GÖKTÜRK FIRAT
Tek Gıda İş Sendikası Başkanlar Kurulu Toplantısı’nda konuşan Genel Başkan Mustafa Türkel, Çay Emtia Borsası’na karşı çıkmanın Çaykur’a sahip çıkmak olduğunu söyledi. Türkel ayrıca Kamu-Sen ve KESK’in 25 Kasım tarihinde yapacakları eylemde yanlarında olacaklarını açıkladı.

Tek-Gıda İş Sendikası Başkanlar Kurulu toplantısı 33 Şube Başkanının katılımı ile Rize Dedeman Oteli’nde yapıldı. Toplantıda konuşan Tek-Gıda İş Sendikası Genel Başkanı ve Türk İş Sendikası Genel Sekreteri Mustafa Türkel, “Sendika için faaliyetlerin görüşüleceği bu toplantısı özellikle Rize’de yapmak istedik. Amacımız toplantı ile birlikte Çaykur’un özelleştirilmek istenmesine, Çaykur’un pazarlamasının yok edilmek istenmesine dikkat çekip, Emtia Borsası’na karşı çıkarak Çaykur’un sahipsiz olmadığını herkese göstermektir. Bugün Çaykur işçisi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı mağdurudur. Toplu sözleşme hakları ellerinden alınmıştır. Özgür iradesi hiçe sayılmış, anayasa ve yasalar çiğnenmiştir. Tek Gıda İş Sendikası’nın ve Çaykur işçisinin onuru satılık değildir. Kendilerine emir kulu sendika yaratmak isteyenler işte burada yanıldılar” dedi.

Çaykur üzerinde oynanan oyunların Tekel’de de oynandığını söyleyen Mustafa Türkel “Düzmece iş kolu tespiti ile Tekel işçisinin toplu sözleşme hakları ellerinden alındı. Tezgahın başında yine başbakanlık yine Hak-İş vardı. Her iki konu yargıdadır. Yargının teselli edeceğine inancımız tamdır” diye konuştu.

Başkanlar Kurulu toplantısının temel gündem maddelerinden bir tanesinin yaşanmakta olan siyaset ve hukuk faciası olduğunu dikkat çeken Türkel, “Sendika yasalarında değişiklik yapılmak istenmektedir. 12 Eylül hukukunun ağırlığını üzerinde taşıyan sendikalar kanunun, sendikal bağımsızlık ve özgürlük ilkesi temelinde yeni bir felsefeye ihtiyaç duyulmaktadır. Bunun için öncelikli ve tartışmasız bir şekilde sistem, siyası vaziyetten ve Çalışma Bakanlığı’nın sultasından kurtarılmalıdır. Finans sistemi ayakta kalabildiği halde, ekonomisi en fazla küçülen ülkelerin başlarında yer alan Türkiye için ne IMF, ne Dünya Bankası, ne de çıkar beklentisi içindeki gelişmiş ülkelerin sahte ekonomik başarı övgüleri bizi ilgilendirmemektedir. İşsizlik toplumun belini bükmüştür. Yoksulluk sosyal dokuda büyük bir tahribat yaratmıştır ve derinleşmeye devam etmektedir. Bu gidişat siyaset ve sosyal hayatı tehdit etmektedir. Toplumsal tepkileri, demokratik muhalif hareketleri giderek sertleşen polisiye tedbirlerle yok edeceğini, sindireceğini sananlar, kendilerini kandırmaktadır” şeklinde konuştu.

Türkel, hükümetin ısrarla yandaş sendika oluşturma çabası içerisinde olduğunu hatırlatarak, “Demokratik muhalefeti kendi güdümünde sokma girişimlerine rağmen; bağımsız, özgür ve gerçek demokratik gücünü yansıtabileceği sendikal hareket kendi macerasında kendi yolunu bulacaktır. Bu noktada Türkiye Kamu Sen ve KESK’E bağlı kamu çalışanlarının 25 Kasım’da yapacakları iş bırakma eyleminde yanlarında olduğumuzu bildirmek istiyoruz” dedi.