1. YAZARLAR

  2. D. Ali TAŞÇI

  3. N’APALIM, DEMOKRASİ SİZE İHANET ETTİ!
D. Ali TAŞÇI

D. Ali TAŞÇI

Yazarın Tüm Yazıları >

N’APALIM, DEMOKRASİ SİZE İHANET ETTİ!

A+A-

 

                On üç yıl tek başına iktidar olduktan sonra, şimdi de % 49,5 oyla ve 317 milletvekiliyle tek başına iktidara gelmek, başlı başına bir olaydır ve bu olayın izahı da, seküler kafalarca, mümkün değildir.

                İnsanları sadece beş duyularıyla algılayan, makam, rütbe ve parayla değerlendiren anlayışların bu durumu anlamaları zorun zorudur. Görünürdeki sebep- sonuç ilişkisine göre bir şeyler çıkarmaya çalışmanın yeterli olamayacağını, kaç gündür köşelerinde ahkâm kesenlerin bile izah edemediği bir durumdur.

                Komşum anlattı; “ Ben Kürdüm, soyum sopum Kürt’tür. Yaşlı bir anam var, seçimden yaklaşık on gün önce gece namazına kalkıyor ve sabaha kadar gözyaşları içerisinde Tayyip Bey’e dua ediyordu. Ben oyumu HDP’ye vermeyi düşünürken, anamın bu gözyaşları karşısında dayanamadık ve ailece AK Parti’ye oy verdik.”

                Bu yaşlı kadının okuryazarlığı, hatta Türkçesi bile yokmuş. İşte Anadolu irfanı budur ve bu irfan, kaynağını İslam’dan almaktadır. Bunu, Boğaz’da viski ile demlenenler anlayamazlar, hatta hayal bile edemezler; çünkü onlar, gece yarılarında gözyaşlarını hiç demlememişlerdir.

                Bu Anadolu anası yalnız mıdır? Hayır, çokça varlar ve seslerini gönüllerine gömerek ve Rablerine sığınarak işte böyle dünyaya da meydan okurlar. Ya İslam âlemindeki dualar?

                Gazete köşelerinde, TV ekranlarında, sosyal medyada öyle yorumlar yapılıyor ki, bunlara bakıp bazen kendi insanlığımı bile sorgular hale geliyorum; bu insanlar hiç mi İslam medeniyetinden esinti almadılar, hiç mi halkımızın içine girmediler, şaşırıp kalıyorum!

                Kafaları ayrı dünyalarda, cesetleriyle bu topraklarda yaşayanlara ben söyleyeyim, bu başarının sırrını!

                Başbakan Sayın Davutoğlu, zaferini nerede kutladı, görmediler mi? Gitti iki rekât şükür namazı kıldı, ellerini Rabbine açtı ve duygulu gönülle Allah’a kulluğunu sundu; Medeniyetimizin manevi mimarı Mevlâna’yı ziyaret ederek, Medeniyet halkasının devamı olduğunu anlayanlara duyurdu.

                Ya Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ne yaptı? Dolmabahçe Sarayı’nda masalar mı kurdu? Ya da Külliye’de dansöz mü oynattı? O da gitti, sabah namazını Eyüp Sultan’da kılarak, hem kulluğunu Rabbine sundu, şükretti; hem de ümmet bilincini tüm İslam alemine duyurdu, bazıları bunu hiç anlamasa da!

                Anlamaya çalışıyorum;

                Gazete köşelerinde, kendi hayatlarını doya doya yaşayacaklarından, içkilerini istedikleri gibi yudumlayacaklarından, tatillerini, kadınlı erkekli, sahillerde geçireceklerinden… dem vuran “köşeciler”in ruh hallerini anlamaya çalışıyorum. Çok ama çok inandığınız bir şeyin gerçekleşmemesi, insanı bunalıma sürükleyebilir ve istenmedik sonuçlar doğurabilir. Asla akıl vermek gibi bir niyetim yok, isteyen istediğini zaten yapabiliyor, yahu bir de ölümü ve sonrasını düşünün! Bunu düşünemiyorsanız, ondan kaçıyorsanız, bunu çok iyi düşünen ve hayatını bu doğrultuda dizayn eden Müslümanların hallerini anlamaya çalışın! Tam yüz yıldır yetim ve öksüz olan Müslümanların bugün bir veli bularak ona güvenmelerinden daha doğal bir şey olabilir mi? Bunu neden anlayamıyorsunuz? Demokrasi diyorsunuz, halkın çoğunluğunun muteber tuttuğu bir insana, bir Cumhurbaşkanı’na, sırf sizin borunuzu öttürmediği için, ağza alınmayacak hakaretler ediyorsunuz ve sonra da “diktatör” yaftasını yapıştırarak güya onu gözden düşürmeye çalışıyorsunuz! Sizin demokrasi anlayışınız, kendinizi ilahlaştırmak olduğu için, size “la” diyenleri ölüme mahküm ediyorsunuz. Hoş kimin umurunda ya!

                Roma zindanlarında, aslanların önüne atılan zavallı insanları, kralla birlikte seyreden soytarıdan bir farkınız oldu mu bugüne kadar? Sizin gözünüzde demokrasi, kralla birlikte, kuleden aslanla boğuşan insanları, şarapları yudumlayarak seyretmenin adı olsa gerek. O zaman bu halk size niçin güvensin ve sizi desteklesin?

                Baylar bayanlar; yüz yıldır ruhlarını kor ateşlerde kaynattığınız bu halkın, “oy” denilen nesne ile sizden “intikam” alışının adıdır, demokrasi ve bu aracı bu halk çok iyi kullanmaktadır. Biliyor musunuz, sizin en çok iğrendiğiniz şey de, “potur pantolonlu erkeklerin ve şalvarlı kadınların” sizlerle aynı oya sahip olmalarıdır. N’apalım, demokrasi bu!

                                  D. Ali Taşçı (dalitasci@hotmail.com) Twitter:@DAliTasci

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Yeni dezenformasyon yasası ve kişisel verilerin korunması kanununa göre; kişilik haklarına yönelik her türlü yayın suç teşkil ettiğinden, kurallara aykırı yorumlar onaylanmamaktadır. Lütfen bir aşağıdaki facebook yorumları bölümünü kullanınız
1 Yorum