Akıllı bir adam atına binmiş gidiyordu. Uyumuş bir adamın da ağzına yılan giriyordu. Atlı adam, uyuyan adamın ağzına girmekte olan yılanı ürkütmek için çaba sarfetti, ancak başarılı olamadı ve yılan, uyuyan adamın ağzından içeri girdi.

                Atlı adam, eline almış olduğu sopayla, uyuyan adama var gücüyle vurmaya başlayınca, uyuyan adam korkuyla sıçrayarak olup bitenlere anlam vermeye çalıştı. Ne var ki, atlı adam, habire ağzından içeri yılan giren adama vuruyordu. Vurmakla kalmadı, yerdeki çürük elmaları da adama yediriyor, bir yandan da onu sürekli koşturuyordu.

                Ağzından yılan giren adamın gözünde, atlı adam düşmanın en amansızı idi; çünkü onun canına kastetmişti. Atlı, o adamı saatlerce koşturup durdu. Sonunda adamın safrası kabardı ve kusmaya başladı. Yediği her şey ağzından çıktı. O yemeklerle birlikte yılan da dışarı fırladı. Adam o kara yılanı görünce, bütün dertlerini unuttu; baş düşman bellediği atlı adam, onun gözünde dostların başı oldu. Ve atlı adama: “ Baştan beri yılan yuttuğumu söyleseydin ya!” dedi. Atlı adam : “ Başta yılan yuttuğunu söyleseydim, sen korkudan ölebilirdin, onun için söylemedim.” diye cevapladı.

                İktidar olmak, güç toplamak bazen yılan yutmak gibi bir şeydir. Bir dost sopası sırtınızda paralanır; siz bunu kötü sanabilirsiniz; ancak içinizden yılan çıkınca da rahatlarsınız.

                Halkın sopası öldürücü değil, dirilticidir.

                Şu an Türkiye bir siyasal krizle karşı karşıya gelmiş bulunuyor. Koalisyonlar dönemi başlamış gibi, ama kim, kimlerle koalisyon kuracak? Ya üç parti bir araya gelecek, ki bu zor, ya da Ak Parti birileriyle koalisyona gidecek. Tek başına bunca yıl iktidara alışmış olan Ak Parti için bu da zor gözüküyor. Yahut en kısa zamanda bir erken seçim gündeme gelecek. Erken seçimin gündeme gelmesi durumunda Ak Parti’nin çok derinden bir nefs muhasebesi yaparak seçime girmesi gerekiyor.

                Türkiye tekrar on beş sene önceki koalisyonlar dönemini yaşarsa bunun bedeli bu sefer daha ağır olur. Şu an kazanılmış olan birçok demokratik haklar var, bunlar karman çorman olur. Türkiye bunu kaldırabilir mi?

                Elbette her yükselişin bir inişi de olacaktır, ama bu inişlerin sonucunun hayırla bitmesi önemlidir. Şu an yılan ağızdan içeri girmiş bulunuyor ve halkın sopası sırtta paralanıyor. Mideler bulanmadan da yenilen çürük elmalar ve yutulan yılan dışarı çıkmıyor. Ak parti bu çürük elmalarla yılan(lar)ı ayıklamak durumundadır.

                Önümüzdeki dönemde gözüken bir erken seçimdir. Bu arada seçime kadar hükümeti kimlerin kuracağı da önemlidir. Koalisyon karmaşasını yaşayan halk, kendine yakışanı yapacaktır.

 Yıllar yılı hınç enerjileri birikmiş belli kesimlerin bu birikimlerini biraz boşaltmaları da hayırlı olacaktır, diye düşünüyorum. Her şeye rağmen Türkiye’nin barışa ve istikrara ihtiyacı vardır. İnşallah bu millet bir daha karanlık günlere geri dönmez.

D. Ali TAŞÇI (dalitasci@hotmail.com) Twitter:@DAliTasci