B. Mutlu KADIOĞLU:

"Yörenin alternatif girdilere ihtiyacı var"

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Pazar İlçe Başkanı Barbaros Mutlu Kadıoğlu ile yerelden genele yaptığımız röportaj:

SORU: Sayın Başkan! Öncelikle Sitemizin tarafınızdan izlendiğini biliyoruz! Eski sitemizle bu yeni modüler sisteme geçişini nasıl değerlendiriyorsunuz?
CEVAP: Bu güne kadar Pazar53.com sitesinin yöre haberciliği bakımından çok önemli görevler yaptığını düşünüyorum. Ramazan Bayramı ile birlikte modüler sisteme geçen pazar53.com yöresel haber sitesi olmanın ötesinde yeni hizmet anlayışı ile bölgesel yayıncılığa ve profesyonelliğe ilk adımını atmıştır.
Bir siyasetçi olarak yeni çehresi ile Pazar53.com(haber pazarı) sitesinde sesimizi daha geniş okuyucu kitlesine duyurabileceğimizi düşünüyorum.
Sürekli güncel olacak olan site aynı zamanda dünya haberlerini de içereceği için çok daha önemli bir habercilik yapacaktır. Bu bakımdan Editörleri tebrik ediyorum.
SORU: Sayın Başkan! MHP olarak siyasi çalışmalarınız nasıl gidiyor? Göreve seçildikten sonra neler yaptınız?
CEVAP: 12 Mart 2006 tarihinde yapılan İlçe Kongremizde tek liste olarak seçime gidildi.
Seçimler sonunda delegelerimiz teveccüh göstererek bize görev ve sorumluluk verdi.
Yönetime seçilen ben ve arkadaşlarım işe öncelikle partimize emeği geçen büyüklerimizi ziyaret ederek onların bilgi ve birikimlerini alarak başladık. Buradan geçmişte görev alan İlçe Başkanlarına ve Yönetim Kurulu Üyelerine çok teşekkür ediyorum. Ben ve Yönetim Kurulu Üyeleri Bayrağı onların bıraktığı yerden daha yükseklere taşımak için gayret ve çaba sarf edeceğiz.
Daha sonra yeni yapılan Genel Merkezimize giderek Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet BAHÇELİ ve Başkanlık Divanı üyelerini ziyaret ettik.
Köy ve mahalle temsilcileri tespit edildi ve görevlendirilmeleri yapılarak, onlarla sürekli görüş alış-verişi devam etmektedir.
İlçemizle ilgili proje çalışmalarımız vardır. Bunların bir kısmı sonuçlanmak üzeredir.
İl Kongremizi de yaptık, İl Başkanımız S. Zeki MAYİ yeniden göreve seçildi. İl ve diğer ilçelerle Uyum içerisinde çalışmaktayız
18 Kasım 2006 tarihinde de Büyük Kurultayımız toplanacak onun hazırlığı içerisindeyiz.
SORU: Sayın Başkan! MHP genel olarak ülkenin durumunu nasıl değerlendiriyor?
CEVAP: Türkiye, tam bir çelişkiler ülkesi oldu.
Ekonomi büyüyor, milli gelirimiz artıyor, ama halkın alım gücü her geçen gün azalıyor.
Tarım dibe vurmuş durumda.
AKP politikaları ve uygulamaları sonucunda devletin resmi rakamları da olumlu sinyaller verememektedir…
Anlaşılan odur ki esnaf hapşırıyorsa, vatandaş zatürree olmuş demektir.
Karadeniz Bölgesinde fındık üreticileri sıkıntı içinde, çay üreticileri ise ümidini kaybetmiş durumdadır. Diğer bölgelerde Karadeniz’den farklı değildir.
Ürünler dallarda, tarlalarda kalmıştır.
2002 yılında protestolu senet sayısı 495 bin iken, bugün 1 milyona ulaşmıştır.
Türkiye başkalarının değil, kendi üreticisinin, esnafının gücünü düşünmek zorundadır. Bu yönetim anlayışı Türkiye’nin üretim gücünü kaybettiriyor.
Türkiye'nin el birliğiyle, küçük işletmeleriyle, esnafıyla kalkınma programlarına acil ihtiyacı vardır.
İşsizliğimiz dünya da tavan yapmak üzere rekora koşuyor!
İthalat altın devrini yaşıyor, Atalarımızın kanla elde ettiği topraklarımızı ve stratejik kurumlarımızı da yok pahasına satmak için, iyi pazarlar bulmuşuz!
Dışarıdan ne var ne yok almaya devam ediyoruz!
Üretmeden, üretimden uzaklaşarak bakalım ne kadar daha devam edebileceğiz?
Vatandaş fakirleşiyor, çiftçi üretemiyor, Hükümet vergi yükünü artırmaya devam ediyor.
Artık, Türkiye’de AKP Hükümeti sayesinde emperyalistlere iyi birer pazar olma yönünde çabalarımız devam etmektedir!
Terör, son günlerde kan akıtıyor, can alıyor.
Bize her türlü müeyyide uygulanıyor, vizeler koyuluyor, mallarımız alınmıyor, pasaportumuz küçümseniyor, ülkemizde yaşanan terör ve bölücülük destekleniyor, canımız acıtılıyor velhasıl her türlü kötülük bize karşı planlanıyor.
Türkiye'nin terörle mücadelede 30 yıllık bir birikimi var.
Şimdi ise terör konusunda ABD, koordinatörlük(özel temsilcilik) diye bir kavram ortaya attı.
Bu terörün siyasallaşmasıdır.
Bu kavram ve teşhis Türkiye Cumhuriyeti için yanlıştır.
Türkiye büyük ve güçlü bir devlettir, güvenliği konusundaki kararlarını da kendisi alır. Türkiye'nin güvenliğini ABD'ye, Barzani'ye, Talabani'ye emanet etmemiz söz konusu olamaz.
Türkiye’nin karşısındaki iç ve dış güvenlik tehditleri yeni boyutlar kazanarak, bu alanda ağır sorunları da beraberinde getirerek çok tehlikeli bir mecraya girmiştir.
Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonunda kabul edilen Türkiye raporu, Türk milletine hakaretlerle dolu, Türkiye’yi sorgulayan ve aşağılayan bir belge şeklindedir. Rapor beklenildiği gibi yine Türkiye karşıtı olarak çıkmıştır.
Bu belge, AB’nin, yeni bir Sevr hayalinin olduğunu göstermektedir.
Bu güne kadar sürekli olarak Türkiye’nin AB'ye girince kazanacakları dile getiriliyor ve halkımız meşgul ediliyor, ama AB’nin kazançlarından hiç söz edilmiyor.
Acaba ekonomik ömrünü tamamlamış bitmek-tükenmek üzere olan AB’ye girmek için bu kadar bedel ödemeye ve acıya değer mi?
Bence AB hayali Ülkemizin zaman kayıp etmesinden başka bir şey değildir!
Ne komşularımızın ne de müttefiklerimizin dostça davranmadığını ne zaman anlayacağız!
Herkes Türkiye’den bir şeyler isterken biz içeride, iç politikalara ilişkin küçük hesapların peşindeyiz!
Eski Bağdat’ta yok artık!
İktidar yaptığı bu yanlış hesaplarının nereden döneceğini bekliyor?
Türk Milletinin iktidarın izlediği dış politika anlayışından hoşnut olmadığı aşikârdır!
İş işten geçmeden dış politikaların milletin arzu ve isteklerine göre şekillenmesi gerekir.
Aksi halde 2007 seçiminde Türk Milletinin iktidara sandıkta vereceği ceza çok ağır olacaktır.
Ülkeyi yönetenler hiçbir konuda yeterli olmadıklarını iktidara gelince gördüler!
Ne iç politikada yapılan icraatlar ne de dış politikalar hepsi hüsran ve başarısızlıklarla devam ediyor!
Sonuçta olan ülkeye ve ülke insanına oluyor!
Her şeyden önemlisi insanımız kendine olan öz güvenini kaybediyor, gelecekle ilgili kaygıları endişe verici boyuta doğru gidiyor!
Bu süreci sona erdirecek en iyi çözüm seçimler olacaktır.
Çünkü inanmaktayız ki seçimler AB’ye kara sevdalıları değil! Türkiye’ye ve Türk Milletine kara sevdalıları! İktidara taşıyacaktır.
Bu bakımdan seçimlere en iyi şekilde hazırlanmak ve millete olup bitenleri bıkmadan, usanmadan anlatmak bu ülkeyi sevenlerin en baştaki görevi olmalıdır!
SORU: Sizce Pazar İlçesinin öncelikli sorunları nelerdir?
CEVAP: Sayın TONYALI
Biliyoruz ki! Türkiye gündeminin belirlenmesinde yöremiz insanı ağırlıklı olarak hep vardır.
Ülkemiz meselelerinin çözümünde, her düşünce ve eylemde yöre insanının üstün özelliklerinin çok olumlu katkıları olmuştur.
İlimizde ve ilçemizde yetişen siyasetçiler ülke yönetiminde söz sahibi liderler olarak politikalar üretirken, iş adamlarımız, yatırımcılarımız, sanatkârlarımız, sanatçı ve sporcularımız yörelerimiz dışında her zaman başarılı olarak gurur vesilemiz olmaya da devam etmektedirler.
Peki, bu kadar başarılı insanları yetiştiren bir bölge isek yöremizdeki bu göç verme neden meydana gelmiştir. (ilçe nüfusumuz 1970’li yıllarda 68.000 iken, şimdi 32.000‘e düşmüştür.)
Niye yıllardır bölgemizdeki ve yöremizdeki nüfus azalması devam etmektedir.
Bizim insanımızı kendi yöresinden koparan sebepler nelerdir?
Bunların arkasındaki gerçekler nelerdir?
Bütün bunlar incelendiğinde görmekteyiz ki üç öncelikli meselemiz yörenin geleceği üzerinde önemli etki yapmaktadır.
Bu öncelikli meselelerimiz işsizlik, yüksek okul(üniversite-fakülte) yokluğundan kaynaklanan eğitim açığı ve yörenin tek sanayi ve tarım ürünü olan çaya, yıllardır verilen çok düşük taban fiyatlarıdır.
Yöremizde uzun yıllardır istihdama yönelik herhangi bir çalışma ve çaba görülmemiştir. Yatırımlar için teşvikler hep lafta kalmış, iş adamları ve yatırımcılar için özendirici tedbirler bir türlü alınamamıştır.
Bir kısım insanımıza mevsimlik iş imkânı sağlayan çay fabrikaları da artık emeklilerin yerine dahi eleman almaz olmuş, sonbahar ve kış mevsiminin tamamını işsiz geçirmek zorunda kalan yöre insanı çareyi başka şehirlerde özelliklede büyük şehirlerde arama mecburiyetinde bırakılmışlardır.
Çay tarımı, kuruluşundan 80’li yılların ortalarına kadar bölgenin ve yörenin kalkınmasında ekonomik anlamda çok önemli etken olmuştur.
Ancak, 80’li yılların ikinci yarısından sonra sektör ekonomik anlamda hızlı bir şekilde düşüşe geçmiştir.
Çaya verilen düşük taban fiyatlar ile ödeme planları yöre ekonomisini de oldukça küçültmüştür. Çay tarım ürünü olmaktan çıkarılmış aile ziraatı olmuştur.
Bununla da kalmamış, yöre ekonomisi çeşitli uygulamalar ve çay parası ödeme planları nedeniyle de olumsuz etkilenmiştir…
Çay üreticisi, geçmiş yıllarda sattığı çayın parasını belli zaman aralığı içerisinde kamuya(çaykur) ait çay fabrikalarının veznelerinden alırlardı.
Şimdi ise bu durum değişmiş bankalar aracılığı ile otomatik (bankamatik) ödemeler dönemi başlamıştır...
Bu ödeme şekli bile, yörenin en önemli gelir kaynağı olan çay parasının başka yörelerde harcanmasına vesile olmuştur…
Şöyle ki; artık üretici çay parası alacağını, gurbete gittiği ilde bankamatik yoluyla da alabilmektedir!
Bu teknolojik bakımından elbette ki iyi bir hizmettir…
Ancak, çaydan elde edilen gelirin çok önemli bir miktarı artık yörede harcanmadığından, çay parası da eskiye göre yöre ekonomisine çok az katkı sağlamaktadır…
Çay fabrikalarımızda çalışan özürlüler bunların işe gidip-gelmeleri ayrı bir sorun
Yükleme işlerinde yöre insanı tercih edilmiyor! Nedenlerini herhalde açıklarlar!
İşsizliğin çözümü için önemli bir katkı olacak sanayi sitemiz yapılamamıştır
Çocuğu üniversite çağına gelen aileler ekonomik şartları da dikkate aldığında göç etmenin daha kazançlı olduğunu düşünerek kendi yöresini terk etmek zorunda bırakılmışlardır.
Eğitimle ilgili diğer sorunlar;
Ailelerin okul yöneticileri ile hiçbir diyalogu yoktur.
Geleceğimiz olan gençlerimiz ve çocuklarımız ne eder? Dersleri nasıl? Okudukları mekânlar yeterli mi? Hiç merak etmiyoruz. Bu konuda insanımızın daha duyarlı olmasını diliyorum.
Biliyorsunuz liselerde eğitim-öğretim 4 yılı çıktı.
Bu yeni uygulama için okul binalarımız ve derslikler yeterli değil!
Acil olarak lise için okul binasına ihtiyaç var!
Kamu binaları dağınık bir halde!
Acaba yeni kaymakamlık bu dağınıklığı önleyebilecek kapasitede mi?
Bazı ilçe müdürlüklerimizin nerede olduğunu bulabilmek için bir tabelası bile yok
Şehir merkezinden ve mahallelerden geçen duble yol çok yetersiz ve tehlikeli şekilde trafiğe açılmış!
Şehir merkezine girişler uygunsuz!
Yörede kıyı balıkçılığı ve deniz taşımacılığı bitmiş, bu işten ekmek yiyen insanlar mevzuata takılmış mesleklerini terk etmeye zorlanmışlar…
Meyvecilik tamamen bitmek üzere!
Tütüncülük bitmiş, meşhur pazar purosu yok olmuş!
Yaylacılık ve hayvancılık sona ermiş!
Turizm bir türlü istenilen gelişmeleri gösterememiş!
Zaten yöremizdeki göç sebebiylede ilimizin milletvekili sayısı 4’ten 3’e düşmüş!
Her şeyi ile küçülen yöremizde, tam tersine insanlarımızın ihtiyaçları bir o kadar artmıştır…
AKP iktidarı ise yukarıda bahsedilen hiçbir konuya çözüm getirememiş, yaralara derman olamamıştır.
Böylece şartlar ağırlaştıkça yörede yaşayan insanlarda artık geleceğini planlarken ilinden ve ilindeki imkânlardan(daha doğrusu imkânsızlıklardan) ümidini kesmek üzeredir!
SORU: Öncelikli gördüğünüz bu sorunların çözümünü partinizin bakışıyla değerlendirir misiniz?
CEVAP: Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Pazar İlçe Başkanı ve bir Pazar’lı olarak!
Kısa, orta ve uzun vadede yöre için çare olabilecek düşüncelerimizin ana başlıklarını sizlerle paylaşmak istiyorum!
Çay tarımı nedeniyle arka plana itilen yörenin eski ekonomik girdileri yeniden değerlendirmeye alınarak yöremize artık alternatif girdiler sağlanmalıdır.
Özellikle yayla ve dağ turizmi canlandırılmalı, hayvancılık ve yaylacılık kültürü yeniden üretime ve ekonomiye yönlendirilmelidir
Kıyı balıkçılığının önündeki mevzuat engelleri kaldırılarak kıyı balıkçılığı özendirilmeli
Pazar purosu adıyla üretilen tütüncülük yeniden canlandırılmalı
Yöreye özgü olan meyvecilik(mandalina, demir elma, armut, karayemiş, kara üzüm v.s. gibi) yeniden teşvik edilmelidir.
Yöre de üretilen ürünleri mamul veya yarı mamule dönüştürecek yatırımlar teşvik edilmelidir
Yöremizde üretilen ürünlerin pazarlamasını sağlayacak organizasyonlar yapılmalı, şirketler ve kooperatifler kurulmalıdır.
Özel teşebbüsü özendirecek teşvikler çıkartarak sanayi yatırımları ve sanayi sitesinin en kısa zamanda yapımı sağlanmalıdır.
Meslek elemanı olarak ara insan yetiştirmek üzere çocuklarımızı kısa yoldan mesleğe yönlendirmek için meslek liselerine öğrenci göndermeliyiz.(okuma hevesi olmayanlardan)
Yöre çocuklarının ve gençlerinin ihtiyacı olan eğitim imkânlarının yöreye sağlanması ile mutlaka en az bir fakültenin ilçelere verilerek bölgesel topyekûn kalkınma amaçlanmalıdır
Köy yollarının yapımı (grup yollara öncelik verilerek) sürdürülmeli ve köylerde boşalan eski ilkokul binalarının değerlendirilmesi sağlanmalıdır.
Sportif açıdan çok yetenekli olan bölge insanın yetişmesi için, sporda alt yapı yatırımları başlatılmalı ve yarım kalmış tesisler bir an önce tamamlanmalıdır
Amelelerin ve boyacıların barına bileceği bir kapalı mekân (çay ocağı, lostra ) belediyemizce sağlanmalıdır.
Mücavir alanın Hamidiye köyünü de içine alması olumlu bir karardır. Bu bakımdan belediye başkanımız Sayın Hikmet HATIRNAZ ve belediye meclisine teşekkür ediyorum. Yıllardır konuşulup yapılamayanı yapmışlardır.
İlçemiz Hemşin deresi ile hastane arasına sıkıştırılmıştır. İlçenin imar durumu bakımından büyüyebilmesi ve atılım yapabilmesi için Kirazlık Mahallesinde yer alan mevcut iki çay fabrikamızın başka bir yere taşınması zaruridir. Yani şehri kesintiye uğratan bu engel kaldırılmalıdır.
Bunun gerçekleşmesi durumunda şehirleşme ve büyüme çok hızlı bir şekilde kendiliğinden olacaktır.
Esnafımız ve tüccarımız da gelişen dünyaya göre tedbirini almalıdır. Sermayelerini birleştirerek anonimleşmeli ve büyük şirketler kurmalıdırlar. Aksi takdirde yakın bir gelecekte iş yerlerini kapatmak zorunda kalacaklardır.
Migros veya Gima gibi büyük marketlerle rekabet yapamazlar
Şüphesiz ki bütün bunların gerçekleşebilmesi ve problemlerin çözümü zaman içerisinde halledilecek konulardır
Bu nedenle çözüm yollarının, öncelik sırasına göre kısa, orta ve uzun vadede planlanması gerekir.
Yani kısacası bu işler için!
Güvenilir, kararlı, ilkeli, adil, bilgili ve dürüst siyasi anlayışlara ihtiyaç vardır.
SORU: Sizce seçim ne zaman olur? MHP seçimlerde nasıl bir sonuç alır?
CEVAP: Seçimin zamanında olacağını düşünmekteyim. Ancak, seçim ister erken, ister baskın, isterse zamanında olsun her durumda 2007 Yılı seçim yılıdır.
Bu nedenle MHP olarak biz 2007 Yılının her hangi bir zamanında yapılacak olan seçimler için hazırlıklarımızı aralıksız sürdürmekteyiz.
AKP iktidarının alternatifi tektir. O da Milliyetçi Harekettir!
Bizim izlenimimize göre dip dalgasıyla MHP tek başına iktidara yürüyor.
İddiamız 60. Hükümet Milliyetçi Hareket…

RÖPORTAJ Haberleri

HEKİMLİKTEN SİYASETE UZANAN YOL
STK'LAR NE YAPIYOR?
İLÇE BAŞKANI KONUŞTU
BANKO İLE ÖZEL SÖYLEŞİ
BELEDİYE DEĞİŞECEK Mİ?