D. Ali TAŞÇI

D. Ali TAŞÇI

Yazarın Tüm Yazıları >

VAROLASINIZ

A+A-

                Hayata bir pencereden baktığında, kanayan bir gökyüzü görürsün. Başka bir pencere açılıp ordan hayatı gözetlediğinde, masmavi bir gökyüzü ile karşılaşırsın.

            Pencereler sayılamayacak kadar çoktur. Her pencereden görülenler de farklı farklıdır; asla birbirine benzemez.

            Temel’in, Yahudi komşusuna borcu vardır. Evleri de aynı sokakta karşı karşıyadır. Her gece başını yastığa koyar koymaz, Temel’in, komşuya olan borcu aklına gelmekte ve uykusu kaçmaktadır. Yine uykusu kaçtığı bir gece pencereyi açar ve komşusuna seslenir: “Komşu, sana borcum yok, bilesin!” der ve pencereyi kapatırken söylenir: “Şimdi senin uykuların kaçsın!”

            Senin bakış saatin, o andaki psikolojik ve fizyolojik durumun, o anın algısı; baktığın şeyin konumunu ve durumunu değiştirir.

            Çokça örnek verilmiş, ama tekrarında fayda var:  Ananın saçını koklar, derinden bir “oh” çekersin; fakat aynı saç, yemeğine düşerse ondan iğrenirsin! Saç aynı saç, ama bulunmaması gereken yerde duruyor. Aynı şey, farklı yerde farklı anlam ve değere bürünebilmektedir.

            İnsan aynı insan, bulunmaması gereken yerde duruyorsa, yemeğe düşmüş saç gibi iğrenç görünüm arz eder ve mide bulandırır. Onun bulunması gereken yer, ananın saçının bulunduğu baştır; yani yaradılış amacının olduğu yer, Allah’a kulluk makamıdır. Bunun dışındaki her duruş olumsuzdur.

            Ünlü bilgin ve gönül insanı Feridüddin Attar; “ Sen, bugünün adamısın, yarının gamını yeme!” diyor.

            Yarın, bugün baktığın yerden bakmayacağın kesin; çünkü yarın, yarındır, her şeyiyle farklıdır. Feraset, geleceği hissetme ve bugün, geleceği ağlatmayacak söz ve davranışlarda bulunmaktır. Bugün peşinden koştuğun, ömrünü tükettiğin şeyler, yarın çok çirkin konuma gelebilir, nefretini çekebilir. Bir ömür “Milli Görüş” diye arkasından koştuğun değerler, gün gelir, “Milli Görüşçüyüm” diyenler tarafından “İzmir Marşı”na kurban edilebilir! (Bu kadarını da söyleyelim artık!)

            Evet, yarının gamını çekmenin bir anlamı yoktur; çünkü bugünün sahibi olduğu gibi yarının da sahibi vardır. Sen sahibini iyi tanırsan, sana yarını da tanıtacak olan odur.

            İlkokul çağımız köyde geçti. Kış mevsiminde akşam kar yağınca sevinirdik; çünkü ertesi gün okullar tatil edilecek ve biz de okula gitmeyecektik. Sabah erkenden uyanır, pencereye koşar ve dışarıyı gözetlerdik. Güneş ufuktan doğuyor! Evde bir homurtu, “ Üstünü giyin, kahvaltını yap, okul saati yaklaşıyor!” sesiyle heyecanımız törpülenmiş olarak sofraya otururduk. Şartlara göre akşamdan sabaha değişen duygular…

            İnsan; duyuları ve duyguları, Yaratıcı’nın isteği doğrultusunda aşkla şevkle yönetebilendir.

            Yukarıda da değindiğim gibi, hayatın pencereleri çoktur; hangi pencereden, ne amaçla ve hangi duyguyla baktığınız önemlidir.

            Asıl önemli olan bakış, ebediyete bakıştır. Bilgin ve duyguların yoğunlaşmışsa, anlayış ve kavrayışın, yaratılış gerçeğinle uyum sağlamışsa.. hangi pencereden ve hangi zamanda bakarsan bak, ufukta henüz güneşinin batmadığını göreceksin. Dünyanın karanlığına gömülmemişsen, kendi gölgenin farkına varacaksın. Aksi durumda karanlık, kendi gölgeni de yutar.

            İçinde zift kaynayan kuyuya düşebilirisin, ümidini kaybetmezsen o kuyudan Yusuf suretinde çıkabilirisin; çünkü ümit, Mutlak Var olanın insana açtığı bir penceredir; o pencereden cennetin sana gülümsediğini görürsün.

            Şatolarında dem süren nice insanlar, ölüm sonrası ümitsizlikleri, onların içlerinde bir karabasan gibi oturduğundan, önlerinde açılan pencereden cehennemin dehşetini hissettikleri içindir ki, yaşadıkları şatolar, onların ruh mezarlığına dönüşmektedir.

            Kur’an penceresinden hayata bakabilen insanları gördükçe içim cennete dönüşüyor. Varolasınız!

             D. Ali TAŞÇI (dalitasci@hotmail.com) Twitter:@DAliTasci

NOT: Aile ve Gençlik üzerine yazdığım beşinci kitabım “ Elif Kuşağı” Okur Kitaplığı’ndan yeni çıktı, vitrinlerde okurla buluşmayı bekliyor.

ZEYL: Sus ki, içindeki hazineler ele geçmesin!

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız