1. YAZARLAR

  2. D. Ali TAŞÇI

  3. TEKNOLOJİ DİNİNİN EMRİ: “ALLAH’A İSYANDA HERKES EŞİTTİR!”
D. Ali TAŞÇI

D. Ali TAŞÇI

Yazarın Tüm Yazıları >

TEKNOLOJİ DİNİNİN EMRİ: “ALLAH’A İSYANDA HERKES EŞİTTİR!”

A+A-

 

                Teknolojik gelişmeler kültürü değiştirir mi?

            Dünyadaki gelişmelere bakılınca çoğunluğun, teknoloji ve onun getirdiği anlayışın selinde sürüklendiğini görmekte gecikmeyiz.

            Özellikle kültür, pencereden aşağı değil de merdivenlerden aşağı yavaş yavaş indirilirken, oluşan algı, binayı kökünden sökünce ne pencere kalmıştır ortada, ne de merdiven. Dünyadaki teknolojik atılım, yerel kültürleri bile ortadan kaldırmış bulunuyor. Z kuşağının bir adı da “renksiz, kokusuz kültürün tayfaları” olsa gerek. Post modern bir yapılanma, yarım saatte değişen anlayış ve davranışlar… Nefsi emmare imparatorluğunun gönüllü kurbanları.

            Bu kadar hızlı değişmeye insanoğlu ayarlı ve duyarlı mı? Koşarken sağlıklı düşünce üretilebilir mi? Geleneğin bu konuda söyleyebilecek olduğu birkaç söz yok mu?

            (Hicretin bir anlamı da sosyal baskıdan kurtulup ruh iklimine kanat açmaktır.)

            Artık örf/ gelenek bu konuda yetersiz kalmaktadır. Müslümanım diyenlerin yeni baştan iman ederek hayata açılmaları ve hayatı algılamaları söz konusudur ve bu süreç kendi içinde başlamak zorundadır.

            “Ey iman edenler! Allah’a, peygamberine, peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr eden kimse iyice sapıtmıştır.” (Nisa, 136)

            Sözü, “Rize Artvin Havalimanı”na getirmek istiyorum. (Kel alaka?)

            Ne güzel, bölge halkı için çok büyük bir avantaj ele geçti, havalimanı ayağına geldi. Uçuş için bilet bulamıyorsunuz, yoğun bir yolcu trafiği söz konusu.

            Havalimanının yapılışı, çevre mahalle ve köylerinde, arsa, arazi ve ev fiyatlarını astronomik seviyenin de üzerinde fırlatmış bulunuyor. Yörede derinden bir heyecan ve aynı zamanda karmaşa da belirgin bir durumda seyrediyor.

            Beyaz eşya satan bir dükkânda otururken bir müşteri heyecanla içeri girdi ve sordu:

            “Bana acele buzdolabı lazım, şu marka var mı?” Dükkân sahibi “hayırdır” deyince, müşteri;

            “Sormayın, Arap turistler köyümüze doluştular, bizim komşu, geceliğini iki bin liraya onlara evini kiraladı. Bu kazanç ne çaya benziyor, ne de başka bir şeye. Ben de yarın onlara evimi geceliğine iki bin liraya kiraya vereceğim.”

            Sadece Arap turistler gelmiyor, dünyanın bir çok yerinde turistler geliyor. Havaalanının açılmasıyla da bu durum hız kazanmıştır. Zaten Gürcistan kapısının 1991’de açılmasıyla yöre büyük bir kültür ve inanç erozyonu yaşamış ve hâlâ yaşamaktadır. Beyine, kalbe inanç girmeden, cebe para girince insan dağılabilir, dağıtabilir. Bunun gözle görülür biçimi Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yaşandı, yaşanıyor. Dağılan aile yuvaları, yeni algılar, kısa yoldan köşe dönme hesapları; potansiyel nefsin gün yüzüne çıkması… İnsan, sınavdan geçmeyince onun sınıfını belirleme şansınız olmuyor. Birçok “dindar”ın “dinidar” olduğu böylece meydana çıkıyor.

            Teknoloji, yerel kültürleri yok etme aşamasına gelmiş bulunuyor. (Onların teknolojilerini alalım, kültürlerini değil, diyenlerin pabucu dama atıldı. Her teknolojik gelişme, onu ortaya atanların inançlarıyla, kültürleriyle birlikte geliyor, çünkü.) Her bitki kendi coğrafyasında yetiştiği gibi, insan toplulukları da kendi kültür coğrafyalarında yetişirler ve mutlu olurlar.

            Geçenlerde ben de yörede bir düğün davetine katıldım. Batıda uzun süre bulunmama rağmen, bu denli kargaşa ve karmaşayı ben orada da göremedim. Hiçbir şeye benzemeyen bir kaos yaşandı düğün süresince. Sordum, diğer düğünlerin de bundan farklı olmadığını söylediler. İnsan bu denli aşağı derekeye düşebilir mi? Bu derekede bir erozyon olabilir mi?

            “… Aksine onlar, başka değil, bir hayvan sürüsü gibidirler, hatta tuttukları yol bakımından daha da sapkındırlar.” (Furkan, 44)

            Türkiye, Dünyadaki teknolojik gelişmelerin, yani zihnin, kendi zihniyetini değiştirmesine karşı bir önlem alabilmiş midir? Alabilmiş diyemeyeceğiz; çünkü yüz yıldan fazla bir zamandır, zihniyet üreten Batı uygarlığının hayranı olarak yetiştirildik. Müfredatımız, eğitim sistemimiz bunu emrediyor(du). Bugün de daha hızlı ve sınırsız bir şekilde bu durum devam etmektedir.

            Nefsi Emmare İmparatorluğunda şahla şehinşah, efendi ile köle Allah’a isyan etmekte eşittir. Bu imparatorluğun tek eşitlediği şey, Allah’a isyandır.

            Teknoloji, benim imanımı alacak ve beni ebedi âlemde mahküm edecekse, ben bir mağarada imanımla hayat sürmeye razıyım ve bunda çok ciddiyim!

            Ceplere para dolmadan önce, kalplerdeki pasları silmek gerekir; yoksa para, imanı almakta gecikmez. İmansız bir paranın ateşi ebediyen yakıcıdır!

  D. Ali TAŞÇI (dalitasci@hotmail.com) Twitter:@DAliTasci

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız