1. YAZARLAR

  2. D. Ali TAŞÇI

  3. HAK YOLCUSUNUN FETRETİ OLMAZ
D. Ali TAŞÇI

D. Ali TAŞÇI

Yazarın Tüm Yazıları >

HAK YOLCUSUNUN FETRETİ OLMAZ

A+A-

 

            Arkadaş, eş- dosttan bazı serzenişler, sözler duyuyorum karamsar, bedbin, ümitsizlik yüklü sözler! Hepsi hemen hemen gelecek endişesiyle tedirgin. Maddiyatın sıkıştırması, insanımızın maneviyatını da derinden etkilemiş gözüküyor.

            En iyisini Allah bilir, sabır günleri geliyor gibi. İnsanlar sınanmadan bırakılmaz. Dünyada olup bitenler, gelişip palazlanan olaylar, çok hızlı cereyan ediyor. Geçmiş dönemlerde ortaya çıkan bir asırlık olaylar, şimdi adeta bir günde, hatta daha az bir zamandan da hızlı gelişebiliyor. İnsanların bütün bu olup bitenlere ayak uydurabilmesi elbette çok zordur, belki mümkün de değildir. Bugünleri Peygamberimiz (AS) bize önceden haber verdi.

            Bu zamanda Tevhid inancında sabit kalabilenler büyük kahramandır. Daha ileriki zamanlarda Müminler horlanacak, aşağı görüleceklerdir. Bu durumda kendi içine doğru yol alabilenler kurtuluş ışıklarını hissedeceklerdir. İnsanın en büyük zenginliği, kendi iç yolculuğu esnasında fıtri hazinelerine kavuşmasıdır. Buna Peygamberimizin (AS) tabiriyle “büyük cihad” denir.

            Sadece Türkiye’de değil, dünyanın birçok ülkesinde, teknolojik gelişmelere paralel olarak, köyler boşalıyor ve kentlerde yığılma oluyor. Kentler ekonomik, sosyal ve manevi olarak tutunamayanların yuvasına dönüşüyor. Haliyle her türlü sapkınlık ve suçlar artıyor. İnsanların birçoğu, pimi çekilmiş bomba gibi orta yerde dolaşıp duruyor; dokununca patlamaya hazır! Fıtrata hitap etmeyen “eğitim” de bütün bunlara çare üretemiyor. Topyekün insanlık bu tıkanıklığı aşamazsa “modernizmin kurbanları” çoğalacaktır.

            Zaman ve olayların gelişmesi tıpkı mevsimler gibidir: Yaz gelir, sıcaktan kavrulurken sonbahar sökün ederek sarı ve kahverengi hayata hâkim olur. Ardından kışın uğultusuyla birlikte her yer beyaza bürünür. Geçtiğimiz dünya zamanları yaz ve sonbahara benziyordu. Kışa doğru giderken ümitsiz olmamamız gerekmektedir. Kış mevsimi, bazı mikropları kırıcı olduğundan faydadan da hali değildir. Dünyada da mikrop hükmünde mahlûklar vardır ve onların kırımı insanlığın inşallah faydasına olacaktır.

            “… Eğer Allah insanların bir kısmını diğeriyle savmasaydı, şüphesiz o zaman içlerinde Allah’ın isminin çokça anıldığı manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler çoktan yıkılıp gitmiş olurdu. Şüphesiz Allah, kendi dinine yardım edenlere mutlaka yardım edecektir…” (Hac, 40)

            Çağdaş Firavunların kol gezdiği dünyada elbette Musa da zuhur edecektir.

            Bu zamanlar ibadetlerin çok kıymetli olduğu zamanlardır. Gönül hüzünle dolu iken bir “Allah” demenin insandaki açılımı ölçülemez boyuttadır. Gözyaşları da çok değerlidir; ümmet için, insanlık için gözyaşı dökebilen ve elinden geleni yapabilen insanlar kutlu insanlardır.

            Çoğunluk günahlara batarken, özünü günahtan koruyabilenler kazançlı çıkacaklardır.

            “Ey ashabım! Siz öyle bir zamandasınız ki, dinin emir ve yasaklarının onda birine uymazsanız helak olur, cehenneme gidersiniz. Öyle bir zaman gelecek ki, dinin emir ve yasaklarının onda birine uyabilen, cehennemden kurtulur.” (Tirmizi, Taberani)

            İslam büyükleri derler ki; “Belâ insanı helâk etmek için gelmez; tecrübe etmek, denemek için gelir.” Hayat sınav salonu değil midir, her an ve her yerde sınava çekiliyor, deneniyoruz. Dersine çalışmayan çocuk sınıfta kalır. Yaradılış gayesinin doğrultusunda hareket etmeyenler, bu olumsuz davranışlarının sonucuna katlanmak zorundadır.

            En büyük belâ kulun, Allah’tan uzaklaşmasıdır. Dünyada secdeden uzak yaşamaktan daha büyük bir belâ ve kayıp düşünülebilir mi? Allah, bütün isimleriyle etkendir, edilgen değildir. Mesela, Rezzak’tır, rızık verendir ama rızık almaz. Hâlık’tır, yaratan O’dur, ama yaratılan değildir… Fakat Vedûd ismi hem etkendir hem de edilgen (hem Fail hem Mef’ul). Hem sever hem de sevgiye layık olan O’dur. Bizi seven Rabbimiz var, biz de O’nu seviyoruz, Elhamdülillah!

            Hak yolcusunun fetreti olmaz dostlar. Medineler, gece demlenen ruhun ayak izleriyle nurlanmıştır. Siz siz olun, içinizde büyüttüğünüz Medine’nize sahip çıkın! Çünkü önümüzde kurulacak olan medeniyet, Medine kökenli olacaktır, inşallah.

D. Ali TAŞÇI (dalitasci@hotmail.com) Twitter:@DAliTasci

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız