Çayın keyfini onlar iyi biliyor!

Yaklaşık 50 yıldır elektrik su ve yol gibi her türlü alt yapı hizmetleri bulunan bu köyde çay demleme geleneği hiç değişmedi. Onlar çayın tadını biliyor.

Aydın'ın Sultanhisar İlçesi'ne bağlı Malgaçmustafa Köyü'nde ilginç bir çay keyfi geleneği yaşanıyor. Yaklaşık 50 yıldır elektrik su ve yol gibi her türlü alt yapı hizmetleri bulunan köyde çay demleme geleneği hiç değişmedi. İlginç bir damak tadına sahip olan köylüler her zaman çaylarını kömür ateşinde demliyor. Tüp ve elektrikle demlenen çayların gerçek çay keyfini vermediğini belirten kıraathane işletmecisi Yılmaz Gündüz, "Odun ateşinde demlenen çayın tadını hiçbir yerde bulamazsın. Her şeyde teknolojiye ayak uydurduk ama çay demleme konusunda nostaljiye devam ediyoruz" dedi.
Çay, dünyada sudan sonra, en fazla içilen ve içme alışkanlığı gittikçe artan bir bitki olarak 5 bin yıllık bir geçmişe sahiptir. Yaygın bir efsaneye göre, büyük Çin İmparatoru Shen Nung'ın hizmetlilerinden biri bahçede su kaynatırken bir yaprak kaynayan suyun içine düşer. Yaydığı koku imparatoru etkiler. Kokusunu beğenen imparator, tadını da denemek ister ve çay o gün bugündür insanoğlunun vazgeçilmez dostu haline gelir. Çay konusunda ilk geniş çaplı araştırma Milattan Sonra 733-804 yılları arasında yaşayan Lu Yu'ya aittir. Avrupa'nın bu gizemli tat ile buluşması 17. yüzyılda gerçekleşir. İngilizler, sağlık ve zindeliğin sunulduğu bu sıcak içeceği o kadar çok benimserler ki, bunu bir yaşam tarzı haline getirirler adeta. 18. yüzyılda da bugün dünyanın en büyük çay yetiştirilen bölgesi sayılan Assam ve Seylan Adası'nda çay bahçeleri oluştururlar. Üretilen bu çayları Avrupa'ya hızlı olarak taşımak için de, süratli yelkenliler yaparlar. Türkiye'nin çayla tanışması 1787 tarihinde, Japonya'dan getirilen çay tohumlarının ekilmesiyle başlar. Bursa civarında gerçekleşen ilk ekim çalışmaları iklim şartlarının olumsuzluğu nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanır. Ancak 1917 yılında, zamanın Halkalı Ziraat Mektebi Alisi müdür vekili ve botanikçi olan Ali Rıza Erten yapmış olduğu teknik çalışmalar sonucunda 16 Şubat 1924 tarihinde Rize'de çay yetiştirilmesi için meclisten onay alır ve günümüz çay üretiminin temelleri bu şekilde atılmış olur. 1947' de kurulan ilk fabrika ile üretim hızlanır. Geç bir buluşma olmasına karşın, Türk insanı, çok sevdi çayı ve günün her saatine, her mekanında tüketir. Dünya üzerindeki tarihiyle kıyaslanınca Türkiye'nin çayla tanışmasının geç bir tarihe denk geldiği görülmektedir. Buna rağmen, Türk insanı, çayı ile ayrılmaz bir parça olmuştur.
Son yıllarda yaygınlaşan asitli içeceklerin bir ara çayın önüne geçtiğini ancak daha sonra çayın yine liderliğini koruduğunu belirten Malgaçmustafa Köyü'nün çaycılarından Mustafa Gündüz "Özellikle gençler özenti ile bir dönem asitli içeceklere yöneldi. Ancak bir müddet sonra moda haline gelen bu içecekler de cazibesini yitirip çaya yenik düştü. Elektrikli ısıtıcılarda veya tüpte demlenen çay kesinlikle kömür ateşinde demlenen çayın yerini tutmaz. Köyümüzde kimse kömür ateşinin dışında başka bir araçla demlenen çayı içmez. Değişik ilçe ve köylerden bir çok kişi sadece çay içmek için köyümüze gelir. Çayın gerçek keyfini almak isteyenler kömür ateşinde demlesin" dedi.

ARAŞTIRMA Haberleri

RİZE'YE DAİR
GÜRCİSTAN'DA İFTAR
34 ÜLKEDE ÇALINIYOR
RAPOR SUNULDU
TARİHTEN YAPRAKLAR