Aday adayı M. Mustafa Saymaz ile dobra dobra
AK Parti aday adayı M. Mustafa Saymaz ile hekimlikten siyasete uzanan yolda ilginç bir söyleşi gerçekleştirdik:
— Sizleri tanıyabilir miyiz? Muhammet Mustafa Saymaz kimdir?
Geçtiğimiz hafta içerisinde teşkilatlarımızla bir araya geldiğimiz birçok toplantıda kendimizi olabildiğince tanıtmaya çalıştık. Okurlarımız için bir kez daha kendimizi tanıtacak olursak; ben 11.12.1973 yılında Rize’nin Pazar ilçesinde dünyaya geldim. İlk, Orta ve Lise tahsilimi Pazar’da tamamladım. Liseden sonra kazandığım Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesini 2000 yılında tamamladım. Tıp Fakültesini bitirdikten sonra Memleketim Pazar’da hekim olarak görev yapmak gayesiyle Pazar’a geldim. Askerlik süresi hariç Pazar’da 112’de ve ağırlıklı olarak Pazar Devlet Hastanesinde 2001–2006 yılları arasında görev yaptım. Görevlendirme yoluyla Hemşin, Çamlıhemşin ve Rize Merkez’de de zaman zaman görev aldım. 2005 yılında evlendikten sonra eşim de yaklaşık 6 ay Ardeşen’de sağlık ocağında hekim olarak görev yaptı. Eşimin Nöroloji asistanlığını kazanması hasebiyle 2006 yılında İstanbul’a gittik. İstanbul’da Diyaliz eğitimi aldıktan sonra Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesinin kuruluşunda görev aldım. 2007–2010 arasında aynı hastaneye Başhekim Yardımcısı olarak atandım. 2010 Temmuz ayında atandığım Kırklareli İl Sağlık Müdürlüğü görevini, Kasım 2012 yılında Kırklareli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğine atanmam münasebetiyle bıraktım. 1 yılı aşkın süreyle önce Kırklareli’nde sonrasında yine 1 yılı aşkın süreyle Giresun’da Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği görevini yürüttüm. Sözleşmem devam ederken kendi isteğimle 1 Ocak 2015 tarihi itibariyle Rize Halk Sağlığı Müdürlüğüne atandım. Asıl niyetim olan Siyaset Hayatı nedeniyle 10 Şubat’ta bu görevimden ayrıldım. Aynı zamanda Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi mezunuyum. Beykent Üniversitesi Sağlık Yönetimi alanında Yüksek Lisans tezimi teslim ettim. Çeşitli yurtdışı tecrübelerim oldu. 2008 yılında ailemle birlikte gittiğim Umre vazifesinden sonra aynı yıl yaklaşık 46 gün Hac vazifesinde hekim olarak görev yaptım. TİKA’nın organizasyonu ile Etiyopya’da bir süre hekim olarak görev yaptım. Kalkınma ajanslarının organizasyonları ile sağlık alanında incelemeler yapmak gayesiyle Makedonya, Yunanistan ve Bulgaristan’da bulundum. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptım. Birçok alanda sertifika ve katılım belgesi sahibiyim. İstanbul Valiliği, Kırklareli Valiliği ve Sağlık Bakanlığı nezdinde birçok takdir ve başarı belgesi sahibiyim. Evliyim. Eşim Uzman Doktor. Nöroloji Uzmanı. 2 oğlum var.
— Böylesine renkli bir hayat ve güzel kariyere sahipken siyasete niçin atıldınız?
Aslında ailem siyasete yabancı değil. Babam Kadem Saymaz AK Parti’den Pazar Belediyesi, Belediye Meclis Üyesidir. Siyasete atılmamın asıl gayesi yöneticilik alanındaki profesyonel yönetim anlayışımdan kaynaklanmaktadır.
— Nasıl yani? Biraz açabilir misiniz?
