1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. Sümer'den 'Pilot Takım' itirafı
Sümer'den 'Pilot Takım' itirafı

Sümer'den 'Pilot Takım' itirafı

Futbol Koordinatörü Özkan Sümer’den samimi açıklamalar: 'PİLOT TAKIM Karadenizspor yüzünden dostlarımızı küstürdük!'

A+A-

HAKAN DEĞİRMENCİ
LİG heyecanı bitti, futbol dünyası artık yeni transfer sezonunda kulüplerin el attığı yıldızları konuşuyor. Trabzonspor'da bütün gözler “Devrimci Başkan” lakaplı Özkan Sümer'in üzerinde.

Sümer, transferle ilgili çarpıcı değerlendirmeler yaparken geçen sezon kurulan Karadenizspor hakkında da çarpıcı tespitlerde bulundu.

Sümer'e göre Karadenizspor'daki yanlış uygulamalar yüzünden dost ve komşu kulüpler Trabzonspor'a düşman oldu.



- Trabzonspor için bütün dünyayı gezen Özkan Sümer yine kritik ve 'çok gizli' bir seyahat öncesinde önemli açıklamalarda bulundu. 15-20 isim izlediğini söyleyenler de vardı; 100-200 diyen de. Fakat deneyimli teknik adam, binlerce isim üzerinde değerlendirmeler yaptıklarını açıkladı…

- “Transferde gizlilik o kadar önemli bir unsur ki, bazen kulübün içindeki insan bile bilse sorun yaşayabiliyorsunuz. Avrupa'da on, yirmi, otuz, yüz, ikiyüz değil, bin'in üzerinde oyuncu izliyor ve izlettiriyoruz. Bunları gizlemezsek değerleri elimizdeki rakamların bir anda iki katına çıkar. Kimseyi alamayız.”

- “Yönetimle teknik direktör adaylarını konuşuyoruz. Ahmet Özen'e hiç karışmadım. Bunu iddia etmek, Ahmet Hoca'nın kalitesine, deneyimine ve emeğine yapılacak en büyük haksızlıktır. Başkanlarla bir araya geldiğimizde belediye başkanı benim yerime oturdu. Yer konusunu ben sorun yapmadım.”

- “Yabancılara çok değer veriyoruz. Kendi antrenörlerimize hiç sabrımız yok. Birileri gelsin başarılı olsun, biz sevinelim diyoruz. Şenol Güneş sahada işini iyi yapabilir. Farklı ve fazla sorumluluk onu yıpratır. Geçmişte bu olmuştu, söyledim; sonra haklılığımı Şenol da anladı. Tolunay için bir şey diyemem. Yerli olsun derim.”

- “Şampiyonlar Ligi'ne oynayan bir takım gidip Tomas Jun'u almamalı, alamaz. Üvertürle başyapıt yapamazsınız. Büyük aktör alacaksınız ki ortaya büyük eser çıkarabilesiniz. Yattara satılacak olsa bile piyasasını bozmamamız lazım. Karadenizspor Karadeniz grubunda olmamalıydı. Birçok kenti ve ilçemizi küstürdük.”




Özkan Sümer, Trabzonspor'daki yeni pozisyonundan transferdeki özel yapılanmaya, gezip incelediği liglerden bordo mavili takımın teknik direktör arayışına, Ahmet Özen'e müdahale ettiği yolundaki eleştirilere kadar birçok konuda sorularımızı yanıtladı. İşte sorular, işte Sümer'in samimi karşılıkları…

Transfer denince akla direkt sizin isminiz geliyor. Çalışmalarınızı hangi önceliklere göre yürütüyorsunuz? Trabzonspor son sezonda çok oyuncu aldı, birçoğundan yararlanamadı. Yeni kriterleriniz nedir, nasıl aday belirliyorsunuz?

“Trabzonspor adına transferi yönlendirmek hassas bir konu. Bu konuda biz tek başımıza değiliz. Yönetimimizle birlikte hareket ediyoruz. Farklı kıtalarda farklı isimlerle birlikte çalışıyoruz. Transferin üç kuralı vardır. Bunlar gizlilik, hızlılık ve doğruluktur. Gelip her ismi her yerde konuştuğun zaman bunlar çok büyük risktir. Kulüpler her zaman bünyelerinden kimi istediğini tespite çalışırlar. Öğrenince fiyatını katlarlar. Biz de saklı tutmaya çalışıyoruz. Haberleri olunca fiyatı yükseltiyorlar. Kulüp biz falancıya talip olduk derse, onun fiyatı uçuyor. Bununla birlikte, hız da mühimdir. Geç kalamazsın. Adam verici ise başkaları devreye girdiğinde onun işine gelir. Maliyet konusunda senin işin zorlaşır. Doğruluk konusu da önemlidir, ne aldığını bilmek durumundasın. İyi oyuncu başka birşeydir, senin ihtiyacın olan şey başka birşeydir. Biz kendi ihtiyacımıza dönük oyuncu bakıyoruz.

Herkes sizin teknik yanınızın etkinliğini konuşuyor. Bugüne kadar yapmış değilsiniz ama bu kez biraz daha teknik, spesifik bilgiler verir misiniz?

Olur, bakın, örneğin Trabzonspor'un yüksek toplarda çok etkili bir merkez forveti varsa, böyle bir oyuncuya sahipse, kenar oyuncuları ona göre tercih etmek durumundasın. Yoksa ortadaki oyuncunun etkinliği işe yaramaz. Kenar yeterli de orta yetersizse o zaman tamamlayıcı oyuncu forvet bakmak lazımdır. Türkiye'de oyuncu alma-verme olayı, bir doldur-boşalt işine döndü. Böyle olmamalıydı. Örneğin sağ kenar oyuncu idealinde ne olmalı, birebirde çok dengeli olmak zorunda. Bizim gibi takımda kenar oyuncular çok birebir kalırlar. Geçmek için düşünmeyeceksin kenar oyuncusunu, geçilmemek için düşüneceksin.

Demek ki Özkan Hoca Belçika'da, Danimarka'da, Polonya'da öncelikli olarak forvet değil, defansif yönü güçlü kanat oyuncuları arıyor. Peki niye savunmanın göbeği değil de kenar diyorsunuz. Trabzonspor'da defansın ortası daha iyi diye mi?

Hayır, yardımlaşması çok zordur kenarda oynayanların. O geçilince savunma delinmiştir. Hem çabuk, hem hızlı, hem de defansif oyun bilgisinin çok iyi olması lazımdır. Tabii ki büyük takım kenar oyuncusunun atak kabiliyetinin de olması gerekir. Bindirme diyoruz. Ama takım da bunu kurulmuş olacak. Biz forvet izlemiyoruz demedik. Hücumcu da bakıyoruz. Fakat… İyi bir takım, atağı savunmadan yapabilen takımdır. O bölge sadece top karşılayıcı ise günü kurtarır. Atak yapılandırması defanstan başlıyorsa bu iyi bir takımdır. Rastlantı toplarla, gelişigüzel korunmayı düşünerek oynayan bir defansın, çok belirsiz bir atak planın var demektir. Zayıf da kazanma ihtimalin vardır demektir.

Trabzonspor transferde geçen sezon önemli ve pahalı yatırımlar yaptı. Avrupa Ligi ve 2009-10 sezonu öncesinde böyle bir handikapla araştırma yapıyorsunuz. Futbolcu maliyetleri işinizi ne derece etkiliyor?

Elbette oyuncuların sadece kalitesine ve uyumluluğuna değil, fiyatlarına da bakıyoruz. Bunun için belli ülkeleri ve belli oyuncuları inceliyoruz. Sporcu belli dönemde mütevazi bir görüntü içindeyken, çok talebi yokken farketmiş isek sorun olmuyor. Başkaları da fark etmeye başlayınca olayın rengi değişiyor. Ulaşman güçleşiyor. Ulaşsan da fiyat senin düşündüğünün iki katı oluyor.

Ahmet Özen geldiğinde Özkan Sümer takımı yapacak, Ahmet Hoca sahaya çıkacak denildi... Hatta kazandığı seri maçlardan sonra bunlar yazıldı ve çizildi. Ahmet Hoca'ya müdahale ettiniz mi?

Ahmet Özen'le elbette görüştük ama o çocuğun başarısını görmezden gelmek kadar yanlış bir tutum olabilir mi? Elbette kadroyu ben yapmadım. Ahmet Hoca'nın maçlardaki emeğini, kabiliyetini, kalitesini yoksaymak çok büyük haksızlıktır. Ben Ersun Hoca ile Ahmet'ten daha fazla konuşuyordum. Hem mesleki açıdan, hem bulunduğum konum bakımından benimle gelip konuşmuştur, normaldir. Ahmet Hoca'nın konuşması da normaldir. Biz onunla Fenerbahçe maçından sonra da görüştük. Ama bir maçın sonunda bile o maç hakkında konuşmamız olmadı.

Fakat Ahmet Hoca'nın başarısından çok diplomasızlığı konuşuldu. Biz hep desteklemiş olsak da birilerine göre belki bu göreve hazır bile değildi. Yanınızda deneyim kazanmıştı. Bunun için size farklı ve gizli sorumluluklar yakıştırılmış olabilir mi?

Ahmet Özen'in gelişi fevkalade bir olaydı. Ersun Hoca'nın ayrılması altyapı hocalarına farklı bir konum açtı. Bir kurban verilmiş diğerleri kurtulmuş gibi oldu. Ahmet Hoca çok güzel yaklaşımlar gösterdi. Ciddi sorun yaşanmadan mevsim tamamlandı. Teknik sorumlu olarak gelseydi işler farklı cereyan ederdi. Hoşgörü düzeyi böyle bir seviyede olmayabilirdi. Ahmet Hoca ciddi boyutta eleştirilmedi. Sorumlu olarak gelen insanın yaptığı iyi şeyler konuşulmayacaktı, hak etmediği tarzda eleştiri okları ona yöneltilecekti. Ahmet Hoca'nın biraz daha deneyim kazanması, hazırlık yapması gerekir. Fakat bir futbol mevsimi onun sayesinde büyük bir kaza yaşanmadan tamamlanmıştır. Bu da takdir edilecek bir şeydir. Ahmet Özen'in sorumluluk konusunda benimle bir görüşmesi olmamıştır. Bunlar çok çirkin şeylerdir.

Azanzinho kazanç mı yoksa bir kayıp mıdır? Yattara da aynı şekilde. Sizin getirdiğiniz bir yıldız olarak 6. sezonu sonunda devam etmeli mi gitmeli midir?

Alanzinho'nun takım oyununda ve ekip uyumunda problemler olabilir. Onun değerlendirilmesinde, oynatılması da elden çıkarılması da sözkonusu olabilir. İdeal parayı bulamıyorsan elde tutup değerlendirmek lazımdır. Çünkü artık bizim oyuncumuzdur. Satarak ya da oynatarak iyi bir yatırım yapmak durumundayız. Yattara hala kulüp için özel bir oyuncudur. Sahada olursa bir değerdir. Ekonomik beklentiler konusunda bir değerdir. Yattara'yı gözden düşürürsek sahadaki değeri azalır sahadışında da kıymeti azalmış olur. Ne olursa olsun oyuncumuzu değersiz göstermemeliyiz. Göndereceksen de bir değeri olmalı, tutacaksan da bir değeri olmalı. Yattara'nın piyasasını bozmak mantıklı değil.

Yerli antrenörlere desteğinizi biliyoruz. Trabzonspor yerli mi almalıdır?

Yerli antrenörlerde yeterlilik vardır. Türkiye'de 3-4 yabancı kullanan kulüp var da diğerleri zaten yerlilerle çalışıyorsa bu açık bir sağlamadır. Diğerleri için yerliler yeterli ise bizim için neden yetersiz olsun? Haa şu vardır; Trabzonspor daha yıpratıcı olabilir. Önce bilinmesi gereken şudur, yerli-yabancı arasındaki temel fark nedir?.. Bir teknik adam oyuncuları iyi yönetebilmesi için kriterler taşımak durumundadır. Oyuncuyu tanıyacak. Alışkanlıklarını, heyecanlarını, beklentilerini, handikaplarını bilecek. Teknik kapasitesini bilecek. Birey ve sporcu olarak onu tanımayı başarıp güçlü bir iletişim kuracak. Hem aklını, hem gönlünü harekete geçireceksin. Bunlardan biri sekteye uğrarsa başarılı olamıyorsun. Yabancı bunu kolaylıkla yapabilir mi? Zaman kaybedersiniz.

Türkiye'de yabancılar daha mı şanslı?

Yabancının bizdeki durumu farklı. Bizim ülkemizdeki talihsizliktir, onlara olağanüstü şeyler vaadedilir. Yerliler de her fırsatta dışlanır ve ezilir. Yabancıya bakışta hareket noktası şudur; yetersiz bile olsa bizden iyidir!.. Bu, kendimizi yetersiz gören bir anlayışın korkunç sonucudur. Kendi çocuklarımıza bu şansı verebilsek, onlara destek olabilsek, umduğumuz sonuçları rahatça getirebileceklerdir. Genel kanaat birileri başarsın, biz sevinelim şeklindedir. Gerçek duygusal katılım bu olabilir mi? Oysa iştirakçilikte samimiyet şarttır. Kendinden de birşeyler ortaya koyma zorunluluğu vardır. Bir takımın başarılı olması bir takım sorunu olamaz. Bu bir camianın sorunudur. Camia doğrularını harekete geçirmezse takımın yapabileceği birşey olamaz.

Şenol Güneş'le aranızda bir problem var mı? Tolunay'ın ismi geçtiğinde Sümer destek veriyor denildi. Nedir bu konuların Sümer yansımaları?

Hocaları ismen yorumlamam. Fakat yerlide de iyi bir seçicilik olması lazım. Yönetim bize isimleri danışıyor. Biz de kendilerine görüşlerimizi söylüyoruz. Şenol Güneş'le sorunumuz yok. Bir kere ben eleştirmiştim, haksız olduğunu kendisi de sonradan anladı. Şenol ilk tercih olabilir. Ama yetki konusunda yapamayacağı şeyler yüklenmemeli. O zaman parçalanma yaşar, nitekim de yaşadı. A.Ş'nin sorumluluğu ona verilmek istendi, ben de Şenol'a teknik sorumlu olarak yetki verin, donatın, gereğini yapsın dedim. Şampiyonlar Ligi'ne katılma sürecine gelinmesine rağmen adam alamıyorsunuz dedim, Kıbrıs'a elenmişsin, Tomas Jun'u geri getirtiyorsun. Divan Kurulunda söyledim, borsadan aldığınız parayı iyi değerlendirme şansınız yok dedim. Profesyonel faaliyeti olan bir kulübün, parayı en iyi değerlendireceği yer sportif başarıya yatırımdır. İyi futbolcu alamamışlardı, söyledim. Şampiyonlar Ligi için de bu lazımdı. Zayıf oyuncularla Devler Ligi'ne gidilebilir mi? Figüranlarla başyapıt oluşturabilir misin, başrolü yıldızlara, büyük oyunculara vereceksin ki, ortaya büyük bir eser çıkarabilesin.

Karadenizspor ilk sezonunda size göre hedefe ulaşıp Trabzonspor'a destek mi oldu yoksa Trabzonspor'a bir şey veremezken aynı zamanda çevredeki takımların antipatisini toplayıp bordo-mavili camiaya mı yönlendirdi?

Karadenizspor'un takım olarak oluşturulması çok planlı olamadı. Kuruluşunda bir kısım aksilikler doğal karşılandı. Hedefi belli; Karadenizspor Trabzonspor'a oyuncu üretmekle yükümlü bir takım. Ama kulüp değil, takım konumundadır. O doğrultuda iyi tespit edilmesi lazım. Amaçlarının bu yönde iyi aktarılması lazım. Bundan sonra zannediyorum bir kısım şeyler daha iyi yerini bulur. PAF Takımla profesyonel takım arasında ciddi bir boşluk var. Oradan gelen oyuncunun, profesyonel takımında hemen yer edinmesi kolay olmuyor. Süreç iyi işletilirse PAF'tan kaybolan birçok oyuncu daha güvenli bir yolculukla Trabzonspor'a ulaşır. Önce Karadeniz'e geçer, oradan A takıma, Trabzonspor'a gelir. Karadenizspor'a düşmanlık yapanlar var. Ben bundan çok rahatsızdım. Bölge takımları ile Karadeniz'in aynı grupta olmasını çok sakıncalı buluyorum. Kitlesel, takımsal ve verimlilik olarak buna dikkat çekiyorum. Bu olayı dostça yürütmek zorlaştı. Kırıldılar. Üzüldüler. Sen onları yeniyor kazanıyorsun, onları üzüyorsun. Kaybediyorsun, başkaları üzülüyor. Başka bir grup olması lazımdı. Karadenizspor, Karadeniz Grubunda olmamalıydı.”

HABERE YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız
17 Yorum