1. YAZARLAR

  2. Şaban Ali YILDIZ

  3. Siyaset toplumu ayrıştırıyor mu?
Şaban Ali YILDIZ

Şaban Ali YILDIZ

Yazarın Tüm Yazıları >

Siyaset toplumu ayrıştırıyor mu?

A+A-

Geçen gün bir TV de bir tartışma programı katılımcısının  ''muhalefet de ülkenin kutuplaşıp ikiye bölünmesinden memnun'' demesini düşününce haklı buldum.

İnanılır gibi değil, bu ülke toplumunun ayrılmasını önleyecek ve var olan ortak noktalara yenilerini ekleyerek milli bütünlüğümüzü daha da ileri noktalara götürmesi ana ilkelerinden olması gereken Türk siyaseti iktidarı ve muhalefeti ile ayrışmadan beslenmektedir. Bu çok acı ve üzerinde çokça düşünülmesi gereken bir durumdur.
 
Ülkenin bu duruma gelmesinin en önemli nedeni Türkiye’de siyasetin bir meslek haline gelmesidir. Sanki ülkede hiç bir sorun yok ve halk hepsinden de çok memnun gibi ülke siyasetinde neredeyse 20 yıldır hep aynı iktidar ve aynı muhalefet mensupları ön plandadır.

Bu aslında ülkemizde yaklaşık 20 yıldır demokrasinin işlemediğini ve bir kısım siyasetçinin halk iradesine ipotek koyduğunu göstermektedir.

Düşünsenize bunca eğitimli insan potansiyeline sahip 83 milyonluk koca bir ülkede kaç yıldır hep aynı veya benzer politik yüzler ön planda olup farklı ve politikayı çıkar gütmeden yapmak isteyen dürüst kişilere yer yoktur.

Mesela geçmişte bir Aydın Güven Gürkan gibi dürüst ve birikimli bir kişilik bile siyasi arenada yer bulamamıştır. Gerisini varın siz düşünün.
 
Ülke siyasetine iktidar açısından bakarsak durumu şöylece özetlemek mümkün. Bu ülkede tam 18 yıldır her türlü kanun çıkarma yetkisine sahip bir iktidar var ki 1960’dan 2002’ye kadar bu güçte tek başına başka bir iktidar görülmemiştir. 

18 yıllık iktidara göre ülkede işler çok iyi gitmektedir. O kadar ki kendileri iktidar olmasa ülkenin kaosa sürükleneceğini iddia eden ve yaptıklarını anlata anlata bitiremeyen bir iktidar var.  
        
Böyle bir iktidarın karşısında da ülke sorunlarını sıralayıp duran ve ağzı iyi laf yapan ama bal yapmayan, sesini halka duyuramadığından yakınan ve hiç kimsenin kendilerinden daha iyi muhalefet yapamayacağı iddiasında bulunan bir muhalefet var. 

Bir de gerek iktidar ve gerekse de muhalefetin çok az da olsa uygulamalarda benzerlik gösterdikleri noktalar var.

Mesela hem iktidar ve hem de muhalefet her fırsatta darbeleri çokça yerden yere vurdular. Ama 12 Eylül faşist cunta ürünü olan, delege yapısı ile partilere hegemonya kurulmasına imkân veren ve bu şekilde uzun süre parti yönetiminde kalınabilmesini sağlayan antidemokratik siyasi partiler ve seçim kanunlarına dokunmayı her nedense tam 20 yıldır hiç akıl edemediler. Bilakis bu antidemokratik yetkileri sonuna kadar kullanmakta bir beis görmediler. 

Muhalefetin en temel savunması halka gerektiği ölçüde ulaşamadıklarıdır. Bu bir yere kadar geçerli olabilir. Ama şu unutulmamalı ki halk bir şekilde her siyasetçiyi görür. Zamanla da siyasetçi inandırıcılığını yitirir. İşte o zaman yeni yüzler ve düşüncelere yer açılmalıdır. Türkiye’de muhalefetin anlamak istemediği gerçek budur. 

Ama artık yeter demenin zamanı çoktan geldi ve hatta çoktan geçti bile.

Yeni yüzlerin ve fikirlerin siyasete girişine izin vermeyen sistem bir şekilde değiştirilmelidir.

Siyaset bir meslek değildir. Siyaset, ülke yönetiminde farklı ve iddialı fikirlere sahip kişilerin bir süreliğine bunu politik arenada dillendirmek için halktan yetki istemeleri ve inandırıcı olabildikleri ölçüde bu yetkiyi kullandıkları ve gerektiğinde yeni düşüncelere ve kişilere yerini devretmekten çekinmedikleri bir sistemdir.

Yoksa bir kere seçilen ve sonrasında şahsi menfaat ve ego uğruna devam edebilmek için her yolu mubah gören bir anlayış ülkeye zarardan başka bir şey sağlamaz ve de sağlamadığı da toplumun ortadan iki kampa ayrışması ile ayan beyan görülmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız