Hüseyin amcanın cevabı” Uşağım, duyduğuma göre Ukrayna’da karışmış, orasını bekleyelim

İlahi Hüseyin amca, ağzının tadını biliyor.

Ankara’dan sevgiler