Tabii ki. Öncelikle okurlarımızın beni bir hekimden ziyade hayatının neredeyse son 10 yılında idarecilik yapmış profesyonel bir yönetici olarak algılamalarını beklerim. İdarecilik hayatımızda maiyetimizde taşeron olarak kamu görevi yapanlardan profesör doktorlara kadar binlerce insanla çalıştık. Bu çalışma hayatında bir kez daha gördüm ki istişare, profesyonel yönetim anlayışının olmazsa olmazıdır. Peygamber efendimiz buyuruyor ya: “İstişare eden yanılmaz.” Ben de bu öğretiyi yönetim anlayışıma temel prensip edindim. Her kademeden insanlarla, profesör doktoru ile birlikte taşeron bir temizlik çalışanına kadar yaptığımız işle ilgili istişarelerde bulunmaya çalıştım. Sonuçta bürokrasinin yaptığı işlerle ilgili, siyasetin de önemli bir istişare aracı olduğuna inananlardanım. Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde bir söylevi vardı: “Benim bürokratım benimle birlikte gelecek, benimle birlikte gidecek.” Gerçekten Hükümetin icraat anlayışlarına aykırı bir bürokrasi anlayışı olamaz. Hele hele üst düzey bir yöneticilik yapacaksınız, Hükümet politikalarına aykırı davranacaksınız. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Ben bu anlayışı, daha doğrusu profesyonel yönetim anlayışını iş hayatımıza hâkim kılmak gayesiyle siyaset hayatına atılmayı tercih ettim.
— Bizim bildiğimiz siyaset, bürokrasinin işine karışmayı çok sever. Bu nasıl olacak?
Çok haklısınız. Bugünki siyaset anlayışı “yetkili sorumsuzluk” anlayışıyla daha çok bağdaşıyor. Bunu düzeltmek ve düzenlemek lazım. Tabi bu düzenlemenin önündeki en büyük engel darbe döneminden kalma anayasamız ve mevcut idari düzenlemelerdir. Anayasayı değiştirmek ve mevcut idari anlayışı düzenlemek yeni meclisi bekleyen en temel görevlerden biridir. Bununla birlikte siyasi partiler kanununu da düzenlemek gerekir. Böylece siyaset, kendisini yetkili sorumsuz yapan bir anlayıştan çıkarmaya çalışacaktır.
— Rize’de siyaseti konuşup çayı konuşmamak olmaz. Çayla ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Öncelikle şunu söyleyeyim. Rize’nin tek sorunu tabi ki çay değil. Bence Rize’yi bekleyen çaydan daha önemli işsizlik ve istihdam problemleri var. Çayın en önemli problemi ise çayın marka değeri ve kaçak çaydır. Son yıllarda soğuk çay, yeşil çay vb. yaklaşımlarla çayın marka değeri yükseltilmeye çalışılmıştır. Ama bu yeterli değildir. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizde sıkça tüketilen kaçak çayın muhakkak önüne geçilmesi lazım. Çayın vücudumuza faydaları bir meyve suyundan daha az değildir. Hele hele asitli içeceklerden çok çok daha fazladır. 1 lt. meyve suyu veya kola gibi asitli içeceklere2–3 TL’yi tereddütsüz verirken aynı 2–3 TL’ye yüzlerce bardak çayı içebileceğimiz algısını hakim kılmak gerekir. Bu ve buna benzer uygulamalar tamamen çayın marka değerine yönelik çalışmalardır. Tabii burada çok uzunca bir röportajı yayınlamak okurlarımız için de sıkıcı olabilir. Fakat okurlarımız bilsin ki konu ile ilgili ciddi projelerim var.
— Başka nasıl projeleriniz var?
Buradan kopya çekilmesini istemem... Latife bir tarafa; Ülkemiz ve Rize’mizle ilgili çok farklı projelerim var. Seçim süresi boyunca AK Parti’nin genel siyaset anlayışı ilkelerince bunları açıklamamız doğru değildir. Fakat başlıklar altında sadece ipuçları verebilirim. Örneğin Rize’mizin de önemli problemi olan tapusuz arazilerle ilgili toprak reformu; Mevcut hukuk sistemi içerisinde boşanmaları önlemek için evlilik öncesi ve sonrası danışmanlık sistemi; yine anlaşmazlıkları önlemek için aile avukatlığı vs. gibi kafamda 13–14 proje var. Yeni mecliste bunları genel kurula taşımak ve alt komisyonlarda bizatihi çalışmak isterim.
— Gerçekten çok farklı düşünceleriniz var. Doktorluktan öte şeyler söylediniz?
