Rizeli madencileri şok eden deprem ayrıntısı

Rizeli madenciler üzerinden 1 yıl geçen depremin ardından yaşadıklarını anlattı

Ali Maşalacı - Hasan Fehmi Demir
RİZE (İHA) - Türkiye'de 11 ilde yıkıma yol açan 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan depremler sonrası bölgede arama kurtarma çalışmalarına katılan Çayeli Bakır İşletmeleri çalışanı madenciler, depremin ardından bölgede yaşananları anlattı. Madenciler, enkaz altında kalan ve annelerine sarılı olarak hayatını kaybeden çocuklardan çok etkilendiklerini belirttiler.

6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen, asrın felaketi olarak nitelendirilen ve pek çok kentte yıkıma yol açan depremlerinin üzerinden 1 yıl geçti. Kahramanmaraş merkezli meydana gelen deprem nedeniyle 11 ilde çok sayıda yapı yıkılırken, 10 binlerce kişi de hayatını kaybetti. Depremin merkezi olan Kahramanmaraş’ta Çayeli Bakır İşletmelerinde çalışan madenciler günlerce arama kurtarma çalışmalarında görev yaptı. Bölgede çalışan madenciler, çok sayıda vatandaşı enkazdan sağ kurtardı.



“Bizi kurtarın sesleri geliyordu, ortam çok kötüydü”
Arama kurtarma çalışmaların görev yapan madencilerden Mehmet Uzun, “Biz Kahramanmaraş’ta Trabzon Caddesine gittik. Çok kötüydü. Her yer darmadağındı. Zaten Kahramanmaraş’a girerken yollar 3-4 metre sağa veya sola kaymıştı. Biz gece 11-12 civarlarında vardık. Biz oradan kurtarmaya başladık. Ayakta çok az ev vardı. Her taraftan 'Bizi kurtarın' sesleri geliyordu, ortam çok kötüydü. Biz ilk gittiğimiz gün sahada doğru düzgün kimse yoktu. Bizde de ekip kısıtlıydı. 8-10 kişi falandık. Ekipleri bölmüştük. Yanımıza bir kadın geldi. 'Babam şurada babamı kurtarın' diyordu. Bir türlü fırsat bulamamıştık. 2. günün akşamına doğru fırsat bulduk. Bizim arkadaşları çağırdım. Nokta yerini söylüyordu. Binanın en üst katındaydı. Tablaya çıktık. Beton o kadar zayıftı ki 3-4 kazma darbesiyle betonu kırdık. Babasını tarif ettiği yerden çıkarttık. Yani o kadının mutluluğu, insanların mutluluğu, o duygu seli bambaşkaydı” ifadelerini kullandı.



“İnsan hayatını kurtarmak tarif edilecek bir duygu değil"
Enkaz altından insanları canlı bir şekilde kurtarmanın duygusunu sözlerle anlatılamayacağını vurgulayan Uzun, “İnsan hayatını kurtarmak tarif edilecek bir duygu değil. İlk gün çok duygusal geçti. Sağdan soldan alkışlar geliyordu. Biraz da insan duyguyu yitiriyor. Biraz zaman geçtikten sonra insan hepten kurtarmaya odaklanıyor. Kelimelerle anlatılacak duygular değil. Her taraf yıkılmıştı. Başını sokabileceğin hiçbir yer yok. Lavabo ihtiyacını karşılayabileceğin hiçbir yer yok. Biz sokaklarda yattık. Açlık falan hiç aramadık” şeklinde konuştu.



“Orada ölü gördüğümüz bütün çocuklar annelerine sarılmıştı”
Enkaz altında kalan ve annelerine sarılı olarak hayatını kaybeden çocuklardan çok etkilendiğini belirten İbrahim Şeker, “Deprem olduğu sabah biz yola çıktık. Gece 11’de hava şartları kötü olsa da oraya gittik. Bölgeyi gördüğümüzde daha çok şoke olduk. Her taraf yıkılmıştı. İnsanlar bizi gördüğünde yardım etmeye çalıştı. Jandarmamız, polisimiz bize yardım etmeye çalıştı. Çaresizce orada insanların sesleri duyuluyordu ama müdahale edemiyorlardı. Bizde olay yerine gittik. Hemen ekipmanlarımızı hazırladık. Ben orada 9 gün kaldım. Kaldığım sürede yorulduğumu bile hatırlamıyorum. Amacımız insanları kurtarmaktı. Elimizden geldiğince kurtarmaya çalıştık. Anlatılacak bir duygu gibi görülmüyor ama bizi en çok etkileyen çocuklardı. Orada enkazın altında hamile kadın vardı. Eşi kadının öldüğünü biliyordu ama bizden çıkartmamızı istedi. Normalde biz ölüye ilk günler hiç bakmadık ama onu aldık. O olay beni çok etkilemişti. Bir de çocuklar bizi çok etkilemişti. Bir enkazda çalışırken polisler bize yardımcı oluyordu. Çocuğu kurtardığımız zamanlarda kim kucaklayacak diye şaşırıyorduk. Çocuklar genelde annelerine sarılıp uyur. Orada ölü gördüğümüz bütün çocuklar annelerine sarılmıştı” dedi.

Rize Haberleri