Rize Üniversitesi Rize Meslek Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Hızır Önsoy’dan enteresan tespitler: "Doğu Karadeniz Bölgesi'nde sel ve heyelanlar 2 periyotta gerçekleşiyor. Mayıs-Haziran periyodu ucuz atlatıldı, Ekim-Kasım periyodu tehlikeli olabilir. Günlük heyelan uyarılarını komik buluyorum, kalıcı tedbirler alınmalı. Eskiden köylerde su kanalları temizlenirdi, şimdi köyler terk edilince bu kanallar açılmıyor ve seller kaçınılmaz oluyor…"

GÖKTÜRK FIRAT - Rize Üniversitesi Rize Meslek Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Hızır Önsoy, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde meydana gelen heyelanları iki zaman periyodu içerisinde incelediklerini, Mayıs-Haziran periyodunun atlatıldığını, Ekim-Kasım periyodunun ise tehlikeli olabileceğini söyledi.

Türkiye'nin şiddetli yağışların etkisi altına girdiğini ve Güneydoğu Bölgesi'nde etkili olan yağışların can kayıplarına neden olduğunu kaydeden Prof. Dr. Hızır Önsoy, Kasım ayı içerisinde Doğu Karadeniz Bölgesi'nde de su taşkını ve heyelan riskinin yüksek olduğunu belirtti. Bölgemizdeki heyelanları iki periyot altında incelediklerinin altını çizen Prof. Dr. Önsoy, "Bu periyotları son 30 yıl içerisindeki heyelanların tarihlerine göre belirledik. Bu periyotlardan ilki Mayıs-Haziran periyodudur. Bol kar yağan kış mevsimlerinde, yağış ve eriyen karların etkisiyle yer altındaki boşluklar tamamen suya doymaktadır. Toprak suya doyduğu için Mayıs-Haziran aylarında yağan şiddetli yağmurlar toprak tarafından emilememektedir. Emilemeyen su toprak zemininden kaymakta su taşkınlarına ve heyelanlara yol açmaktadır. İkinci periyot, Ekim-Kasım periyodudur. Bu ilkine göre riskin biraz daha az olduğu bir periyottur. Bunda ise kurak geçen yaz sonrası toprak sert bir yapıya kavuşmakta, bu aylarda yağan şiddetli yağmur yine toprak tarafından emilemediği için su taşkınları ve heyelanlar yaşanmaktadır. Bu yıl ilk periyodu zararsız atlattık. Ancak bu yaz kurak ve yağışsız geçtiği için ikinci periyot tehlikeli olabilir. Kasım ayı içerisinde su taşkını ve heyelan riski yüksektir" dedi.

Prof. Dr. Önsoy, günübirlik heyelan uyarılarını da gülünç bulduğunu ifade ederek, "Bazen televizyon ve gazetelerden yağış ve taşkın uyarılarını dinliyoruz. Günübirlik bu uyarıları gülünç buluyorum. Bu uyarılarla ancak yağmurluğumuzu ve şemsiyemizi alarak evimizi terk ederiz. Daha kalıcı ve akılcı tedbirler alınması gerekmektedir. Biz sürekli uyarıyoruz. Dere yataklarına yapılmak istenen evlere ruhsat verilmemesi gerekmektedir. Zemin etüdü yapılmayan yerlere ev yaptırılmamalıdır. Eskiden köylerimizde insanlar yağmur sezonundan önce su kanallarını temizleyerek açardı. Yağan yağmur bu kanallardan derelere ulaşırdı. İnsanlarımız köylerini terk etti. Bu kanallar açılmayınca su taşkını ve heyelanlarda kaçınılmaz oluyor. Biz kalıcı ve uzun vadeli tedbirlerin alınmasını öneriyoruz" şeklinde konuştu.