1. YAZARLAR

  2. D. Ali TAŞÇI

  3. ŞİRK VE GENÇLİK
D. Ali TAŞÇI

D. Ali TAŞÇI

Yazarın Tüm Yazıları >

ŞİRK VE GENÇLİK

A+A-

            Sohbet ortamlarında konuşulan konular çeşitli olsa da, genelde gençler üzerinde yoğunlaşılır. Gençlerin isyanından söz edilir. “Bin bir türlü” olumsuz davranışları dillendirilerek hükümler ortaya konur. Bu “hükümler” içerisinde neler yok ki: “ Dövmek, hapsetmek, gönül koymak- küsmek, harçlıksız bırakmak, evden kovmak!..” vb.

            Bizler Müslümanız ve dertlerimize çare olarak da dinimizden çözümler üretmek durumundayız. İşin aslı da budur; çünkü dinimiz fıtrat dinidir; insanın doğasına uygundur ve uygun çözümler üretir.

            İsyan, ferdiyetin/ kişiliğin başlangıç basamağıdır. Genç; isteklerine, arzularına, beğenilerine set olarak konan şeylere karşı isyanı seçer ve “ben de buradayım.” der. İlk bakışta bu normal ve olağandır. Hatta olması gereken durumdur; çünkü kişilik, toprak altındaki tohum gibidir, toprağı patlatmadan filiz veremez.

            İsyanı olmayanın imanı kâmil /olgun değildir; çünkü onun kişiliği henüz gelişmemiştir.

            Konuyu açmam gerekiyor:

            Bir su bardağı düşünün; bu bardağın yarısı çamurla doludur. Siz de bu bardağa su doldurdunuz. Bu su içilir mi? içilirse tadı bozuk olmakla kalmaz, mideyi, bağırsakları bozar, sağlığa zarar verir. Sağlıklı su içmek için önce bardak iyice temizlenir, sonra temiz su bardağa konur ve sağlıklı su içilir.

            İmanın şartı olarak “La ilahe illallah”ı söyleriz. “La ilahe”nin anlamı “Hiçbir ilah yoktur.” demektir. İçimizdeki “şirk”  (ortaklık) çamurlarını temizlemenin yolu demek ki budur. İçimizi temizledikten sonra, “İllallah”ı aşkla şevkle seslendiririz. Bunun anlamı da şudur; “ Ancak Allah vardır.” Şeksiz, şüphesiz, şirksiz /ortaksız bir Allah inancına sahip oluruz.

            “La ilahe” bir isyandır, isyan ahlâkıdır, bir karşı çıkmaktır, bir reddiyedir. Allah’a rağmen hüküm koyanlara, ideolojilere ve onlara kulluğa çağıranlara, faniliği ilahlaştıranlara, fıtratı bozan ideolojilere, kötü insanlara… karşı bir isyan!

            İman, sadece kabullerle olacak bir şey değildir; bir mümin, önce reddiyesiyle, isyanıyla kimlik bulur, içini temizler ve orasını saf Allah inancıyla doldurur. Bunun dışında şirke bulanmış bir inanç vardır ve bunun adı iman değildir.

            Gençlik; kişilik geliştirme dönemi, isyan çağıdır. Kişilik geliştirme sürecine giren gence engel olmak yerine, onun iç çamurlarını temizleme sürecine yardımcı olmak gerekir. Onun bu isyanına yön çizmek, eğitimin ana hedefi olmalıdır:

             Haksızlığa isyan ettirilmeli, hukuksuzluğa, adam kayırmaya, her türlü ahlâksızlığa, rüşvete, edepsizliğe, namussuzluğa, şirretliğe… karşı isyan ettirilmelidir. Bunların hepsi “La ilahe” makamıdır ve gencin içinin boşalmasına ve kendine güvenine vesile olur; bir kişilik bulur. Bundan sonrası kolay gelir; “İllallah!”, “ Rabbim, büyük olan ancak sensin!” Adaletle iş yapmaya başlar, hakkı gözetir, adam kayırmaz, düşkünlere yardım eder… Bütün bu erdemlerin yanında nefsini de terbiye etmesini bilir; ibadetlerini severek yerine getirir, Rabbine secde etmeyi insanlık görevi olarak alır, Peygamberi model olarak benimser.

            Çamura suyu karıştırmanın adı çamurlu sudur. Allah’ın sisteminden başkasına gönlünü açmanın adı nedir pekiyi? Evreni, galaksileri yaratıp, onlar arasında uyum sağlayan Allah, senin hayat nizamına mı uyum koyamamıştır? Gönül gözü çamurla dolu olan bunu nasıl görsün? Bu durumda, bu inanışta elbette şirkten kurtulmak zordur. “Şüphesiz şirk, (Allah’a ortak koşmak) büyük bir zulümdür.” (Lokman, 13)

            İnsanımızın birçoğunun reddiyesi olmadan kabulleri var ki, bunun adı, çamurlu su içmektir. Adam hacıdır, hatta hocadır, fakat “ama”yla başlayan sözleri bitmemektedir. “Fakat”larla, “ama”larla, “lakin”lerle asla iman bir arada durmaz! İman şüphe götürmez, nettir, kesin inançtır.

            Sen çamurlu su içersen hacım, hocam; ateist de gelir, bardağını kırar! Sonra oturur yapmadıklarını konuşursun. O, çamuru görüp suyu görememiştir; sen ise suyu görüp çamuru görememişsin; aradaki fark nedir peki?

            Gençlerimizi anlamaya çalışalım; enerjilerini şeytana ve onun yolunda gidenlere karşı kullanmaları için onlara yardımcı olalım. Genç, engin denizlere açılmak ister, heyecanlıdır; onları kırmadan limanın güzelliklerini onlara sezdirelim.

            Evet, şeytana ve şeytanlaşmış kişi ve düzenlere isyan eden, sonunda Allah’a ve O’nun Peygamberine iman eder ve rahat eder. Ben gençlerden çok ümitliyim. İman edenler ve edecek olanlar adam gibi iman ederler ve edeceklerdir. Her peygamber döneminde ve Asr-ı Saadet’te de gençler hep önde olmuşlar, imanı kucaklamışlardır. Önümüzdeki zamanlar gençlerin iman şahlanışlarıyla aydınlanacaktır.

D. Ali TAŞÇI (dalitasci@hotmail.com) Twitter:@DAliTasci

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız