Okuyucu yorumlarını öne sürerek, haberlerinden rahatsızlık duyduğu Pazar53’ü yalan haber yazmakla itham ederek dava eden Çaykur ve Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu’nun isnatları yargı kararıyla reddedildi.

Çaykur’un, okuyucuların yorumlarından ve Pazar53’ün haberlerinden rahatsızlık duyarak hem ceza hem de 10 bin TL’lik tazminat davası açmasının ardından genel müdür İmdat Sütlüoğlu da her ortamda, “Bize iftira eden, yalan yazan bir kısım basını toplantılarımıza davet etmiyoruz” diyerek Pazar53’e akreditasyon uygulatmaya kalkışmıştı.

SÜREÇ NASIL GELİŞTİ?

Çaykur, Temmuz 2012’de Pazar53 aleyhine, yapılan haber ve yorumlarla kurumu zarara uğratma iddiasıyla tazminat davası açarken bir de suç duyurusunda bulundu. Çaykur’un Pazar Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı suç duyurusu reddedilirken, Çaykur buna itirazda bulundu. Çaykur’un itirazı Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından da reddedildi. Pazar Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen tazminat davası da yapılan duruşmaların ardından reddedilirken Çaykur temyize giderek davayı Yargıtay’a taşıdı. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Çaykur’un itirazını reddederek kararı kesinleştirdi. Böylece Çaykur tarafından Pazar53 aleyhine açılan dava ve bulunulan suç duyurusu reddedilmiş oldu.

Pazar53’den birkaç not:

Pazar53’ün objektif haberciliğinin kimleri nasıl rahatsız ettiği, bugüne kadar bizleri dikkatle takip eden okurlarımızın gözünden kaçmamaktadır. Pazar53, 1998 yılında free olarak başlayıp, 2000 yılında da kendi domain adresiyle haber yayınına başlamıştır. Rize’de 53 uzantısının fikir babasıdır. Türkiye’de yayına başlayan ilk haber sitesidir. Bu site, kendisini lüzumsuz şekilde hiç bir zaman öne çıkarmamaktadır. Yeri gelmişken bazı konuları da burada izah etmekte fayda görmekteyiz. Sitemizde haberlerin altında okunma sayılarını yayınlamıyoruz. Sebebi, bizim haberlerimizi çalıp altına kendi yazdıkları şişirme okuyucu rakamlarıyla sanal ortamda ziyaretçileri aldatan sahte habercilere prim vermemektir. Yine, artık anket de yayınlamıyoruz. Çünkü anket sistemleri editlenebilir ve dış müdahalelere açık olduğundan sağlıklı neticeler alınamadığı gibi haksız sonuçlara da sebebiyet verebiliyor. Pazar53 olarak sadece haber vermeye çalışıyoruz. Ama en çok da yerel haber. Bu konuda gerçek anlamda saygın bir okuyucu kitlesine sahip olmanın verdiği haklı gururla da her zaman dik durduk ve dik durmaya da devam edeceğiz. Gücümüz, haberlerimizin etkisindedir.

Çaykur’un 11 Temmuz 2012 yılında açtığı dava ve bulunduğu suç duyurusunun bir tek amacı vardı o da yapmış olduğumuz ciddi haberlere karşı gözdağı vermek, korkutmak ve sindirmek. Savunma dilekçemizde de açıkça belirttiğimiz bu husus, mahkeme sonucuyla tescillenirken, koca bir kurumu hem maddi ve hem de manevi anlamda arkasına alarak bize saldıranlara karşı dürüstlüğümüz, geçmişimiz ve haklılığımızla mücadele verdik. Bu mücadelede bizim gibi olanlar yanımızda dururken, karşıda kalanlar da fırıldak olup bir o yana bir bu yana dönüp durdular…

Sonuçta kazanan adalet, kaybeden iftiracılar oldu. Bu süreçte dik duramayanlar, bizim dostumuz gibi davranıp arkamızdan akla hayale gelmedik senaryolar üretenler; genel müdüre gıyabında ağza alınmayacak kelimeler sarf ederken, sırf bizi bu sektörde yaralayabilmek uğruna türlü türlü şaklabanlıklarda bulundular. Bu zavallılara sözümüz şudur: Değil alçak, çukur bile olamadınız… İğrenç şeyler olarak tarihin çöplüğünde kokuşup durun, son kullanma vaktinizin geleceği güne değin…

Pazar53 olarak cesur bir şekilde ismiyle yorum yazıp bizi destekleyenlere teşekkür ederken, davanın açıldığı günden sonra Çaykur haberlerinin altına isimsiz yorum yazmaktan bile korkanlara da bir hatırlatma yapmakta fayda görüyoruz: “Cesaret; çarşı pazarda satılmaz, klavyede kabadayılıkla da olmaz… Yürek ister, yürek!”

Avukat Rıfat Uluşahin ve sevgili Sadık Hür hocamız başta olmak üzere, tüm dostlarımıza bu zor yolda bize destek oldukları için tekrar teşekkür ederken, Çaykur’un maddi ve manevi gücünü arkalarına alıp dava açan, kurumu bile bile zarara uğratanların da bu zararları kendi ceplerinden ödemedikleri müddetçe, üreticilerin bu dünyada olmasa da ahrette iki ellerinin yakalarında olacağını hatırlatmakta fayda görüyoruz…