RAMAZAN YILDIRIM
Memleketi Pazar’da ‘Gençlik ve geleceğimiz’ konulu bir konferans veren Eğitimci Yazar Dursun Ali Taşçı, konuşmasından önce Pazar Belediyesinde Başkan Ahmet Basa’yı makamında ziyaret ederek bir süre sohbet etti.

Pazar Müftülüğü tarafından tertiplenen ve Pazar Belediyesi Kültür Salonunda Kaymakam Selçuk Aslan, Belediye Başkanı Ahmet Basa, İlçe Milli Eğitim Müdürü Nimet Büyük, AK Parti İlçe Başkanı Nurettin İnce, Pazar Müftüsü Mustafa Düzgüney ve Hemşin Müftüsü Abdullah Köseoğlu ile çok sayıda dinleyicinin katıldığı konferans Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Açılış konuşmasını yapan Pazar Müftüsü Mustafa Düzgüney, Pazar’ın önemli değerlerinden olan Dursun Ali Taşçı’yı konferans için Pazarlılar ile buluşturduklarını ifade ederek, ‘Gençlik ve geleceğimiz’ konulu konferansın hayırlar getirmesi dileklerini ifade etti.

 Gençliğin sıkıntılarına, ülke ve dünyada yaşanan önemli değişimler ekseninde bir bağ kurarak konuşmasına başlayan Taşçı, “Tüm dünyada müthiş bir değişim başladı. Türkiye de tarihinde hiç olmadığı kadar farklı bir zaman diliminden geçiyor. Görürüz, görmeyiz.” ifadelerini kullandı.

“40-45 sene önceki Pazar’ı çok iyi hatırlıyorum” diyerek sözlerine devam eden Taşçı, “Hayal edemediğim kadar değişiklikler yaşanıyor. Bunu değiştiren kimler? Bu işe en büyük katkı eğitimdir. Tarihe baktığımızda değişimin seyrini net bir şekilde görebiliriz. 1880 yılına kadar okullar tek boyutluydu. 1880’de idadi dediğimiz liseler kuruldu. Ardından yabancı okullar geldi. İçimize sokulan ikilikle fikir çatışmaları başladı. 1900’lu yılların başına geldiğimizde Balkan Savaşı, Trablusgarp Savaşı, Yemen harpleri, 1. Dünya Savaşı, Çanakkale Savaşı derken İstiklal Savaşı... Yani taş üstünde taş kalmadı neredeyse. Bu savaşlara rağmen içimizdeki muallimler bir olamadı. O zaman ayrılıklar dönemiydi ve bunun önüne geçme şansı da yoktu. 1800'lü yıllarda batıda başlayan pozitivizm akımıyla 5 duyu ile bilinenin dışındaki bir dünya reddedildi. Ne Allah, ne cennet, ne cehennem. Dünya eğitiminin temeli bununla şekillenirken bizim eğitimimiz de Tanzimat’la birlikte bunun içine girdi. Ne zamana kadar? Düne kadar. Ve halen bu eğitim sistemi devam ediyor. Müfredat değişse de öğretmenlerle devam ediyor.” dedi.

Edebiyat kitabında Mevlana ve Mesnevi olmasına rağmen öğrencilerin öğretmenleri tarafından bunların derslerde işlenmediğine şahitlik ettiğini örnekle anlatan Taşçı, “Edebiyat kitabında Mevlana, Yunus Emre, Süleyman Çelebi var. Soruyorum öğrenciye ‘bunları okudunuz mu’ diye ‘hayır’ diyor, ‘öğretmenimiz atladı’ diyor. Bu öğretmen istisnasız ideoloji satıyor. Bu çocuk kendi değerleriyle tanışmamışsa bu gençlik nasıl yetişecek?” diye konuştu.

Salona, “Dünyayı kana bulayanlar, savaşları çıkaranlar çobanlar mıdır yoksa üniversite mezunları mıdır?” diye soran Taşçı, salondan gelen ‘üniversite’ cevabı üzerine, “O zaman ne okuyoruz?” sorusunu yöneltti.

Taşçı, konuşmasının devamında, eğitim ekseninde, yetişen neslin sıkıntılarını anlatarak örneklemelerde bulundu.