TENEKE YÜREKLİ SÖZDE KAHRAMANLARA

Seyfullah FIRAT

İnsan hayatı çoğu kez başarılardan daha çok hayal kırıklıklarıyla doldur. Öyle zamanlar olur ki, hiç ihtimal vermediğiniz bir anda çok zor durumlarla karşı karşıya gelebilirsiniz.

Zora düştüğünüz zamanlarda o güne kadar kendinize yakın diye bildiklerinizin sizden kaçışları sizleri derin üzüntülere gark ederken, diğer tarafta hiç ummadıklarınızın sizlere yardım eli uzatmaları da sizi bir hayli şaşırtır ve mahcup eder.

İşte böylesi dönemlerde kendinize dost bildiklerinize uzattığınız ellerinizin geriye boş olarak, hiç ummadıklarınıza elleriniz uzanmadan dolu olarak geri dönmesi çok şeyler öğretir size.

İşte bütün bunlar hayatın cilveleri veya başka bir deyişle kaderin ikiyüzlülüğü olarak karşınıza çıkar. İnsanlığın bugünkü yalnızlığını mahşerde herkesin kendi derdine düşeceği ana benzetiyorlar. Sanki mahşeri yaşıyoruz diye günümüzü tasvir edenler var.

Daha düne kadar sırtınızı güvenle yasladığınızı veya kendinize güvenilir bir siper olarak seçtiğiniz ve belki de hiç tereddüt dahi etmeden en mahrem bilgilerinizi tenhalarda paylaştığınız insanların döneklikleri sizleri dost sandıklarınız adına çok utandıracaktır.

Daha düne kadar inandığınız dava uğruna ölümü seç dediğinizde gözünü kırpmadan her tehlikenin üzerine uçan insanların bugün küresel şarkılarla mest olup kendinden geçmesine ve daha düne kadar ağabey dediği sizi şimdi değişememekle suçlamaya kalkan vefasız ve had bilmez sözde eski dostlar karşısında derin üzüntülere gark olmaktan başka çareniz yoktur.

Yanılmak, hata yapmak veya yanıldığınca belli bir bedel ödemeye mahkum düşmek her ne kadar sizin eksikliklerinizden kaynaklansa da, bu konuda ödeyeceğiniz fatura her ne kadar kocaman da olsa, bu fatura hiçbir zaman yoldaş bildiklerinin vefasızlığı kadar sizi hüzne boğmayacaktır.

Hayatın belki de en anlamsız yanı çıkar uğruna hayat rotanıza yapacağınız değişiklik veya şahsiyetinizde yaşayacağınız kırılma veya kaymadır.

Hiçbir insan elbette keyfince veya inadınca hayat çizgisini ufak tefek çıkarlara feda edemez veya etmemelidir. İnsanların karakter sapması yaşamadan veya dünüyle tezatlara düşmeden yörünge değiştirmesi kolay değildir.

Hiçbir haklı sebebi olmadan, geçmişini toptan reddi miras ederek değiştiğini iddia edenler zoru gördüğünde kıvıran, kolayı seçen zavallılardırlar. Bazı insanların dünya menfaati sebebiyle yön değiştirmesi kişisel bir gelişim veya değişim olarak algılanamaz.

Çağımız insani medenileştiğini zannederek veya cenderesine düştükleri şeytanlarca kulaklarına öyle üflenerek içine yuvarlanmış bulunduğu ilkelliği fark edemeyecek kadar garip hallere düşmüş veya düşürülmüş bulunmaktadır.

Öyle insanlar bilir ve tanırız ki, koca bir ömrü millet ve devlet yoluna tüketmiş olmalarına rağmen her ne sebebi ve hikmeti varsa pek bilinmez son zamanlarda kendini ve o şerefli geçmişini reddedercesine teslimiyetçi politikalara ram olmaları hiçbir şekilde veya hiçbir gerekçeyle izah edilebilecek durumlar değildir.

Dini konularda bile taviz verip ehlisünnetten kopmayı çağın putlarının bir oyunu olarak görmeyip ana caddenin dışına çıkanlar ne yazık ki değişim şarkılarıyla palyaçoya dönüştürüldüklerini idrak edemeyecek kadar şahsiyet fukarası düşebilmişlerdir.

Daha düne kadar her olayı veya olguyu milli veya dini sebeplere bağlayan onurlu kimselerin bugün her şeyi paraya veya iki kuruşluk dünya metasına indirgeyenlerin zavallılıklarını görünce onlar adına ve geçmişteki ülküdaşlığımız adına yüzümüz kızarmadan o anı geçiştiremiyoruz.

Elbette insan her gün ve her saniye değişen bir yaradılışa sahiptir. Bizim dinimize göre iki günü bir olan ziyandadır deriz. Elbette gelip değişecek ve tekâmül çizgisinde hayatımızı idame ettireceğiz. Değişme veya gelişme kendi dünyamız da cereyan ederken elbette kendimizi birilerinin zoraki dönüştürme veya kendilerine benzetme operasyonlarına malzeme etmeyeceğiz.

Hayatımızın en taze yıllarını birlikte sırt sırta dövüşerek geçirdiğimiz dünkü yol arkadaşlarımızdan bazılarını bugün şeytan değirmenine ucuzundan hamallık etmek için yarış atına döndüklerini gördükçe geçmiş adına utanıyor ve kaderin önümüze koyduğu bu fotoğrafa bakarken midemiz bulanmadan ve dün çok sevdiklerimizden bugün tiksinti duymadan ne yazık ki edemiyoruz.

“Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz, çünkü bu yol kutludur, uzanır Tanrı dağından Hıra dağına, savaşta yoldaşını bırakıp da geri dönenlerin değişilir topu da bir sokak kaltağına” diyen şaire bir defa daha hak verir gibi oluyorum.

Bu yol çetin bir yoldur; korkaklara, sahtekârlara ta ezelden kapalı kutlu bir yoldur. Teneke yüreklilerin bu yolda yürümeye yemin içmiş tunç yürekli yiğitlerden oluşan kervan arasına karışmasına da tarihin başka bir cilvesi diyerek gerçek ülkü devlerinin aziz hatıraları önünde bir kere daha saygıyla eğiliyorum.