Konuşmamın başında söylediğim gibi okurlarımızın hekim algısından öte idareci ve yönetici algıları ile hatırlanmak isterim. Çözüm süreci, işsizlik, danışmanlık hizmetleri, aile avukatlığı, toprak reformu, Gürcistan’la ilgili ticari ilişkilerimiz ve sınır kapılarımız vb. konularla ilgili yıllardır kafa yordum. Asıl siyasete atılmamın gayelerinden biri de projelerimi uygulama fırsatını değerlendirmektir. Tabii ki bunlar, ilgili bakanlıklarla çalışılacak ve meclis alt komisyonlarında enine boyuna değerlendirilecektir. Sağlıkla ilgili bu son 12 yılda çok ciddi reformlar yapıldı. Sağlıkta Dönüşüm Programının uygulama safhasında yaptığım işler gereği zaten önemli rol aldım. Genel Sağlık Sigortası, Aile Hekimliği Uygulamaları, Evde Sağlık Hizmetleri gibi onlarca proje ve uygulamalar AK Parti iktidarlarında hayata geçirildi. Bu nedenle taraflı tarafsız halkın % 77 memnuniyetine ulaşılması da bunun önemli bir kanıtı olsa gerek. Size son olarak çarpıcı bir örnek vereyim. İl Sağlık Müdürlüğü yaptığım Kırklareli’nde Sn. Bakanımıza hazırladığımız sunumda 2002 ile 2012 yılını karşılaştırdık. 2002 öncesinde ilde sadece 1 112 istasyonu ile törenlerle gelen sadece 1 Ambulans vardı. 2012 yılında ise sessiz sedasız 13 istasyonumuz ve 38 ambulansımız vardı. Nerden nereye… İşte biz bu anlayışı yaşamımızın her alanına hâkim kılmak için siyasete atıldık. Allah nasip ederse hâkim kılarız da. Sonuçta aslolan Rıza-i İlahi’dir. Halka hizmet edemeyen Hakk’a hizmet edemez. Şunu da söylemeden edemeyeceğim. Milletvekilliği demek; 3–5 açılışa katılıp kurdele kesmek, nüfuzlu kişilerin düğünlerinde veya cenazelerinde bulunmak demek değildir. Nasip olursa çok farklı bir Milletvekilliği anlayışım olacaktır. İdarecilik hayatımı yakinen bilenler bunu tasdik edeceklerdir.
— Son olarak kendi facebook hesabınızda dün paylaştığınız bir hikâyeniz var. Buradan tekrar paylaşır mısınız? Neden bu hikâyeyi paylaştınız?
Tabii. Paylaşımım şöyleydi. Çoktandır kafama takılan bir sual vardı: “Mevki, makam sahibi bazı insanlar mütevazı davranabilirken bazı mevki makam sahibi insanlar neden burunları havada dolaşır?” Bu suali İl Sağlık Müdürlüğü yaptığım bir dönemde Kırklareli’nin değerli kanaat önderi saygıdeğer hocam Abdülhamit Oruç’a bir arkadaşımla birlikte Kırklareli’nde bir camii avlusunda baş başa sohbet ederken sordum. Hocamın cevabı mükemmeldi. Bir mesele bu kadar güzel anlatılır. Hocam dedi ki: “Üst üste pencereler düşününüz. Bunlar mevkiler, makamlar olsun. Boy boy da insanlar düşünün. Bu boylar da kabiliyet ve karakterler olsun. 5. kat penceresi boyundaki (kabiliyetindeki) bir adamı 4. Kat penceresinden bakmasını isterseniz mecburen eğilecektir. Bu da mütevazılığın işaretidir. Hatta bu adamı 1. kat penceresinden bakmaya zorlarsanız haddinden fazla eğilecektir. Eğer 1. kat penceresi kabiliyetindeki bir adamı 2. kat penceresinden bakmaya zorlarsanız bu adam burnunu ve boynunu kaldırmaya çalışacaktır. Hatta bu adamı 5. kat pencereyi yönetmeye zorlarsanız mecburen hoplayıp zıplayacaktır. Bu hikâyeyi paylaşmamdaki gaye ise insanların kendisine maniple edilmeye çalışanı değil de aklıselim davranarak, araştırarak aday tercihini yapmasıdır. Gerçekten birbirinden değerli aday adayları var. Seçmenlerimizin 4. kat, 5. kat penceresindeki insanları tercih etmeye çalışması gerekir diye düşünüyorum. Bir elbise alırken bile üzerimizde 3–5 elbiseyi deneyerek en uygunu bulmaya çalışıyorsak, böyle hayati meselede Rize’mizin 4 yıllık kaderine vesile olacak seçimde mutlaka aday adaylarını iyi tanımaları gerektiğini vurgulamadan geçemeyeceğim. Kendi facebook hesabımda söylediğim gibi aslolan herkesi kendi penceresinden baktırabilmektir.
— Çok güzel bir sohbetti. Teşekkür ederiz. Başarılar dileriz.
Asıl bana bu fırsatı verdiğiniz için ben teşekkür ederim. Benim içinde çok keyifli bir sohbetti. Her zaman söylediğim gibi vatandaşlarımızın önce dualarına sonra desteğine talibiz. Allah c.c. yar ve yardımcımız olsun.
HABERE YORUM KAT